GAZETECİLER.. İŞİ ZOR ZANAATÇILAR!
GAZETECİLER.. İŞİ ZOR ZANAATÇILAR!
Çalışan Gazeteciler Günü (10 Ocak) kutlamasını birkaç gün geciktirdim. Sebep mi? Acımasız kış ve buzlanma.. Sokağa çıkmama adeta ambargo koydu. Lakin her zaman söylediğim gibi “Gazetecilerin günü, saati, zamanı olamaz!..” noktasından hareketle ziyaretimi bugüne erteledim.
Zor bir zanaat olan gazetecilik haberleri için, olaya, olguya, belgeye, bilgiye dayalı veriler soncunda yazılan yazılar, çekilen görseller için bir beceri sanatıdır da diyebiliriz.
Ben hep derim ki, gazeteciler toplumun “BEŞ DUYU”larıdır.
Şöyle:
*Gözleridir toplumun. Görünmeyeni, görünmesi istenmeyen olguları görmek zorundadır. Etik ve estetik her güzellik ortak sevdalarıdır gazetecilerin.
*Kulaklarıdır yakın ve uzakların. Tınısı düşük, kısılmış sesleri ve suskun nefesleri, duyulması istenmeyen feryat ve çığlıkları duymak, algılamak yaşam biçimleridir onların..
*Çevresinde ve bölgesinde, evrensel her yörede kokuşmuşlukları uzaklardan bile olsa güçlü sezgiyle hissetmek, koklama duyularındaki hassasiyetin açık göstergesidir…!
*Tat aldığı, bazen de acılarla yaşadığı olayları çoğu kez kendi özünde de yaşayarak topluma aktarırken acıyı ve tatlıyı ortak yaşayan bir öyküler dağarcığıdır gazeteci.
*Ve dokunur gazeteci. Eliyle, diliyle, kalemiyle bazen de yüreğiyle dokunur. Objektifi ve kalemi zenginliğidir onun.
Çoğu kez de hayatıyla dokunur ve bir destan olur bu dokunuş..!
Çalışanlarıyla, emeklisiyle aramızdan ayrılan ve efsaneleşen onlarcasıyla isimli, isimsiz kahramanlardır gazeteciler…
Yolları ışık olsun, kalemleri hep aydınlık yarınlara yazsın..!
Esen kalın.