Ayla Bağ ile röportaj

“Yaşayan Kırk Kızlar Efsanesi” Kitabının Yazarı Ayla Bağ: “Bir fikir bin ışık yakar, kitap hediye etme kültürünü geliştirmemiz gerekiyor.”

 

Soru-1: Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ayla Bağ- 1971 Tokat, Niksar Bayraktepe köyünde doğdum. Öğretmen bir babanın, 5 çocuğundan biriyim. Evli ve 2 çocuk annesiyim. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunuyum, Marmara Üniversitesinden Aile Danışmanlığı eğitimi aldım. Okumayı, yazmayı, bilginin ışığında aydınlanmayı ve bunun ancak merakla, araştırmayla, çalışmayla gelişeceğine inanıyorum. İnsanı okumasını ve gezmeyi çok seviyorum. Yeni yüzler görmek yeni hikayeler dinlemek beni çok mutlu ediyor. Dünya üzerinde insanlar bir direktir. Bu direkler üzerinde sevgiye ait bir not vardır. Bende bu sevgi notunu okuyup yola devam ediyorum.

 

Soru- Nerelerde çalıştınız?

 

Ayla Bağ- Çalışma hayatım olmadı. Ev hanımıyım. İnternet üzerinden yönettiğim bir sayfam var ve “dünyaköylüsü.blogspot.com.tr” adı altında paylaştığım bir bloğum var orada 6 yıldır hikayeler, anılar, sosyolojik yazılar yazıp paylaşıyorum. En kısa zamanda bir aile danışmanlığı merkezi açmak istiyorum.

 

Soru- Kırk Kızlar Efsanesi kitap yazma fikrini nereden aldınız?

 

Ayla Bağ- Okumayı çok sevdiğim için yazma fikri bende lise yıllarından başladı. O gün bugündür yazıyorum. TRT-2 de yayınlanan Güneşin İzinde programında, Tokat’a ait Kırk Kızlar hikayesini dinledim ve hikayeye vuruldum. Bende binlerce yıl önce yaşanmış Kırk Kızlar Efsanesinin içinde dervişin ettiği duadan çok etkilendim. Ve bu topraklarda doğan kadınların başarı hikayeleri üzerinden değerlerimizi işlemek unutulan üstü örtülen güzellikleri yeniden hatırlamak ve hatırlatmak için ve büyük kitlelere ulaştırmak için yola çıktım.3 yıl köy köy, ilçe ilçe gezdim.200 kadınla görüştüm ve hayat hikayelerinden etkilendiğim 41 kadının hikayesini kitaba aldım. Yani efsaneyi yeniden yorumladım.

 

Soru-Kitabı ne zaman hayata geçirdiniz?

 

Ayla Bağ- 2012 yılında aklıma düşen bu düşünceyi 2017 yılında hayata geçirdim. Çok özverili bir çalışma oldu il il, ilçe ilçe, köy köy gezdim ve hikaye topladım. Kitabın doğum günü 4 Kasım 2017 Cumartesi günü Tokat’ta ilk defa düzenlenen kitap fuarında nihayet okuyucuyla buluştuk. Bana bu konuda emeğini ve desteğini esirgemeyen eşim Gazi Bağ’ a gönül dolusu teşekkürler.

 

Soru- Kırk Kızları hangi kriterlere göre seçtiniz?

 

Ayla Bağ- Kitabı yazarken ve hikayeleri toplarken insana dair sosyolojik, psikolojik, tarihsel ve coğrafik özellikleri dile getiren kadınlarımızın kırk yaş üstü olmalarına dikkat ettim. Hayatın içinde aktif, çevresine örnek olan, yaptığı işte kendi kişisel potansiyelini açığa çıkartan sıradışı hayat hikayeleriyle bir ilki başarmış olmasına dikkat ettim. İnsan hayal ettiği ve bu hayalini gerçekleştirme çabası içine girdiği sürece varlığını korumayı var olmayı başarabilir.

 

Soru- Kitabınıza beklenen ilgi oldu mu?

 

Ayla Bağ- Kitap 4 Kasım 2017 de Tokat’ta ilk defa düzenlenen kitap fuarında 40 yazar 40 bin kitap sloganıyla “Yaşayan Kırk Kızlar Efsanesi” kitabı manidar bir şekilde okuyucuyla buluştu. İlgi alaka çok güzeldi. Belki de ilk defa okuyucu kitabın kahramanlarıyla kitap fuarında karşılaştı. Ogün çok farklı bir duygu ve mutluluk yaşadık. İlimizin Valisi Sayın Dr. Ömer Toraman Beyefendinin desteği ve İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı Beyefendinin desteğiyle kitap okullarda öğrencilerle buluşturuldu. Mahperi Hatun Kız Meslek Lisesi Müdüre Hanım Sevil Alaçam’ın önderliğinde “Kırk Kızlar Kız Lisesi’nde” proje kapsamında okulda kadın kahramanlarımızla 15 söyleşi gerçekleştirdik. Tokat genelinde okullarda ve belediyenin Hanımelleri konakları dahil toplam 44 söyleşi gerçekleştirdik. Amatör ruhla ve acemice çıktığımız bu yolculukta hedefimiz bir kişiye dokuna bilmekti. Bu süreçte beni yalnız bırakmayan Bütün samimiyetleriyle her şeyini ortaya koyan yürekli sıra dışı efsane kadınlarımıza çok çok teşekkürler.

 

Soru- Sizce Kırk Kızlar Efsanesi kitabını okur nasıl okumalı ve anlamalı?

Ayla Bağ- “Yaşayan Kırk kızlar Efsanesi” kitabı aslında birçok kavramı unutulan değerleri yeniden bize abartı olmadan tamamen saf ve doğal olan yaşanmış öyküler üzerinden gerçeklerle yüzleştirdi. Hayatın inişli çıkışlı yollarında karşılaştığımız zorlukları nasıl aştıklarını bize bütün samimiyetleriyle anlatan ve hayatta var olabilmek için güçlüklerle mücadele etmenin yollarını bize gösteriyor. Kırk kadının hikayesi üzerinden kendimize ayna tutmak ve kendimizi keşfetme yolculuğunda bize yardımcı olacak bir kitap olarak okumalıyız. Her bir hikayeden biz bir cümle bir kelime öğrenip o hikayedeki sevgi notunu okuyup hayatımıza anlam katabiliyorsak ne mutlu bize.

 

Soru-8: Bu efsanenin bilinmemiş olması sizce Tokat için ne gibi bir kayıptır?

 

Ayla Bağ- Bu efsane Niksar’da yaşanmış ve kitapta anlatılan şekliyle değil de farklı iki türlü anlatımlarıyla günümüze kadar gelmiş. Niksar kalesinin içine hapsolmuş efsaneyi ben Tokat’ın bütün ilçelerine yaydım ve oradan da evrensel değerlerle tüm dünyaya duyurmak istedim. “Anadolu kadınlarıydı onlar meslek haneleri boştu ünvanları ise yoktu. Anaydı, bacıydı, yardı, yarandı, eşti yüreğimize doğan güneşti onlar.” Aslında bu efsaneyle Anadolu’da yaşayan kadının ahlaki ve evrensel değerler üzerinden efsanenin yeniden tanımını yaptım. Kişinin kendisini keşfetmesi ve içinde var olan potansiyeli açığa çıkartıp tüm insanlığa duruşuyla bakış açısıyla çalışma azmiyle ve kendisine olan inancıyla yapamayacağı başaramayacağı iş olmadığının altını çizmek istedim. Bakmasını bilirsek görmesini bilirsek ve yaşarken birbirimizin değerini bilirsek yeni efsaneler yazmanın kaçınılmaz olduğunu göstermek istedim. Efsanenin bilinmemiş olmasını bir kayıp olarak görmüyorum. Çünkü her şey zamanı geldiğinde olgunlaşır ve değer kazanır. Bu efsanenin bu topraklarda yaşanmış olması ve bu topraklardan tüm dünyaya etik olan ahlaki değerlerin taşıyıcısı demir bilekli çelik yürekli yiğitlerin omuzları üstünde taşınan kadınlarımızın hikayeleriyle layık olduğu yeri bulacağına inancım sonsuz. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi.

“Ey kahraman Türk kadını sen yerlerde sürünmeye değil omuzlar üstünde taşınmaya layıksın ” sözünün içselleştirildiği ve bu düşüncenin  halk oyunlarına yansıtıldığı bu toprakların bir ferdi olarak bu efsanenin Tokat’ın tanıtımına çok büyük katkısının olacağını düşünüyorum ve bu konudaki inancımı koruyorum.

 

Soru-Kitabınıza ne gibi bir ilginin olmasını beklerdiniz?

 

Ayla Bağ- Tüm kurumlara ve kuruluşlara hanımlara beylere çok çok teşekkürler. Ben bu çalışmayla bir ilki başardım. Kitap alanında yazılmış bir ilk kitap olma özelliği taşıyor. Yine Kitap milli eğitimde kitabın kahramanlarının öğrencilerle buluşturulup değerler eğitimi üzerinden proje kapsamında öğrencilerimizle her hafta bir efsane kadının hikayesinin buluşturulması Türkiye’de bir ilk oluşturdu. Efsane kadınlarımız öğrencilerimize bir ışık olabilirsek faydalı olabilirsek ne mutlu bize dediler. Gönüllü olarak projeye katkı sağlayan hanımların öğrenciler üzerinde bıraktığı etki çok büyük oldu. Tabii ki bu kitap yöresel bir çalışma henüz ulusal basınla tanışmadı. Sayın büyüklerimden ben Kırk kadının bir araya gelebileceği bir organizasyonla kitabın tanıtımı ve ulusal basınla tanışmasını çok arzu ediyorum. İnşallah ilerleyen günlerde buda gerçekleşir.

 

Soru-Bu konuda başka neler söylemek isterdiniz?

 

Ayla Bağ- Önümüzdeki günlerde güzel projelerle kadınlarla buluşmak istiyorum. Toplum olarak Kitap okumasını pek sevmiyoruz. Bende diyorum ki gelin başarılı örnek olmuş insanı okuyalım. Bu başarıların kadınlara feyz kaynağı olmasını ve kendilerini keşfetmelerine yardımcı olacak insanlık ailesiyle güzelliklerde buluşmak, kadının gücünü göstermek sevgi dilini dillendirmek ve merhamet dolu davranışların doğurduğu erdemli güzel günlerin çok yakında olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Şunu da söylemek istiyorum. Kitabın yarıdan fazlası il dışına gitti. Okuyucudan gelen geri bildirimler çok

 

Soru-Bu konuda başka neler söylemek isterdiniz?

 

Ayla Bağ- Önümüzdeki günlerde güzel projelerle kadınlarla buluşmak istiyorum. Toplum olarak Kitap okumasını pek sevmiyoruz. Bende diyorum ki gelin başarılı örnek olmuş insanı okuyalım. Bu başarıların kadınlara feyz kaynağı olmasını ve kendilerini keşfetmelerine yardımcı olacak insanlık ailesiyle güzelliklerde buluşmak, kadının gücünü göstermek sevgi dilini dillendirmek ve merhamet dolu davranışların doğurduğu erdemli güzel günlerin  çok yakında olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Şunu da söylemek istiyorum. Kitabın yarıdan fazlası il dışına gitti. Okuyucudan gelen geri bildirimler çok güzel. Biz Tokat’tı böyle bilmiyorduk en kısa zamanda ziyarete geleceğiz ve bu kadınlarla tanışmak istiyoruz dediler. Bu söylem Bende şöyle bir fikir oluşturdu. Turizm alanında herkes bir yere dağ, taş, mağara, tarihi eserleri, yaylalarını görmeye gider. Bende Tokat’a insan görmeye gelecek olan turistlere kırk kızlar hikayesiyle tanıtım yapmak ve doğal bozulmamış dürüst insanın mayası olan bu organik topraklarda doğan ahlaklı Anadolu kadınının tüm insanlığı mayalandıran dünya insanlığına önder olacağı düşüncesini taşıyorum. Bu konuda bana ve kadınlarımıza destek veren bu değerlerimize sahip çıkan idarecilerimize çok çok teşekkürler. Ayrıca bu röportajı gerçekleştiren ve sesimizi duyurmamıza katkı sunduğunuz için size Turan Yalçın Beyefendiye çok çok teşekkür ederim. Buradan Tüm halkımıza selam ve sevgilerimi iletir güzelliklerde buluşmak dileğiyle…

Bir fikir bin ışık yakar, kitap hediye etme kültürünü geliştirmemiz gerekiyor.

Turan Yalçın:

This website uses cookies.