DOLAR BAZLI YAPILAN KİRA SÖZLEŞMELERİ İPTAL EDİLSİN
Tokat Milletvekili, TBMM İdare Amiri Kadim Durmaz, döviz kurlarındaki hareketlilik ile ilgili açıklama yaptı. Türkiye’de birçok iş yeri ve konut kirasının dolar üzerinden olmasına değinen Durmaz, “Dolar üzerinden yapılan kira sözleşmeleri iptal edilmeli ve Türk lirası ile tekrar sözleşmeler yenilenmelidir.” dedi.
Tokat Milletvekili, TBMM İdare Amiri Kadim Durmaz, döviz kurlarındaki hareketlilik ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Durmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomik anlamda rahatlama anlamında kısa ve uzun vadeli çözüm önerilerini de paylaştı.
Döviz kurlarındaki hareketliliğe ilişkin yaptığı değerlendirmede Türkiye’de birçok iş yeri ve konut kirasının dolar üzerinden olmasına değinen Durmaz, “Dolar üzerinden yapılan kira sözleşmeleri iptal edilmeli ve Türk lirası ile tekrar sözleşmeler yenilenmelidir. Çünkü AVM’ler de, şehir içlerinde ki birçok işyerlerinde ve konutlarda dolar bazlı alınan kiralar esnaflarımızı ve yurttaşlarımızı ekonomik olarak çok büyük sıkıntıya sokmuştur. Yurttaşlarımızın doların aşırı yükselmesinden dolayı karşılaştıkları ekonomik sıkıntı sonucunda dolar bazlı yapılan sözleşmelerin acilen iptal edilip Türk Lirası cinsinden tekrar yapılması artık zorunlu hale gelmiştir. Doların yükselişi ülkemizdeki birçok firmayı da Dolar bazlı aldığı ürünler nedeniyle iflasın eşiğine getirmiştir” dedi.
Milletvekili Durmaz, “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamış olduğu krizden çıkış için 13 maddelik öneriyi bir kez daha yineliyoruz.” diyerek, Kılıçdaroğlu’nun kısa ve uzun vadeli çözüm önerileri paylaştı:
“Birinci madde: Devlette liyakat yoksa devlette çürüme vardır. Yapılması gereken en önemli işlerden birisi devlette liyakat sisteminin yeniden inşa edilmesidir.
İkinci madde hukukun üstünlüğü ve güvenliğidir. Milletvekillerinin öğrencilerin hapiste olduğu bir ülkede ‘yabancılar gelsin yatırım yapsın’ diye beklerseniz hayal ortamında yaşarsınız.
Üçüncü madde Merkez Bankası’nın bağımsızlığıdır. Bugün merkez Bankalarıyla ilgilenen dünyadaki bütün çevreler Türkiye’deki Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığına inanıyorlar. Siyasi otarite yüzünden bağımsız karar alamıyor. Eğer bu güvenceyi verirseniz farklı bir merkez bankası profili ortaya çıkar. Ülkeyi yönetenlerin üçüncü maddesi bu.”
Dördüncü madde sıcak para yönetimi. Akılcı bir sıcak para yönetimine geçmek gerekiyor. Dolar kurundaki her on kuruşluk artışın bize maliyeti 22 milyar lira. Yılbaşından bu yana dolar kurunun yükseliş maliyeti 580 milyar lira.
Beşinci madde: Dolar esas alınarak ihaleler yapılıyor yani dolar baş tacı ediliyor bu politikadan vazgeçilmeli. Dolar esas alınarak süratle TL’ye dönüştürülmeli eğer TL’ye güveniyorsanız ‘TL bizim paramız’ diyorsanız süratle ihaleleri Türk Lirasına dönüştürün. Dolara endeksli geçiş ücretleri var. Bunların da tamamen TL’ye dönüştürülmesi gerekiyor. Bunu yapmanın mevcut yönetim tarafından zor olduğunu biliyorum”
Altıncı madde: kamu ihale yasasının mutlaka değişmesi gerekiyor. Yolsuzluğun temel kaynağı budur. 16 yılda tam 186 kez ihale mevzuatı değişti.
Yedinci madde: Hepimiz vergi ödüyoruz çocuk doğduğu andan itibaren vergi ödüyor. Vergilerin nereye ödendiğini denetleyen Sayıştay uluslararası standartlarına dönmeli. Sayıştay’ın şuanda denetim yapacağı alanlar kısıtlı eli kolu bağlı durumda.”
Sekizinci madde: Bütçe dışı uygulamalar. Kim bütçenin dışında fonlar oluşturdu? TOKİ ve benzeri yapıların hepsinin kaldırılması lazım. Bütçe disiplinin bu bağlamda sağlanması lazım.”
Dokuzuncu madde: Dış politika bugün izlenen politikanın 180 derece değişmesi lazım. Dış politikada hamaset söylemlerine, dost söylemlerine yer yoktur. Her ülke kendi çıkarları için söylem oluşturur. Güçlü bir ekonomi oluşturamazsanız başka ülkelerin sömürdüğü ülkeler haline getirirsiniz Türkiye’nin bugün geldiği nokta bu. Trump bir tweet atıyor, Türkiye’de dolar yükseliyor. Neden böyle oluyor? Güçlü bir ekonomi olmadığı için. Trump’ın attığı her tweet Türk halkının onurunu zedeliyor. Asla kabul etmiyoruz. Bu konuda Türkiye’de bir görüş birliğinin sağlanması çok önemli. Eğer iç politikayı, dış politikanın malzemesi haline getirseniz güçlü kalamazsınız.”
Onuncu madde: Kontrolsüz borçlanma. Bunun için bir anayasal kural getirmek gerekiyor. Herkes gönlünce borçlanamaz. Çocuklarımızı, torunlarımızı borç altında bırakamayız. Bunun limitleri ve kuralları olması lazım. TBMM’ye hesabı verilmeli. Bu borçları kim ödeyecek? Bu borcu 80 milyon ödeyecekse hepimizin soru sorma hakkımız var.
On birinci madde: Fakirin, fukaranın sırtına yıkılan bir vergi politikası var. Türkiye’nin bunu düzeltmesi lazım. Vergi cennetlerinde dolarları olanlar var. Bu dolarları olanlar Türkiye’ye getirdiğinde vergi ödemiyorlar. Fakir ekmek alırken su içerken vergi ödüyor. Milyarlarca dolarla uğraşanlar vergi ödemiyor. Bunu engellemek için 2006 yılında parlamento üstüne düşeni yapmış. ‘Dolarlar ülkeye gelirse yüzde 30 vergi alacağım’ demiş. Bu kararname 2006 yılından beri çıkmıyor. Biz bu kararnamenin süratle çıkmasını istiyoruz. O vergi cennetleri nereler herkes biliyor.
On ikinci madde: Üretimi önceleyen politikaya ihtiyacımız var. Bir ülke üretirse güçlü olur.
On üçüncü madde: israf ekonomimizi hepiniz görüyorsunuz. Lüks arabalardan geçilmiyor. Tasarruf yapacağız diyorsanız kamudaki araba saltanatına son verin. Kiralık binalarda oturuyorlar. Neden? Eskiden bakanlıklarda otururlardı. Beğenmiyorlar.”