Gülen Hocaefendi(!) özellikle Amerika’ya gittikten sonra, doğru okumayı becerebilenler onun bir proje olduğunu anlamaya başlamışlardı. Hatta iyi hatırlıyorum; o günlerde Fetullah Gülen’in tümevarım yöntemi-ni (genelden özele geliş)kullanarak bir Humeyni gibi Türkiye’ye dönme ihtimalinden arkadaşlara bahsetmiştim. Pek çok insan, devleti yönetenler dâhil, onu 2010 yıllarına kadar hala Hocaefendi olarak görmüşlerdi. Buna Cumhurbaşkanı Özal, Demirel, Başbakan Bülent Ecevit ve pek çok bakan ve bürokratlar da dâhildir. Ne kadar sinsi bir hareket olduğunu bu tarihe kadar anlayan çok az oldu, onlar da korkudan ses çıkaramadı, çıkardıysa da dinleyen olmadı. Dünya tarihini, özellikle de İslam tarihini bilmeyen, Yahudilerin Müslümanlar üzerinde oynadığı oyunlar ile Şiiler ve sapık mezhepleri bilmeyenler Fetullah’ın yapmak istediklerini anlayamadılar. O yüzden bu hareketi bir “iyilik hareketi” olarak gördüler. Bu hareketin özellikle 17-25 Aralık kumpas girişiminden sonra bir iyilik hareketi olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu tarihten itibaren bir FETÖ hareketi olduğu artık gün yüzüne çıkmıştır ve hareketin ismi FETÖ/PDY olarak devlet tarafından ifade edilmiştir. O tarihlerde bunu anlayamayan, yine FETÖ’nün algı operasyonlarına kurban gidenler özellikle 15 Temmuz’dan sonra bu hareketin Amerika patentli bir hareket olduğunu anlamış ve herkes tarafından kabul edilmiştir.
Türkiye’de üç yıldır (15 Temmuz’dan sonra) FETÖ ile yatıp FETÖ ile kalkıyoruz. Kim FETÖ’cü, kim FETÖ’cü değil? FETÖ’nün siyasi ayağını araya araya bir hal olduk! Hala bulamadık, bu kafayla gidersek bul-mamız da mümkün değil. Herhalde ortada hem kafa karışıklığı hem de bilgi kirliliği vardır. Bir de buna samimiyetsizlik ve düşüncesizlik de eklenince bu FETÖ olayını çözemeden METÖ gibi yeni örgütlerle karşılaşmamız hiç de sürpriz olmayacak!
Türkler ve Müslümanlar FETÖ’cü olamaz. Onlar olsa olsa FETÖ’nün kullandığı zavallılar olur!
FETÖ, İslam’ı yıkmak ya da yozlaştırmak, Türkiye’yi dizayn etmek, Türkiye‘nin zenginliklerini çalıp düş-manlarına peşkeş çekmek isteyenlerin, Türklerin uykularından uyanmalarını istemeyenlerin bir projesidir. Üst aklın (yerli işbirlikçilerle birlikte) hazırladığı ve kullandığı pek çok projeden biridir. Bu projenin elemanları Türk ve Müslüman olamaz, bu projenin içinde bilmeden, istemeden dâhil olan Türk ve Müslümanlar vardır. O yüzden kim ki şu anda FETÖ’nun siyasi ayağını ısrarla içimizde, siyasi muhalif olarak gördüklerinde arıyorsa ya doğru yoldadır ya da kendisi FETÖ’cüdür, hala FETÖ ile işbirliği içindedir. Bunu uzatmanın manası yoktur, akıllı insan bunu görür. Kim Fetullah’a destek verip sonradan pişman olup onunla mücadele ediyor kim de kem küm edip onunla işbirliğine devam ediyor gün yüzü gibi ortada. Eee, bunu da anlamıyorsanız ırgatlığa devam edin derim size!
Bir Müslüman, bir Türk İslam’a savaş açamaz. Bir Müslüman yabancılarla, İslam düşmanlarıyla işbirliği yapamaz. Bir Türk kendi ülkesine ihanet içinde olamaz. Yanlışlıkla olmuş ise ve farkına varırsa özür diler, pişman olur. Şu anda FETÖ’nün eski haliyle iç içe olup da pişman olanlar, hatalarını itiraf edenler vardır. Bunlar aldananlardır, bunlar FETÖ’cü değildirler. Ancak hala pişman olmayanlar, hala FETÖ’yü haklı çıkar-maya çalışanlar, onlarla iş tutmaya devam edenler vardır bu ülkede. Onlar kripto FETÖ’cülerdir.
FETÖ’nün siyasi ayağı; millete rağmen Türkiye‘de siyaseti dizayn etmek isteyen kimlerse onlardır. Bu-nun dışındakiler siyasi ayak değildir. Kim başka siyasi ayakları arıyorsa onlar kendilerini gizlemeye çalışıyorlar. Çünkü kendileri de o siyasi ayaklarla iş tutan Türkiye‘deki uzantılarıdır. Türkiye‘de bir siyaset dizayn peşinde koşmaksızın, FETÖ olmadan önce bu yapıyla iltisaklı olmuş olanlar siyasi maşalık yapmışlardır ya da iyi niyetle İslam’a hizmet ettiklerini zannetmişlerdir. Bu durumda olanlar hala devam ediyorlarsa, hala beyinleri kirada ise onlar psikolojik tedaviye muhtaç insanlardır ve onlar tedavi altına alınmalı, resmi görevleri varsa görevlerinden el çektirilmeleri gerekir. Bu mevzuda devlet samimi ve akılcı davranmalıdır.
Türkiye’de kaset kumpasları olmuştur. Bu kumpasların arkasındaki aklı bulmak gerekiyor. Türkiye’de 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin planlayıcılarını ve uygulayıcılarını bulmak gerekiyor; çünkü FETÖ’nün siyasi ayakları onlardır. Türkiye’de milli hamlelere “istemezuk” diyenleri bulmak gerekiyor, çünkü FETÖ’nün siyasi müritleri onlardır. Bunun dışında kim hala samimiyetsiz bir şekilde FETÖ’nün siyasi ayağını bulacağım diye bunu rakibine karşı koz olarak kullanıyorsa, bilin ki o bu davaya hizmet etmiyor hala FETÖ’yle iş tutuyor demektir. Kusura bakmayın da bu millet o kadar aptal değildir!
FETÖ’nün siyasi ayağını bulmaktan çok FETÖ’ye karşı verdiğimiz mücadele daha önemdir. FETÖ’nün siyasi ayağını arayanlar, söyleyin bakalım; FETÖ’ye karşı hangi mücadeleyi verdiniz ya da veriyorsunuz?
İsmet YALÇINKAYA