Evde Kalıyoruz, Devletimize Yardımcı Oluyoruz!
Korona virüsten dolayı korunmamız ve bizde de olması muhtemel virüsü insanlara bulaştırmamamız için devlet önlemler almış, bizlere de tavsiyelerde bulunmuş. Bunun yanında tedbirler almış, cezai müeyyideler de getirmiş. Bunlara hem kanuni olarak, hem vicdani olarak hem de dini yönden uymak zorundayız. Bir kısım insanımız vurdumduymazlığından, kul hakkının ne olduğunu bilmediğinden, empati kültürünün gelişmemesinden dolayı bu önlemlere riayet etmemektedir. Bencillik, sadece kendisini düşünme, insanlara yardımcı olmaya alışmadığından cahilane bir şekilde ortalıkta gezinip duruyor pek çok insan. Hani koruyucu hekimlik var ya, işte onun gibi virüsten korunma tedbirleri bu işin en iyi ilacıdır. Korunmak için de en önemli kural virüs olma ihtimali olan insanlardan ve yerlerden uzak durmaktır. Virüse yakalanmamak en iyi korunma yöntemidir. Aksi takdirde yakalanınca sen de gidiyorsun yakınlarını da götürüyorsun! Bu tehlikeyi bilen devlet, vatandaşına “evinde kal” diyor. Devlet; okulları, camileri, kahvehaneleri tatil yapsınlar diye kapatmadı! Devlet muhtemel krizleri önlemek için bu tedbirleri aldı ve olumlu sonuç alınabilmesi için bu kurallara topyekûn uymamız gerekiyor.
Haberlerde görüyoruz. Özellikle 60 yaş üstü insanlar ortalıkta fink atıyorlar. Kardeşim sen öleceksin de bizim ne günahımız var! Sen ölürken torunlarını da götürmek zorunda mısın? Hee, ölüm haktır ve zamanı da bellidir diyorsun. Evet, katılıyorum. Ama be kardeşim evinde kalpten öl, başka bir şeyden öl; niye virüsten ölüyorsun!? Ölürken neden başkasına da zarar veriyorsun? Tedbirsiz öldüğün için niye öbür dünyada fazladan hesap vermek zorunda kalıyorsun?
Neymiş zoru? Evde canı sıkılıyormuş, bunalıyormuş, evdeki dırdırı çekemiyormuş! Muş muş muş! Şimdilik virüs hariç her şeyin bir ilacı yok mu? Evde sıkılmadan durabilmenin ilacını da siz bulun, Allah aşkına! O beyin niye verildi sana? Düşünen ve evde canı hiç sıkılmayan bir insan olarak, haddim olmadan size tavsiyelerde bulunayım!
Ben sıkılmıyorum çünkü dünyada benden, bizden çok daha zor durumda insanların, milletlerin ve devletlerin var olduğunu biliyorum. O yüzden günü şükürle açıyorum, insanlar için neler yapabilirim diye düşünüyorum. Bunu ev halkına da aşılayınca ev içinde çıkabilecek muhtemel sorunları hemen hemen çözüyorum. Şimdi bu ucu kapalı ev hayatını nasıl sıkıntısız atlatabiliriz, kâra çevirebiliriz? Naçizane görüşlerim:
-Virüse yakalansak bile atlatabilmek için vücut direncinin yüksek olması gerekiyor. Virüsle bedenimizin gireceği savaşta, bedenimizin savaşı kazanması için güçlü olması gerekiyor. O halde beslenmemize dikkat edeceğiz. Televizyonlarda uzmanları bu konuda dinleyebilirsiniz.
-Evde basit sporlar yapabilirsiniz. Havalar ısındı, bir odayı spor odasına çevirip münavebeli bir şekilde spor yapabilirsiniz. Nasıl olsa misafir gelmeyecek. Misafir odasını toparlayın, spor odasına dönüştürün.
-Becerebilenler günlük tutabilirler. Deneme yazıları yazabilirsiniz.
-Öğlen uykusuna kendinizi alıştırabilirsiniz. 16 saat aralıksız olarak uyanık kalırsanız sıkılabilirsiniz. Öğlen iki saat uyursanız eğer, uyanık kaldığınız zamanı ikiye bölmüş olursunuz ve strese girebileceğiniz zaman ikinci uykunuz gelmiş olur!
-Kendiniz veya ev halkıyla birlikte okuma saatleri düzenleyebilirsiniz. Okuduklarınızla ilgili sohbetler edebilirsiniz.
-Kur’an öğrenebilir ve okuyabilirsiniz. Hatim yapabilirsiniz.
-Diyanet’in sitesinden Kur’an öğrenebilirsiniz ya da geliştirebilirsiniz.
-İmamlar ve öğretmenler kendilerini geliştirebilirler. Çünkü insan eğitiyorsunuz.
-Tarih okuyabilirsiniz. Beş bin yıllık Türk tarihi var arkamızda. 1500 yıllık İslam tarihi var arkamızda, daha sayfalarını bile karıştırmadığımız. Virüse yakalandıktan sonra mı öğreneceğiz! Onları okumak virüse yakalanmaktan daha mı korkunç?
-Sahi peygamberimizin hayatı, dört halifenin hayatı, peygamberler tarihi okundu mu? Bu dönemde okunamaz mı? Özellikle peygamberimizin hayatından başlayarak…
-Sahi %99’u Müslüman olarak biliniyor bu ülke insanı. Pek çoğumuz namaz kılıyoruz. Namazda Arapça olarak okuduklarımızın Türkçesini biliyor muyuz? Aha geldik 65 yaşına. Yolculuk yakın! Bir Fatiha’nın anla-mını öldükten sonra mı öğreneceğiz. Mezarında Fatiha okuyacak oğlun ya da torunun da bilmeyecek ne söylediğini. Öğrenemez miyiz bunları bu dönemde?
-Eski dizilerden güzel olanları sıfırdan ya da yeniden izleyebilirsiniz.
-Televizyon izleyebilirsiniz. Nasıl olsa siyaset, kısır çekişmeler yok! Virüsle ilgili bilgilendirme dışındaki açık oturumlara takılmadan. Çünkü “ağzı olan konuşuyor” dedikleri gibi alakasız insanlar konuşabiliyor, bilgi kirliliği oluşturabiliyorlar.
-Bazı yazarların, ilim adamlarının, milletiyle bütünleşmiş sanatçıların sohbet videolarını bulup izleyebi-lirsiniz. Alın bir tane HDMI kablosu, bilgisayarı bağlayın televizyona ve oradan internet üzerinden izleyin. Her evde genç vardır, bu işi becerirler.
-Roman, hikâye, masal kitapları okuyabilirsiniz. Çok nitelikli yazarlarımız vardır, onların eserleri okuna-bilir. (Özellikle çocuklarımıza kendi kültürel değerlerini içeren kitaplar okumalarını tavsiye ediyorum)
-Mesela düşünebilirsiniz. Bu güne kadar yapmadığımız şeydir düşünmek! Ölüm yaklaşınca değil, genç-ken düşünelim ve varsa yanlışlarımız düzeltelim. Ama bu dönem yediden yetmişe kadar hepimiz düşünelim. Bu bir fırsattır ve ilişkilerimizi sağlıklı hale getirebiliriz bu düşünme sonucu. Hem Allah’la hem de kendi aramızdaki bağlantı kopukluklarını onarabiliriz!
-Kendinizi yazabilirsiniz! Şimdiye kadar yapmadıklarınızın listesini yaparak onlar üzerinde düşünüp olumlu davranışlar geliştirebilirsiniz.
-Kahve alışkanlığı olanlar sıkılabilir. -Temel, Dursun ve İdris de öbür tarafta kareyi kuramadıkları için canları sıkılıyormuş. Buradan birinin gelmesini öbekliyorlar!- İşin şakası. Aklıma geldi de ne derece doğru bilemiyorum. Bir domino takımı alıp evde ara sıra eğlencesine oynayabilirsiniz. Ya da eskilerin oynadığı beş taş gibi oyunlar oynayabilirsiniz. Ama bu zamanın çoğunu oyunla heba etmeyin.
-Mutfak işi yapabilirsiniz! Mutfakta birbirinize yardımcı olabilirsiniz. Evde basit tamiratlar yapabilirsiniz. Bir hobi (resim yapmak gibi) geliştirebilirsiniz.
-Çocuklarınızla veya torunlarınızla kaliteli vakit geçirmeye kendinizi alıştırabilirsiniz.
-Birbirinizle kaliteli vakit geçirmenin yöntemlerini öğrenebilirsiniz.
-Kaza namazları kılabilir, oruç tutabilirsiniz.
-Telefon sohbetleri yapabilirsiniz. Uzun süre konuşmadığımız arkadaşlarımızla sohbet edip diyalogları-mızı geliştirebiliriz. Telefon hattımıza tanınan süreleri sonuna kadar kullanabilir, canlı bağlantı ile ev halkını sohbete katabilir, çocuklarımızın geniş aileyi tanımalarına katkıda bulunabiliriz.
-Güzel müzikler, dinlendirici müzikler, Anadolu Kültürünü yansıtan müzikler dinleyebilirsiniz.
-Bahar geldi artık. Balkonda güneşlenir D vitamini alabilirsiniz.
-Şükredeceğiniz şeylerin listesini yapabilirsiniz. Bu sayede huzur bulacağınıza inanıyorum.
-Arada fotoğraf albümlerinize bakın. Bir fotoğrafa bakınca içine girin, o günleri yaşayın, yaşatın.
-Şiir yazmaya çalışın. Güzel bir uğraştır.
-Çocukları etkilemediği söyleniyor ama bu durum onların dışarıdan virüs taşımalarına engel değildir. Onların da evden çıkmaması gerekiyor. Buna dikkat ederseniz iyi olur.
Siz bunları artırabilirsiniz. Allah akıl, fikir, sabır ve empati nasip etsin.
Bir şiir denemesiyle bağlayayım. Hani demiştim ya şiir yazmaya çalışın diye. Pes etmeyin, çünkü zamanla güzelleşir şiirleriniz.
Kişisel temizliğe önem ver.
Yıka dirseğe kadar elleri
Ağza, burna suyu çek
Kalabalık ortamlara da girme
Virüs ihtimalini sıfırla
Olma devlete sen de yük
Sağlıkçılara kulak ver
Gerisini Allah’a bırak
Can sıkıntısı mı çekiyorsun?
Solunum sıkıntısı daha zor!
Hiç yattın mı tecritte
Orası da var unutma
Tedbir bizden takdir Allahtan!
Evinde kal önlemini al
Kendi sağlığını düşünmüyorsan
Bari çocuğunun sağlığını düşün
Hekimleri dikkate alın
Sonra düşersiniz ellerine
Unutma, ilacı yok virüsün
Gömerler seni dağ başına
Konak olma virüse
Giremez davetsiz eve
Alırsan onu sen içine
Bindirir seni imamın kayığına
Trafik cezaları azaldı
Polis amca boş kaldı
Evden çıkma sakın ha
Yakalamasın seni sokakta
Evde kal sen evde kal
Dışarıya çıkma evde kal
Polis amca görmesin
Acımaz, keser san ceza
Olmak istemiyorsan enfekte
Eyle her yeri dezenfekte
Uzak durun birbirinizden
Olmayın kamunun sırtına yük
İsmet YALÇINKAYA
23.03.2020