Akşam haberlerinde dinledik, sevindik. 65+ yurttaşlara seyahat izni çıkmış. Ev hapsinden kurtuluyoruz. Artık şehirlerarasında bile yolculuk yapabilecekmişiz. Ancak iznin şartlarını dinleyince şahsen benim hevesim kursağımda kaldı.
Bir kere yola refakatle çıkacakmışız. 65’i geçtiysek hasta mı olduk, birden bire? Bu kararı alanların arasında kaç kişi var acaba, 65’in üzerinde. Bilim kurulunun hiç birini tanımıyorum ama cumhurbaşkanlığı danışma kurulunda görevlendirilen eski meclis başkanlarının eski bakanların, üst düzey eski yöneticilerin hepsini tanıyorum, basından. Aralarında 65’den aşağı kimsenin bulunmadığından adım kadar eminim. Bizi refakatçiyle göndermeyi düşünenler, adı geçenlerin korumalarını refakatçi mi kabul ediyorlar acaba?
65 üstünü ne sanıyorlar? Seksen yaşındayım. Türkiye’yi dolaşmayı gözüm kesiyor: bin otobüsün üç numaralı koltuğuna, uykun gelinceye kadar çevreyi seyrederek, gez… İlimizde ne uçak, ne tren var. Şehirlerarası gezilerde toplu taşım aracı olarak tek seçenek yalnız otobüs kalıyor. Yakın illerimize araç kullanarak birer günde gidip gelebilirim. Ben böyle düşünebiliyorsam 65’e kadar benden gençlerin gözleri neyi kesmez ki? Acaba diyorum, dünya ülkelerinin yönetiminde bulunanlarının kaçta kaçı 65’ten küçük ki? Onlar koca ülkeleri yönetebiliyor da biz kendimizi yönetemeyecek miyiz?
Gideceğimiz yerde en az bir ay kalmamız gerekiyor. Gidince gezip tozamayacak, denize giremeyecek, orada da ev hapsini sürdürecekmişiz. Ev hapsi, ev hapsi olduktan sonra evimizin suyu mu çıktı? Hiç olmazsa evimizde istediğimiz gibi hareket ediyoruz. Çoğumuzun anamız babamız dünyalarını değiştirdiler. Yaşasalar bile onlar mı bize hizmet edecekler, biz mi onlara? Kız olsun erkek olsun kardeşlerimize gitsek, her ikisinin de bir yanı el. Kendimizden başka refakatçimiz de 72 saat kalacakmış. Demezler mi adama ki: ”Kendi sığmamış, kuyruğuna diken sıkıştırmış!”
Otel desen, dünya para. Müjdeyi verenler, herkesin gelirini kendi gelirlerine mi usuyorlar?
Sayın bakanıma “Müjdene ne vereyim?” diyeceğim ama böyle tatsız tuzsuz müjdeye de bi şey verilmez ki…21.05.2020