ASLAN DÖVMESİ

Adamın biri görmüş sırtına dövme yaptırmışları heveslenmiş, aslan dövmesi yaptırmağa gitmiş… 

– Bana da, demiş, aslan dövmesi yap!..

– Peki, demiş dövmeci; benim mesleğim dövme yapmaktır.. Gel, otur dövmeyi yapayım..

Dövmeci başlamış iğneyi batırmağa..

– Ayy! Ayy! diye başlamış bağırmağa adam…

– Ne yapıyorsun arkadaş; canım çok yanıyor!..

– Aslanın yelesini yapıyorum” demiş.

– Aman, demiş, yelesini yapma, başka yerini yap!..

Dövmeci başlamış bu sefer sırtının başka yerlerine iğneleri batırmağa.. Adam gene bağırmağa başlamış:

– Aman, dur! Yapma, çok acıyor, neresini yapıyorsun?

– Aslanın pençesini yapıyorum…

– Aman pençesini de bırak, başka yerini yap!.

Dövmeci gene başlamış iğneleri batırmaya..

Bu defa gene bağırmış adam:

– Yine neresini yapıyorsun aslanın?.. demiş.

– Kuyruğunu!..

“Ben vazgeçtim kardeşim, katlanamam bu aslanın acısına!..” demiş “Aslandan da vazgeçtim, dövmesinde de… ”

Adam çekmiş gitmiş!.

Şİmdi o hesap, Mazhar’ın da dediği gibi, “vahdet” dövmesinin lafını çok eder, sohbetlerini yaparız da; iğneler batmaya başladı mı, kaçımız dövmecide kalır, o meçhuldür!.

Arzu Kaymak:

This website uses cookies.