AYLİN ŞENGÜN TAŞÇI KONSERİ

AYLİN ŞENGÜN TAŞÇI KONSERİ

 

Belediyemizin çağrısına uyarak gittiğimiz salonda yer kalmamış. Balkonda ikinci sırada ancak yer bulabildik. Balkondan sahneye tepeden bakılıyor. Önümüzde madeni çerçeveli korkuluğun camlarından zar zor görebiliyoruz sahneyi. Ne var ki önümde oturan kabarık, kıvırcık saçlı genç, görüş alanımı bayağı perdeliyor. Hele de yanındakiyle kafa kafaya verip fısıldaşınca sahne bütünüyle görünmez oluyor.

                Sanatçı, Ankara’dan saz heyetini de getirmiş beraberinde. “Milli Eğitim Bakanlığı’nın himayesinde ülkemizi dolaşıp Türk sanat müziğini sevdirmek için konserler vereceğim” diyor. Sırtını dağ gibi bakanlığa dayamış. “ Ya bir dağa, ya bir beye yaslanacaksın” demişler. O bakanlık ki bütçe büyüklüğü yönünden Diyanet başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’na yetişemese de çoğu bakanlıklara göre hatırı sayılır (cesamette), büyüklüktedir.

Saz heyeti yerini alınca:

“Rüya gibi uçan yıllar biraz durun, durun biraz

Kaybolan günlerim için hesap sorun, sorun biraz

Güzel bir kumral uğruna küstüm esmer beyazlara

Bu akılsız garip başa şimdi vurun, vurun biraz…” şarkısıyla başladı programına.

                Bir buçuk saate yakın sahnede kalan sanatçı, daha çok popüler şarkıları seslendirdi. Her şarkı arasında ya şarkının yazılış öyküsü, ya değişik sanatçılarla ilgili kısa anılar anlatarak soluklandı. Örneğin ben gamlı hazan şarkısını söylemeden önce şarkının yazılış öyküsünü anlattı: “Meliha Pars, ileri yaşlarda şarkılar söylerken sınavları devam eden bir genç, ona âşık olup duygusunu açıklamış. Meliha Hanım, “ Cevabını sınavlardan sonra vereceğini” söylemiş.

                Sınav başarıldıktan sonra Meliha Hanım’ın yanıtı, kendisinin bestelediği şu şarkı olmuş:

“Ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç

Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç

Olmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geç

Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç .” (Bu öyküyü başka türlü anlatanlar da vardır.)

                Selahattin Pınar ile Sadettin Kaynak’ın besteleri eşdeğerde gidiyormuş. Bir ortak dostlarına sormuşlar:

-Hangimizin eserlerini daha çok beğeniyorsun?

-Biriniz kaynak, biriniz pınarsınız. İkinizinkini de eşit ve övgüye değer buluyor ve çok seviyorum, diye yanıtlamış, dostları.

                Konserde gözümüz de doydu gönlümüz de. Usta sanatçı, hem şarkı aralarında kısa açıklamalar yaptı, hem orkestrayı yönetti, hem de şarkı söyledi.

                Konserden sonra müdürün davetiyle gecenin bu saatinde arkadaşını bir başına bırakıp araç değiştirenleri görünce “Belki başkan olabilirim” umudu ile parti değiştirenleri niye kınamalı ki…

                İş hayatımda müdür olamadığıma ilk defa bu gece hayıflandım…

 

Rasim Canbolat:

This website uses cookies.