EVİMDE İKİ BÜRO
İnsanların Kullandıkları evler yetersiz olabilir. Çare bulmak zorunda kalırlar.
Çare bulunsa da yeterli olmaz. Daha fazlasına ulaşmak isterler. Tatile gelen torunumdan iki gün önce kargo geldi.
Altmış bir ekran monitör getirdi. “ Medeniyet ilerledikçe ihtiyaç artar. “ Diyen öğretmenim yarım asır önce ne kadar doğru söylemiş.
Teknoloji arttıkça ihtiyacın arttığını gördük bizde..
Genç çiftler ev sahibi olmak için fedakârlıklara katlanırlar. “Başımızı sokacak evimiz olsun. “ diye mütevazı arayışta olurlar.
Kırk yıl önce biz de aynı düşünceyle bir ev sahibi olduk.
Aynı evde beş nüfusla de rahat ettik. Aile küçüldü sorunsuz yaşadık. Yaşamaya devam ediyoruz.
Büyüyen torunların ayrı odalara gereksinimi oldu.
Devir, bir sofra tahtası çevresinde toplanıp ders çalışmak devri değil. Üniversitede okuyan büyük torunum geldi.
O misafir. Geri gidecek. Gidene kadar iyi bir çalışma ortamı hazırladı. Ayaklı dikiş makinasını masa yaptı. Benim bilgisayarımı salona taşıdı. Dörtlü fişi prizden masama uzattı. Şarj aletini flaş bellek yerine taktı. Takılı cep telefonundan nasıl internet aldığını anlayamadım. İnternet sorunum giderildi.
Bilgisayar odasında birden fazla masaya yer yoktu. Bilgisayar mühendisliği okuduğu için. O işleri iyi biliyordu.
Benim de her gün yazmam gerekiyordu. Günlük klavye başındayım.
Kütüphanenin yanındaki masaya kendisi yerleşti. Büyük monitörü dizüstü bilgisayara bağladı.
Evin içinde iki büro oluştu. Benimki salonun bir köşesinde, onunki kütüphanede.
Şimdiye kadar çalışmalarımda teknolojik yetersizliğimin engeline çok takıldım.
Ben yazmakta, torunum teknolojide usta oldu. Bu gün akşama kadar Bahtışen romanımı yazmaya devam ettim
Evimizde içinde iki büro olan bir iş merkezi gibi oldu.