TATLI SEKTÖRÜNDE SIKINTILAR VAR
VATANDAŞLARA UCUZ TATLI UYARISI
Tatlı imalatı yapan bazı işletmeler, ramazandaki üretim ve satışların önceki aylara göre iki katına çıkmasının mutluluğunu yaşarken tatlıları daha ucuza mal etmeye çalışan işletmeler sektörde haksız rekabete yol açıyor. 33 yıldır baklavacılık yapan işletme sahibi Ahmet Ulaşlı, vatandaşları ucuz tatlılara karşı uyardı.
Ramazan ayının başlamasıyla vatandaşların tatlıya, özellikle baklavaya talebi arttı. Ramazan sofralarının vazgeçilmezi baklava ve tatlılar tezgahlarda yerini alırken, tatlı satışlarının artması üreticilerin yüzünü güldürdü. Tatlı imalatı yapan bazı işletmeler, ramazandaki üretim ve satışların önceki aylara göre iki katına çıkmasının mutluluğunu yaşarken tatlıları daha ucuza mal etmeye çalışan işletmeler sektörde haksız rekabete yol açıyor.
Merdiven altı olarak tabir edilen işletmeler sağlıksız yöntemler ve sahte ürünler kullanıp çeşitli hilelerle maliyeti düşürebiliyor, böylelikle tatlıları daha ucuza satabiliyor. Örneğin tereyağı yerine margarin, rengi yeşil olduğu için fıstık yerine bezelye öğütüp kullanan, ceviz yerine leblebi kullanan, şeker yerine daha ucuz ama sağlıksız olan mısır şerbeti kullanarak vatandaşın sağlığıyla oynayan işletmelere rastlamak mümkün.
FİYATI UCUZ DİYE İTİBAR ETMEYİN
33 yıldır baklavacılık yapan işletme sahibi Ahmet Ulaşlı, vatandaşların tatlı alırken satıldığı ve üretildiği yerlere dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "Sırf fiyatı ucuz diye içindeki malzemenin kalitesi bilinmeyen ürünlere itibar edilmemelidir." dedi.
Baklava fiyatlarında bu yıl değişikliğe gidilmediğini belirten Ulaşlı, normal fiyatından daha ucuza satılan baklavalarda, sahtekarlık olduğunun idrak edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ucuz baklavalara karşı vatandaşları uyaran Ahmet Ulaşlı, "13-14 liraya baklava satılıyor. O fiyata baklava olur mu, insanların sağlığıyla oynanır mı diyen yok. Ben 33 yıldır bu işi yapıyorum böyle giderse 2 sene daha yapacağım, ondan sonra yapmayacağım; ucuz yapanlar ucuz yapsın insan sağlığıyla oynasınlar. Bir sürü eleman yetiştirdim ben ama şimdi yetiştirmeye eleman da bulamıyoruz. İnsanlar kendi sağlığını düşünecek ve o ürünlerden almayacak. Sadece baklava için geçerli değil bu durum, gıda olarak tükettiğimiz bütün ürünler için geçerli." diye konuştu.
DENETİMLER ESKİSİ GİBİ DEĞİL
Ulaşlı, denetim ve kontrollerin eskisi gibi yapılmadığına işaret ederek, "Sadece Tokat'ta değil Türkiye'nin her yerinde her gün yeni bir şey çıkıyor. Eskisi gibi denetimler yapılmıyor. Eskiden ramazan ve bayram öncesinde gelip bizim mutfaklarımızı kontrol ederlerdi, kullandığımız ürünlerden numune alırlardı. Şimdi bunlar yok. Bu işin ahlakını, eğitimini, terbiyesini almak gerekiyor ama şimdi yok öyle bir şey, herkes cebindeki paraya güveniyor açıyor dükkanı 1 sene sonra da batıyor ama bu süreçte olan bize oluyor. Ben yıllarımı bu işe verdim. Urfa'dan otobüslere veriyorlar baklavaları, getirip burada satıyorlar, nerede ne şekilde ne şartlarda yapıldığı belli değil. Bunu idarecilerimizin takip edip görecek." ifadelerini kullandı.
En çok tercih edilen tatlıların baklava ve şöbiyet olduğunu belirten Ulaşlı, üretimi sahurdan sonra başlayarak iftara kadar sürdürdüklerini kaydetti.