Sevgili Engelli dostum,
Öncelikle duamızla başlayalım mektubumuza,
“Allah’ım, bir engelli olarak tüm komşularımızı seviyor ve onlara değer veriyorum. Onlar bizim evimizin yanında yaşayan senin yarattığın insanlar “Yaratılanı hoş gördüm Yaratandan ötürü” sözü gereği ben engelli bir insan olarak beni engelli yarattın diye de sana şükrederim. Beni neden engelli yarattığını önce ailemin sonra komşularımın en sonra da akrabalarımın ve tüm insanlığın anlamasını sağlamanızı candan dilerim. Komşularımız ki, evimizin dış kapısına çıktığımız zaman belki de akrabalarımızdan daha çok gördüğümüz insanlar. O yüzden onların beni anlamasını sevmesini ve acımadan bana yardımcı olacak bilince kavuşmalarını nasip eyle”
Sevgili engelli dostum,
Engelli olarak hepimiz, hatta engelli olmayanlar bile ne dediğimiz ile değil ne yaptığımızla topluma mesaj ve imaj veriyoruz. Bizim kim olduğumuzu bizim sözlerimiz değil davranışlarımız belirler. Komşumuzu sevdiğimizi söyleyip de arkasından dedikodu yapıyorsak veya kapısının önüne çöpe atacağımız şeyleri atıyorsak bu komşumuzu sevdiğimizi göstermez sanıyorum. Engellilere karşı toplumun önyargısını bilen bizler bu konuda sağlam insanlar bir düşünüyorsa bizler üç veya beş düşünmemiz lazım. Ne yazık ki çoğu engelliler de normal insanlar gibi iyi düşünmeden hareket edince şeytanın da yardımı ile “öfke ile kalkan zararla oturur” misali sonradan pişman oluyorlar da yaptıklarının “özür dilenecek bir şey olmadığı” zannına kapılarak muhataplarını tekrar üzmüş oluyorlar. Hatamız olduğu zaman hiç düşünmeden özür dilemesini de bilmemiz erdemli insan olmamızın gereğidir. Bu konuya dikkat ederek hatalı olduğumuz zaman özür dilemek, iyilik gördüğümüz zaman da teşekkür etmeyi hayatımızın olmazsa olmaz kurallarından saymamız lazım.
Değerli engelli dostum,
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” diye bir atasözümüz vardır. Ben bunu “Komşu komşunun gülüne ve gülümsemesine muhtaçtır” olarak anlıyorum. Düşünebiliyor musun sabah erken evden çıkınca komşunu sana gülümseyerek hatta daha yakınsa sarılarak “komşu günaydın, günün hayırlı olsun” diye dua etse sen sevinmez misin? İşte bu örnekteki gibi engelliler komşularına daha çok gülümsemeli.
Sevgili engelli dostum,
Şuna dikkat ettim ki, çevresine gülümseyen engellileri seven çok oluyor. Bunun yanında engellilerin bu iyi niyetini suiistimal etmek isteyen dalga geçmek isteyenler de oluyor ama engelliler buna da dikkat ederek kendilerini anlamayan suiistimal eden insanlardan da uzak kalmaya bakmalılar. Yoksa suiistimal eden insanlar bence kafadan kontak olduklarından bu davranışlarını artırarak devam ederler. O yüzden böyle sorunlu insanlar ile aramıza mesafe koymak en iyisi. Zaten psikologlar da, kuantum uzmanları da “gelişmenize katkı sağlamayan ve yaşam enerjinizi olumsuz söz ve davranışlarıyla düşüren insanlardan uzak durun” diyorlar. Gerçek manada yaşam enerjimizi artıran ve bizim gelişmemize katkı sağlayacak komşularımızın kıymetini bilmeliyiz. Ne yazık ki çok insan bu kıymeti bilmiyorlar. Hakiki manada kendilerine pozitif enerji veren komşularını önyargılarla engelli diye faydalanacak yerde alay ediyorlar. Bunlardan uzak durmak lazım.
Sevgili engelli dostum,
Biliyorsun ki ben kitaplar da yayınlayan bir engelliyim. “Kitaplarınızdan okuyarak çok faydalandık, bize pozitif enerji kattınız” diye bizi tebrik eden olduğu kadar çevremizde okumanın önemini anlamayan zavallı insanlardan daha çoğu ki toplumda bunlardan çok var, “ha ha bu kitapları sen mi yazdın hı hı” diye alay eden de var. Onlar da bilinç. Olsa kitabı alarak önce kendi çocuklarından başlayarak yakınlarına bu kitaplardan alarak “ bak bunlar engelli iken önce okumuş gelişmişler, sonra da kitap yazarak çevresine destek oluyorlar. Ben de bunu çok takdir ettiğimden senin için alıp sana hediye getirdim, oku, düşün, uygula yaşamına renk kat” derler. Hem engelli yazara hem kendilerine hem de hediye ettikleri yakınlarına katkı sağlamış olurlar. Ama önce bunu yapmak için akıl ve doğru düşünce olması lazım değil mi? “Vermeyince Mabud neylesin Sultan Mahmut” misali Allah bahşetmemişse akıl adama biz ne edelim engelli halimizle değil mi?
Sevgili engelli dostum,
Ben çevreme, öğretmen komşularımıza, apartmanımız altındaki bakkala, ulaşabildiğim ve okuyacağına faydalanacağına inandıklarıma kitap hediye ederim. Bunları okuyup da faydalanırlar mı bilemem. Benim görevim vermek. Anlayıp anlamamak onların sorunu. Başkalarının sorununu da onlar dert etmezse bizim dert etmemiz dertlere dert katmak olur. “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna bile az” ata sözünü sanırım bu durum için söylemiş insanlar. “En büyük engel anlama engelli olmak” ve bunda ısrarcı olmaktır. Bunu da insan ancak iş işten geçtikten sonra hayatının sonuna doğru anlar ve zamanında anlayan da bundan faydalanır tabii ki. Biz zamanında anlayanlardan olalım.
Değerli engelli dostum,
“Sevmek ve bilmek” kadar değerli duygular tanımıyorum. Ama neyi seveceğimiz ve neyi bileceğimiz ve bu güzel duyguları kiminle ne zaman nasıl paylaşacağımızı da mutlaka bilmemiz lazım. Gerçek sevgiye ihtiyacı olmayan anlayışsız insanla faydalı bilgiye ihtiyacı olmadığını zanneden insana bilgi vermek en değerli hazineleri çöpe atmak ile aynıdır. Komşumuz ve akrabamız dahi olsa buna dikkat edelim.
Değer verene değer bilene karşılık vermek en güzel şey.
Değerli engelli dostum,
Hayatımın yarım asra varan zamanına baktığımda, değer vermememiz gereken insanlara yarım asır boyunca değer vermiş, sevmemiz gereken insanları sevmiş, buna mukabil sevmemiz gerekenlerden uzak kalmış, bilgimizi hep yanlış insanlarla paylaşmışız. Bu da bize sıkıntı vermiş. Geriye baktığımız zaman bunlardan ders alarak ilerde komşularımız başta olmak üzere insanları daha çok sevmemiz, daha az konuşmamız, daha çok bilgi sahibi olarak bu bilgimizi hakikaten ihtiyacı olan insanlara gerektiği zaman vermeye dikkat etmemiz gerektiğini daha iyi anlıyorum. Buna dikkat etmeye gayret edeceğim. Sen de değerli bir dostum olarak dikkat edersen ne güzel olacak.
Sevgili engelli dostum,
“Birlikten kuvvet doğar”, “Bir elin nesi var iki elin sesi var”, gibi ata sözleri birlik ve beraberliğin önemi ve vurgu yapmaktadır. Engelliler olarak bizlerde birbirimizi yanlış anlayarak kırmak yerine, hakkımızda konuşulan konuların aslını öğrenerek kimseyi kırmadan üzmeden, üzmüşsek de özür dileyerek, başkalarından iyilik görmüşsek teşekkür ederek güçlenirsek o zaman insanlar bizleri kullanmaya ezmeye cesaret edemezler. Bunun bilincinde olarak komşulara da daha çok önem vererek, bir sorun çıktığı zaman konuyu iyice anlamadan hareket etmeyerek yanlış anlamalara fırsat vermeden, muhatabımızı da dinleyerek hayat mücadelesine devam etmek lazım.
Değerli engelli dostum,
Mektubumuzun sonuna gelmişken duamızı da edelim
“Allah’ım,
Engelli olarak beni yaratmış olsan da şükürler olsun ki hayatta zorlukları nasıl aşacağıma dair bana akıl ve gayret de verdin. Bunu çoğu insan anlamasa da hayat bana engelli olsam da zor değil. Hayatı zorlaştıran bizler kolaylaştıran sensin. Ben bunu anladığım, bana bu anlama kabiliyetini verdiğin için şükürler olsun. Konu komşuyu sevdiren ve onların da bizleri sevmesini sağlayan sana şükürler olsun. Komşularımızın desteği ile zorlukları daha kolay aşıyoruz. Böylece hayat bana daha kolay geliyor. Sana şükürler olsun. Komşularımızın bizlere olan sevgisini ve saygısını, bizim de ona olan sevgi ve saygımızı artır. Amin.”