Saadet Partisi Tokat İl Başkanı Bilal Metehan Aydın, koronavirüs salgını, Türkiye ekonomisi ve dış politikada yaşanan gelişmelere yönelik açıklamalarda bulundu.
Saadet Partisi Tokat İl Başkanı Bilal Metehan Aydın yaptığı açıklamada gündemi değerlendirdi. Gündemde etkisini hala sürdüren koronavirüs salgını olduğunu belirten Aydın, ayrıca ülke ekonomisini de değerlendirdi. Türkiye Ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 9,9 daraldığını, 2013 de 12 bin 400 dolar olan kişi başına düşen milli gelir 8 bin 900 dolara geriledi ifade eden Aydın, “Türkiye küçülüyor, ekonomi daralıyor, problemler artıyor” dedi.
Başkan Aydın, “Toplantımıza başlarken, Rahmeti Rahmana kavuşan kıymetli başkanımız Prof. Dr. Arif Ersoy Bey’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Uzun bir zamandır tedavi görüyordu hastanede takdiri ilahi son nefesini verdi. Kendisine Allah rahmet etsin, makamı cennet olsun, yakınlarına başsağlığı diliyorum.” diyerek konuşmasına başladı. Koronavirüs salgınında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Aydın, “Son günlerde çelişkili yaklaşımlara şahit oluyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamları millette güveni iyice sarstı.Türk Tabipler Birliği’ni ziyarete gittik orada edindiğim intiba bizi endişeye sevk ediyor. Eğer ekonomik kaygılarla bu milletten gerçekler gizleniyorsa bunun ne kendilerine ne ülkeye hiçbir faydası olmaz.Biz buradan Sağlık Bakanı’na bir çağrıda bulunmak istiyoruz.Sizin gayretiniz ve samimiyetinize sürecin başından beri inandık, salgın konusunda attığınız her adımda yanınızda olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Ama siz sürece dair güveni zedelerseniz bu millete de kendinize de çok büyük zarar verirsiniz.” Şeklinde konuştu.
KORONAVİRÜS SALGININDA DURUMU ORTADA
Başkan Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tedbirlere riayetin en üst düzeyde olması gereken bugünlerde ne yapılıyor? Sn. Erdoğan Giresun’da milleti meydanlara toplayarak miting yapıyor.
Neymiş, efendim Giresun’da böyle bir miting tertip edilmedi diyorlar bir miting yapılacakmış gibi hazırlıklı olarak gelip millete çay dağıtıyorsunuz sonra da diyorsunuz ki bu kendiliğinden oldu.
Siz bunu bir miting meydanında yaparsanız millet gelir, vebalde sizin omuzlarınıza yüklenir.
Bu bir şeyi gösteriyor millet nezdinde; Rakamlar gizlendiği için, Cumhurbaşkanı ve devlet yetkilileri bu meselelerde umursamaz olduğu için. Millette maske taksan ne olacak takmasan ne olacak havası millete aşılanıyor. Bu bir sorumsuzluktur muhterem arkadaşlar.Bu miting ilk başta, aylardan beri gecesini gündüzüne katan, hayatını kaybeden, hastalanan sağlık çalışanlarımıza bir hakarettir.
Daha bu hafta sonu Saadet Partimizin Ankara İl Gençlik Kolları mensubu bir gurup genç Havuz Medyasına bağlı gazetelerden birisinin önünde iftirayı, yalanı, yanlışı protesto etmek için önceden haber vererek, basın açıklaması yaparken gözaltına alınmış, 4 saat gözaltında tutulmuşlar. Aralarında sosyal mesafeye dikkat ettikleri halde sosyal mesafeden ceza kesilmiştir. Allah’tan korkun bunun cezasını Cenab-ı Hak size verir. Hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Türkiye bir hukuk devletidir, Türkiye zorbalıkla yönetilen bir ülke vasfından bir an önce kurtarılmalıdır. Siz adaleti çiğnerken adaleti üstün tutacağınızı iddia edemezsiniz.Siz baskıdan zulümden bahsederken zulüm işlerseniz bu sözünüze itibar olmaz.Siz ekonomideki adaletsizlikten bahsederken insanlar açlık çekiyorsa kimseyi inandıramazsınız.
Yapmayın, etmeyin… Bu devlet, bu ülke hepimizin iktidarda kalma hırsı ile millete yaptığınız ezanın karşılığını muhakkak görürsünüz.”
TÜRKİYE EKONOMİSİ
“Şimdi bir şey icat ettiler; neymiş muhalefetin derdi Erdoğan gitsin de ne olursa olsunmuş. Buna öteki taraftan bakın Bugün Erdoğan iktidarda kalmak için her yola başvurmayı, her kuralı çiğnemeyi meşru görüyor kendisi için. İktidar 18 yıl önce şikâyet ettiği zulümleri kendileri işler hale geldi. İktidar algıyı ne kadar yönetmek isterse istesin, uçuyoruz, sürprizler yapıyoruz diye propaganda yaparsa yapsın gerçekler hükümetin bu yaklaşımını yalanlıyor.Bakınız rakamlar ne durumda;Türkiye Ekonomi ikinci çeyrekte yüzde 9,9 daraldı.2013 de 12 bin 400 dolar olan kişi başına düşen milli gelir 8 bin 900 dolara geriledi.Türkiye küçülüyor, ekonomi daralıyor, problemler artıyor. İstediğiniz kadar ithamda bulunun lafla peynir gemisini yürütemezsiniz.“Bir yalanı ne kadar çok söylerseniz o yalana o kadar çok inanan çıkar” propaganda tekniğini kullanabilirsiniz ama milletin cebinde para olmadıkça lafla kimsenin karnını doyuramazsınız. Dış ticaret açığı Ağustos’ta 6.3 milyar doları buldu. Dış ticaret açığı, hep artış eğiliminde, İhracat, 1 yılda 5,74 azaldı; ithalat, aynı dönemde %24,6 arttı. Açık büyüyor; kapatılamıyor.
Bugün gelinen noktada sadece AK Parti’de değil Sn. Erdoğan’ın kendisinde de metal yorgunluğu var.
Yanlışları tespit edemiyor, 18 yılda siz de yoruldunuz bu millette yoruldu. Tabi şimdi bunlar olunca bütçe açığı üstü örtülemez hale geldi. Önce millete kredi dağıttılar araba ve inşaat sektörü canlansın dendi ve piyasa canlandı. Şimdi para lazım arabalara döndüler 1 iken 3 aldılar. Bu başarıyı dünyada başka bir iktidar gerçekleştiremezdi, bu arkadaşlara nasip oldu. Gümrük girişi 150 000 lira olan bir otomobil,ÖTV 300 000 lira, KDV 86 508 lira, TRT Payı 600 lira, Toplam fiyat; 567 108 lira.
Bu metotla Türkiye’nin düzelmesi mümkün değil. Kimse Algıyı Yönetmeye Kalkmasın.
Alıp hadiseleri çarpıtmaya da kimse yönelmesin. Gaz bulundu, bizim Karadeniz’de bulunan gaza sevinmememiz mümkün mü? Bu bizim memleketimiz için elbette bundan memnununuz.
Geçmişte sondaj gemisi yokken bugün 4 gemimiz var tebrik ederiz.
Bulunan gazı kimse küçümsemiyor, inşallah bu bulunan miktar daha da yükselir. Ama Türkiye ekonomisini bir gazın omuzlarına yüklemeye kalkarsanız bu olmaz. O gazla ekonomiyi düzeltemez, işsizliği önleyemezsiniz. O gaz ekonomiye bir katkı sağlar elbette ama siz bunu nasıl değerlendireceksiniz. Bugünkü yatırım politikaları ile bu gaz işletilirse israfa gider.
Her şeyi ithal eder hale geldik. Bugün Türkiye’ de kağıt bile ithal ediliyor, çünkü kağıt fabrikaları yok edildi. Bu arkadaşların ekonomi anlayışları tamamen ranta dayalı o yüzden de Kanal İstanbul’dan bir türlü vazgeçmek istemiyorlar. Çünkü arsa rantı var orada, başka rantlar var”
ÖĞRETMEN MAAŞLARI
Başkan Aydın, “Biz özel eğitim kurumlarının karşısında değiliz ama esas olarak eğitim parasız olmalıdır. MEB Bütçesi 2020 yılı için 125 milyar 397 milyon TL olarak belirlendi.MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2019 yılında yüzde 11.84 iken, 2020’de bu oran yüzde 11.45’e geriledi.
Tabi MEB gibi kurumlar yatırım kurumları değil burada esas olarak bütçenin öğretmenlere ayrılması tabiidir. MEB diyor ki velilerden hiçbir şey almayın ama ben sana temizlikçi kadrosu veremem, temizlik malzemesi veremem. Ne yapıyor okul idaresi velilerden katkı payı istemek zorunda kalıyor.
Bunu yapamayan okullarda temizlik yok zaten. Siz bir okulun bütün ihtiyacını devlet olarak karşılamak zorundasınız ama karşılayamıyorsunuz, çünkü sizin ekonomideki batak politikalarınız yüzünden.
Bu arkadaşların eğitimle alakalı kafasında iki şey vardı. Bina yapacağız ve akıllı tahta yapacağız bunlar yapıldı ama ilerleme sağlanmadı neden? Bunlar araç gereç eğitim felsefesi müfredat öğretmen kadrosu kadronun niteliği vasfı esas olan bunlar siz bunlar öne vermediniz. Sadece İHL’leri arttırarak manevi eğitime de önem verdik algısı oluşturamazsınız. Akdeniz’de Haklarımızı Savunmak Elzemdir
Gündemimizin son maddesi dış politikada yaşanan gelişmeler. Özellikle Akdeniz’de yükselen tansiyonu yakinen takip ediyoruz. Hemen belirteyim ki; Akdeniz’de Türkiye’nin haklarının korunması elzemdir. Bu konuda atılacak her adıma elimizden gelen tüm desteği vermeye hazırız. Attığımız meşru adımlardan geri adım atmayız atmamalıyız. Ancak muhterem arkadaşlar bu hükümet iktidara geldiğinden beri dış politikada itibar kaybediyor. Geldiğimiz noktada diplomasi de tabiri caizse sınıfta kaldık.Sadece Batı ile değil Rusya ile Çin ile komşularımız ile aramız bozuk.Bu kadar beceriksizliği kolay kolay kimse başaramazdı siz başardınız. Bizi bu hale nasıl getirdiniz? Şimdi İsrail ile BAE’nin Suud’un arasını düzeltmek için arabuluculuğa soyunmaya başladınız. Hani Şam’da Cuma kılacaktınız herhalde bu gidişle Esad’la birlikte saf tutacaksınız. Böyle dış politika yürütülmez nerede bizim D8’lerimiz…
Türkiye güçlü bir ülkedir. Türkiye tehditlere boyun eğerek haklarını teslim edecek bir ülke değildir.
Biz bu noktada diyalogu önceliyor ve diplomaside atılması gereken adımların titizlikle atılmasını tavsiye ediyoruz. Ama Allah rızası için külahınızı önünüze koyun şu söylediklerimi bir düşünün. Ben biraz yüksek sesle bunları dile getiriyorum ama her söylediğim gerçeğin ta kendisi.Kimseye iftira etmem, yalan söylemem, hata edersem geri dönmesini özür dilemesini bilirim.Ama gerçekleri söylemezsem de üzerimdeki vebali atamam. Allah yar ve yardımcımız olsun.” Diyerek konuşmasını tamamladı.