CEHALETLE MÜCADELE EDEN OĞLUM
Sevgili oğlum,
“Oku” emrini şiddetle emreden bir dinin en büyük ibadetlerinden bir tanesinin de cehaletle ve cahiller ile mücadele olduğuna inanırım. Hayatta her türlü kötülüğün anası cehalet ve cahil insanlardır. Burada cehalet okula gitmeyen okuma yazma bilmeyen değil, tersine okuyup meslek sahibi olduğu halde insanları küçümsemeyi davranış haline getiren insanlardır. Bu tutumunu da değiştirmemek için inat edenlerdir.
Sevgili oğlum, cehalet savaşçısı,
Bakıyorsun hayata, ilkokul 5’e kadar okumuş oldukça kibar ve bilgili insanın oğlu okuyor Üniversiteler bitiyor, herkese tepeden bakabiliyor, baba dostlarını küçümseyerek, onların çocuklarına da tepeden bakabiliyor. Çevresindeki insanlar bunu da başarı olarak ona yutturarak pirim yapabiliyorlar. Sence cahil hangisi? Üniversite okuduğu halde çevresinde kendisini memnun edecek şeyler söyleyerek yalan konuşanların yalancılığını görmeyenler mi? Yoksa ona her zaman benim dostlarım ve çocuklarına da sahip çık, kol kanat ger diyen baba mı?
Sevgili oğlum,
Ben de Üniversite bitirdim ama zaman zaman haksızlıklara karşı sesimi yükselttiğim zaman “Doğru söyleyenden doksan dokuz köyde rahatsız olurlar” misali insanlar rahatsız olurlar. Ama Atatürk’ün “Doğru söylemekten asla korkmayınız “ sözü her zaman bana cesaret verir. Ne diyor şair
“ Yay gibi eğri olsam elde tutarlar beni.
Ok gibi doğru olsam yabana atarlar beni”
İşte hayatta böyle olursun. Ama sakın doğruluktan ayrılmamalı ve cehaletle mücadeleye devam etmeliyiz. Başkaları bizi küçümsese de, tehdit etse de biz doğru olacağız cehaletle hareket edene elimizle, dilimizle yanlışlarını söyleyeceğiz ama ısrar de etmeden, eğer tavırları rahatsız ederse ve bizi sinirlendirirlerse arada mesafe de koyarak kimsenin bizi üzmesine müsaade etmeyeceğiz. Bunu da bir ibadet aşkı ile yapacağız.
Sevgili oğlum, geleceğin örnek insanı,
Kendisi yaptığı eleştiri ve şakayı karşısındaki insan yaptığı zaman kaldıramayan hemen tepki gösteren kaba kuvvete başvuran ve tehdit eden insan cehaletin abisidir. Benim onu eleştirme hakkım var O’nun yok o engellidir, kadındır, köylüdür, okumamıştır zihniyetinde olan insan da her zaman kendini o insanlarda görüyordur. Herkes okuyamayacağı herkes de bir mevkii makama gelemeyeceğine göre insanlar eşittir. Bunlara sahip olan insan şükretmelidir. Gelemeyen okuyamayan da sabretmelidir. Sabreden ve şükredenler, neye sabır göstereceğine neye de şükredeceğini bilenler cehaletten kurtulmaya aday insanlardır.
Sevgili oğlum,
Okuyan, okuduğunu anlayan ve uygulayan, insanlar okusun diye bilgisini kitap yapan paylaşan, imkanı olan ve bu kitapları alan imkanı olmayan çocuklara, gençlere hediye eden insanlarda her zaman cehaletten kurtulmaya aday insanlardır. Bunun tam tersini yapanlara ne diyeceğiz adını sen koy ben koyarsam bazıları gene kızacak!
Canım oğlum,
Okuyan insan okumakla adım atar, okuduğunu anlamakla emekler, anladığını uygulamakla yürür ve bunları konuşarak veya yazarak başkalarına ulaştıran insan da cehaletten koşarak kaçan insana benzetirim. İmkanı olduğu halde güzel yazan ve konuşan insanı maddi ve manevi desteklememek de ham kıskançlığa hem cehalete girer çok zaman.
Canım oğlum, sevgili geleceğimiz,
Bu bir nasihatname, emirname değil. Bu sana hayat tecrübemizi anlatmamız. Kimse hayatı anlamaları için kimseye emir de veremez zaten. Öğrenmek istemeyen ve bunda inat eden insana kim ne öğretebilir ki? Derler ki “ Allah malı istediğine, öğrenmeyi ilim sahibi olmayı da isteyene verir” Eskiden öğrenciye de talebe derlermiş yani talep eden isteyen. “Ağlamayana meme yok” atasözü de tam bunu yansıtır. Çok insana meme versen de tok olduğundan ya da inat ettiğinden o memeyi istemez!
Canım oğlum,
Yunus’un sözünü şöyle değiştireyim sana :
“Mal mülk, mevki makam hepsi sana.
Şükür, sabır ile dolan bir kalp ver bana.
Hayat yalan, talan falan anlayana.
Cehaletten, cahil güruhtan kurtar Ya Rab beni.”
Sevgili oğlum,
Hayat kolay olmadığından kendini geliştirememiş, okumayı öğrenmeyi boş saymış çok insanla karşılaşacağız. Bunlar ile nasıl iletişim kuracağımızı iyi öğrenirsek olabilir ki onların zararlarından korunuruz. Aslında amacımız faydalı olmak da, faydalı olamıyorsak bari zararlarından korunmaya bakmamız lazım. Çünkü inatla öğrenmek istemeyen insan zarar vermeye daha meyilli olan insandır. Cehalet savaşçısı ise hayatın her aşamasında, her insandan öğrenen ve kendisine bir şey öğretecek insanlara ve ortamlara severek koşarak giden insandır.
Canım oğlum,
“Emeksiz yemek ve ekmek olmaz” diyen atalarımız ne güzel demiş. Ülkede ilimin ve bilimin gelişmesi için sonsuz bir savaş vereceğiz ki ilim, irfan ve gerçek manada değerli insanlar, insanları gerçek manada seven insanlar mevki ve makamlara gelerek her şeyden öğrenmeye baksınlar. Öğrenmek isteyene, gelişmek isteyene dünya tüm imkanlarını sunuyor. Gerçek manada seven öğrenen ve güzel amaçla cehaletle mücadele edeni de hem halkın çoğunluğu hem de Hak seviyor ve insanlara da er ya da geç sevdiriyor.
Sevgi ile bilgi ile ve gayretle cehaletle mücadeleye devam edelim. Bıkmadan usanmadan ve yorulmadan. Hedef iyi ve faydalı insan olmak ve hedefte her zaman ilerde..
Sevgili Turan Yalçın kardeşim.
Eline,yüreğine diline sağlık.Ne güzel artı bir değer katıyorsunuz.
Allah sağlık ve afiyet versin.