EN BÜYÜK BELA BEYNİN KULLANILMAMASI

“Sözün Özü, İşin Sırrı Bir Akademik Başarı Öyküsü” sloganı ile yapılan kariyer günleri etkinliğine Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bünyamin Şahin, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Abdullah Gürbüz, İl Kültür Turizm Müdür Yardımcısı Ali Uçar, İnovasyon Okulları Kurucusu Bilal Durmaz, Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Sansar, Genel Müdür Burak Ocaklı, Anadolu Lisesi Müdürü Hüseyin Sipahi, okul öğretmenleri ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açılış konuşması Anadolu Lisesi Müdürü Hüseyin Sipahi tarafından yapıldı. Sipahi,“İnovasyon Okulları hayat için eğitim olan hedefimiz doğrultusunda şehrimizin ve ülkemizin geleceğine katkılar sunan bir kurum olarak yer alacaktır.” Dedi.

“BEYNİMİZİ GELİŞTİREBİLİRİZ”

Sonrasında kürsüye davet edilen Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Bünyamin Şahin, beynin sırları ve etkili düşünme yöntemleri konulu konuşma yaptı. Kendi hayat hikayesinden örnekler veren Şahin konuşmasında, düşünerek aklı kullanmanın, sorgulamanın öneminden bahsetti.

YABANCI ÖĞRENCİLERLE TOKAT’A RENK GELDİ

Gaziosmanpaşa Üniversitesinde yaklaşık 50 ülkeden öğrenci bulunduğunu belirten Şahin, “Üniversitemize bu sene 800-900 civarında yabancı uyruklu öğrenciler aldık, Tokat’a renk geldi. Öğrencilerin Tokat’a büyük katkısı var.” dedi.

Şahin’in konuşması özetle şöyle oldu: “Birçok şeyi sorgulayarak, araştırarak farklı düşünerek başarabilirsiniz. Beyin bilgisayara benzemez, beyin bilgisayarı üretir. Beyin bilgisayarın çok üstünde çünkü. Beyin hepimizde var da niye kimisinde daha başarılı? Zekâ yüzde 60 kalıtsal yüzde 40 çevreseldir. Zekânın gelişmesi için sosyal şartların ve eğitim şartlarının iyi olması lazım. Bizim en büyük belamız beynimizi kullanamamamızdır. Kalbimiz kanı pompaladığında ilk kanın gideceği yer beyindir ve kanın yüzde 20’si beynimize gidiyor. Beyin hücreleri uyarılıyorsa beyin çalışır. Hücreler kullanıldığı müddetçe gelişir, kullanılmadığında önce kendi ölür sonra temas ettikleri ölür. Kaslarımızı nasıl geliştiriyorsak beynimizi de geliştirebiliriz. Beyni geliştirmenin de egzersizleri var. Yeni ve aykırı fikirlere kapalı olmamalıyız. Dünyanın düz olduğunu söyleyen biri ile bunu konuşabilecek ortamı oluşturmalıyız. Herkes dünyayı düz olarak kabul etmek zorunda değil, düz olabileceği fikrini görmesi gerekiyor. Düz dünyacıların varlığını kabul etmeliyiz.

“FARKLILIKLARA TAHAMMÜL EDİLMELİ”

“Hata yapanı linç etmemeliyiz. Size söylenen sözü kesin doğrudur diye kabul ediyorsanız kafanızın içinde bundan sonra gelişmeler daha az olacak. Bizim başımızdaki en büyük tehlike beyni kullanmamak. Aykırı fikirlere tahammül etmiyorsak ilerde bir felaketle karşılaşacağız.  Bir tane yabancı dil bilen dört- beş yıl Alzheimere geç yakalanıyor, iki tane bilen yedi sekiz yıl geç yakalanıyor. Bizim yapmamız gereken en önemli şey öncelikle yetişkinlerin farklılıklara tahammül etmesi. Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır sözü başından sonuna kadar yalan, bir çiviye bu yük yüklenir mi? Bu gerçek dışı bir yaklaşım. Size gösterilen her zaman doğru olmayabilir, teyit önemli ama teyit ederken sorgulamamız lazım. Japonya örneği var, Japonlar düzgün, çalışkan olarak anlatılır. Japonya ile alakalı bir haberde lise bitirmeyenler oy kullanma hakkı verilmemiş. Japonya kültür medeniyet anlamında gelişmiş olsaydı önce kadına değer verirdi. Japonya’da Bakan yaptığı dolandırıcılık ortaya çıkınca Harakiri yapmış, bir insanın kendini öldürmesi doğru mu, iyi bir örnek mi? Bir defa önce yargılanmalı.Felaket bir örnek, bu dürüstlük örneği olarak verilemez. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın geleneğinden gelmiş bir Türk Milletine, harakiri yapan bakanı örnek olarak gösteremezsin. Onun için dünyanın birçok yerinde gezmiş yaşamış birisi olarak söylüyorum her ülkenin iyisi de var, kötüsü de var. Her ülkenin kendisine göre gelişmişliği var. Türk Milletinden çok iyi adam olur, onlarca devleti kurmuşuz yıkmışız ama esir düşmemişiz bizden fevkalade güzel adam olur. 80 milyonun içerisinde 5 milyon mülteciyi bağrına basan başka bir ırk mı var? La Fontaine kültürü bize uygun bir kültür değil, Pinokyo, Pamuk Prenses bize uygun değil, bunların hepsi kurgu, bu kurguların hepsi beynimizi rahatsız ediyor ve gelişiminin önüne geçiyor. O zaman beynin gelişebilmesi için özgür düşünmek lazım. Seçeneklerimizin arttığı, bakış açımızın genişlediği, dünyayı bir bütün olarak görebilen sorgulayabilen insan olmalıyız.”

Öğrencilerden gelen soruları cevaplayan Şahin, söyleşi sonrasında okul yönetimi ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çekindi.

Şule Şahin:

This website uses cookies.