ARKADAŞ SEÇİMİ VE ÇOCUK
Merhaba Sevgili oğlum,
Bugün sana yazacağım mektubu, dikkatle, özenle ve anlayarak, beynine nakşederek okumanı tavsiye etmekteyim. Bugün sana yazacağım mektubu uygularsan “hayatta rezil olmak ile vezir olmak” arasındaki farkın neye bağlı olduğunu daha iyi anlayacaksın.
Canım oğlum,
Hayatta kötü alışkanlıklar edinmememizi ve canla başla çalışmamızı ve okumayı sevmemiz sayesinde olmuştur. Arkadaşımı kimlerden ve nasıl seçtim? Bu bana neler kazandırdı? Bak sana bugün bunları anlatacağım. Bugün arkama ve 40 yılık arkadaş geçmişime baktığım zaman “ İyi ki arkadaşımı sağlam insanlardan seçmişim” diyebiliyorsam bir baba olarak sana anlatacaklarım o kadar önem arz etmekte işte.
Canım oğlum,
Ben hayatımı 5000 nüfuslu küçük bir Anadolu kasabasında geçirdim ve biz ilkokula giderken, kasabamızda memur olan bütün önemli insanların çocukları ile aynı okulda okuduk. Kasabamız bir ilköğretim okulu vardı. Biraz uzak mahalledeki ilköğretim okuluna genelde memur çocukları gitmezdi. Bu yüzden de ben memur çocukları ile arkadaş olmayı tercih ederdim veya farkına varmadan, anne, baba ve öğretmenimiz tarafından onlarla arkadaş olmaya yönlendirilirdik ama o zaman çocuk aklımızla bunun farkına varamazdık. Demek ki bizim için ideal arkadaşlarımızı çevremiz seçmiş, bizde çocuk aklımızla onlara sahip çıkmışız işte.
Canım oğlum,
Çocuklukta kötü alışkanlıkları olmayan ve kötü konuşmayan arkadaşlarla sıcak ilişkiler kurduğumuz zaman aklımızda derslerimizde olarak hayata daha sıkı bağlanıyorduk. Bir kasabada yaşamamıza ve çiftçi çocuğu olmamıza rağmen nasıl oluyor da çiftçilikle alakalı sohbetler eden çocukların yanına değil de daha güzel şeylerden bahseden, hayata umutla bağlanan yaşı küçük ama sevgisi ve bilgisi büyük insanlarla sohbet etmemizin ne kadar güzel şeyler olduğunu bugünlerde daha iyi anlamaktayım.
Canım oğlum,
İnsanın 3 büyük düşmanı var derler. Bunlar nefs (insanın öz benliği) ki bununla mücadele etmek kötülüğe sevk edince direnmek, sabırla direnmek lazım. Bunu bir disipline sokmak ve her zaman iyi şeyler yapması için çabalamak bizim elimizde olan şey ve bu da sabırla olacak. Bunun için sabırla kendimizi iyi güzel şeyler yapmaya sevk edelim. Bıkmadan usanmadan.
Canım oğlum,
İnsanın ikinci büyük düşmanı şeytandır ki, bu şeytan görünmeden insanı kötü işler yapmaya sevk eder. Bu bazen arkadaş olarak, bazen de başka nesne olarak karşımıza çıkar. Biz farkına varmadan bizim kötülük yapmamızı söyler. Kötülük yağmasak bile içki, sigara gibi kötü şeyleri bizlere iyilik olarak kabul ettirmek için uğraşır. Bizlerde onun uyarılarına karşı kendimizi korumak savunmak ve kollamakla mükellefiz.
Canım oğlum,
İnsanın en güzel şeylerden alıkoyan en büyük düşmanlardan birisi de kötü arkadaştır. Bizleri başarıya sevk eden de, kötü işlere sevk eden de insanın arkadaşıdır. Bu arkadaşa çok dikkat etmek lazım. insanlar genelde arkadaşlarının kötü insanlar olacağını kolay kolay kabullenememekteler. Bunun farkına vararak sen önlemini almak zorundasın.
Canım oğlum,
İnsan ailede aradığı sevgiyi yeterince bulanamaz, anne ve babanın gerekli gereksiz olan eleştiri ve baskılarından bunalırsa, aradığı bu sevgiyi arkadaşlarında bulursa, o zaman nasıl olsa seviliyoruz zannederek arkadaşlarının onu kötü alışkanlıklara sevk etmesinin farkına varamaz. Bu yüzden ben, annen sizlere sevgimizi eksik etmemeye bakmaktayız. Anne ve babalarda çevrelerindeki akraba ve komşularından kötü alışkanlıkları olanları değil de, iyi güzel şeylerle uğraşanları örnek göstererek, sevdirerek onlarla sıcak ilişkiler içerisinde olmalarına teşvik etmesi gerekir. Biz anne ve baba olarak sanırım sana ve kardeşine bunları yapmaktayız.
Canım oğlum,
Arkadaş seçimimiz, hayata bizleri bağlayan halatlardır. Ben nice insanlar tanıdım ki, çok iyi niyetli olmalarına rağmen arkadaşlarına dikkat etmedikleri ve onların tavırlarına karşı olmadıkları için kendileri de bir uçurumda uçar gibi uçmuşlar ve akıllanmamışlardır. Burada ancak akıl sahipleri ibret alırlar düsturu ön plana çıkmakta ve insanlara öğüt vermekte anlayana.
Canım oğlum,
Arkadaş bulamıyorsa insan kitaplarla, gazetelerle arkadaş olmalı. Ben de çocukluğumda çoğu zaman boş konuşan insanlarla olmaktansa babamın eve getirdiği gazetelerle ve onun verdiği çocuk dergisi ekleri ile kendime daha faydalı arkadaşlar seçerdim ve onlar bana hayatta arkadaşlarımdan çok daha faydalı olurlardı. Çalıştığım kurumda yüzlerce insan çalışmasına rağmen ben sadece iki tane acı ve tatlı günümde benle olacak arkadaş seçtim ve onlarca sahte arkadaşımdan daha faydalı oldular bana.
Canım oğlum,
Bugün sana baktığım zaman, sen de arkadaşlarına dikkat ettiğini , bilim ve teknolojiye önem veren, onlarla haşır nesir olan insanları arkadaş seçtiğini ve onları benimsediğini görmekteyim ki, o zaman senin topluma faydalı çok faydalı insan olacağına dair inançlarım ve ümitlerim daha da artmaktadır.
Canım oğlum,
Okulda kurulan arkadaşlıklar, askerde kurulan arkadaşlıklar çoğu zaman gelip geçen arkadaşlıklar. İnsanlar mevki makam sahibi oldukları zaman, bu mevkii ve makam sahibi olmayan arkadaşlarını hemen unutmaktalar ve sanki onlar yokmuş gibi davranmaktalar. Onların mevkii ve makamları elden gidince de yalnız kalmaktalar. Sende hayat boyunca yalnız kalmak istememekteysen arkadaşlarını unutma. Sana iyilikte bulunanlara sen daha büyük iyilikte bulunmaya bak.
Canım oğlum,
Arkadaşlarını seçerken iyi insanlardan seçmene ve sana faydası olmayacağına inandığın insanlara mesafeli davranmış olmana ben her zaman sevinmekteyim. Mutlu olmaktayım. İnsan arkadaşları ve kurduğu arkadaşlıklarla değer kazanmakta hayatta mutlulukları da çoğu zaman onlara bağlı olmakta.
Canım oğlum,
Anne, babanın yeterli olmadığı zamanlarda insan kendi aklını kullanarak, ilim rehberi olarak, oturup kalktığı insanlara da dikkat ederek yoluna devam etmeli. Yaşadıklarından ders alarak yaşayacaklarını ona göre belirlemeye planlamaya ve oturup kalkacağı insanlara da son derece dikkat ederek ömür denen bu yolculuğu başarı ile tamamlaması gerekmekte.
Canım oğlum,
Sana bir baba olarak yaşadıklarımı ve sonsuz olarak sunduğum sevgimi vermekteyim. Bu sevgi ve bilgi aktarımına senin de faydalanacağın şeyleri iyi seçmeni dilerim.
