DUYGUSAL ANLARIM…

Bulutlar, Gökyüzünü kapattığı anları yaşarken, gök gürültüsü eşliğinde peş peşe şimşeklerin alevleri ile aydınlanıyor görüntü ufkum… Yağmur damlaları rüzgâra aldırmadan çılgınlar gibi yeryüzüne iniyor. Dikmen yamaçlarını temizleyen rahmet gökkuşağı caddesinde birleşip dereye dönüşüyor.

Mevlana Bulvarı (Konya yolu) araçlar her zaman ki akşam yolculuğunda, Gölbaşına gidenler hızlı, şehre girenler yavaş ve nazlı. Biraz önce caddenin ve parkın ışıkları yandı.

Eşimle birlikte yaklaşık üç aydır çevre düzenlemesi yaptığımız, sağlı sollu girişleri çiçek ve güllerle süslediğimiz köydeki evimizi düşünüyoruz. Çilekler, fasulyeler, domatesler, biberler, salatalıklar, kabaklar, soğanlar, üzüm çubukları ne haldedir merak ediyoruz.

Ramazan ortalarından itibaren iftar sofralarımızı süsleyen, ziyaretçilerimizin tamamına ikram ettiğimiz çilekleri toplayıp reçel yapacaktık. Fasulyeler, Salatalıklar ve kabaklar yeni dökmüşlerdi. Ankara dönüşünde sofralarımızdaki yerlerini almak için hazırlıklarını tamamlamış yola çıkmışlardı. Domatesler ve biberler çiçekte idiler.

Kuşlar ve yavruları ıslanmamıştır inşallah. Serçelerin muhabbeti, yavru kuşların anne ve babalarını özleyiş mırıltıları, kedilerin evin etrafında birkaç tur atarak miyavlayıp “buradayım, neyiniz varsa yemek kabıma koyun, yiyip gideceğim” der gibi ses verişlerini işitiyor gibiyim.

Balgat’ta Gökkuşağı Caddesi, Gökkuşağı parkı, Konya yolu ve ODTÜ ormanlarına bakan balkonda yaklaşık 420 km. alanda gidip geliyorum. 

Kâh balkondan yağmura akıyor, ellerimi uzatıp ıslatıyor kâh köydeki dolu vurgunu sonrası halin sessizliğini hissediyorum.

Aklım köyde. Üç aydır iğne deliğinden deveyi geçirdik. İlk kez kendimize ait bir

evimiz ve bahçemiz var. Eşimle emeklilikte dinleneceğimiz günler için yaptırdık. İlk emeklerimiz. Meyveler iki yaşında. Sayılı kiraz, dut, elma, şeftaliler erişmek için vakte yürüyorlardı. Her meyvenin büyüme ve olgunlaşma süresi farklı elbette.

Bir ara internet paylaşımlarına bakıyor. Resimler ve çekimleri inceliyorum. Birkaç telefon araya giriyor.

Ya Kelkit, ne haldedir. Yağmurun ve dolunun bütünleştiği vadide yatağına sığmış mıdır? Frenleri patlamış, kendinden geçmiş, nereye aktığını, neye vurduğunu, neyi koynuna alıp akıntıya verdiğini unutup kendini vakte teslim edişte midir?

Ya da kendini Tepekışla barajında izole durumuna mı geçmiştir. 

Beynim dolu, sürekli hareket halinde, vakit akşam,  ezan sesiyle balkona tekrar dönüyor, dua vaktime hazırlık yapıyorum.

Yağmur Sonrası ile bütünleşen bir tutkunun zaman ve mekân tanımayan sevdasının alev alev yağmur altında nasıl gökyüzüne ulaştığını anlatmak istedim.

Dışarıda ılık bir esinti var. Sessizce, ince ince yağmur devam ediyor.

Gün ortasında Ankara şehir hastanesinde dostum Dr. Süha Şen beye köyü ve üç aylık çalışmalarımızı, yeşilin bütün tonlarının yüreğin damarlarında dolaşımı, sabahın tazeliğinde bahçe gezisinde ağaçlarla, sebzelerle, gül ve çiçeklerle, kuşlarla sohbeti anlatmıştım.

Yüreği dün ve bugün sürekli ıslak dostlar bilirim. Gözleri yağmur damlalarıyla sırdaş olmuş, bir gökyüzünde gezintiye çıkar bir yeryüzünde toprağa inerler.

11.06.2020 /Ankara

Osman Baş:

This website uses cookies.