Fikrimiz/zikrimiz…
Fikrimiz/zikrimiz…
Her fırsatta vurguluyoruz. Bizden yana olanı olduğu gibi toplumla paylaşmak, toplumsal hissiyata tercüman olmaktan yanayız.
Var günlerimiz, yok anlarımız oldu. Ve bugün zor ve dar günler diyoruz.
Toplumsal yaşam ve basın yayın faaliyetlerinden hareketle ortaya süreceğimiz fikirler, nasıl bir yarar, kâr sağlamalı? Nitekim ticari faaliyetlerde bilhassa özel sektörün kâr/zarar hesabını iyiden iyiye yaptığı ortamda, basın yayın faaliyetlerinin yürütülmesi iyiden iyiye zorlaştı.
Kamu yararı, toplumsal fayda gözeterek yol alınmasıdır fikrimiz. Ve haliyle zikrimiz de buna uygun olarak dillenmekte.
Acı gerçekler var. Eni konu düşündüğünde her ferdin payına az çok alınacak hisse düşer.
Toplumsal dikkati çekmek, toplumsal merakın yoğunlaştığı konu başlıklarını bulup ticari kâra dönüştürmek profesyonelliğin gereğidir. Ve maalesef acı gerçeklerin başında, profesyonelliğin ‘niyet’ ve ‘nitelik’ sorunudur. Algıda seçiciliğinin ucuza indirgenmiş olmasıdır. Toplumu yozlaşmaya sevk eden profesyoneller olur. Bunu bilmek ve söylemek toplumsal mücadeleye ihtiyaç olduğunun beyanıdır. Ve bizler bu toplumsal mücadeleye fikren ve bedenen kılıç/kalkan kuşanmış isimlerizdir.
Fikren aklımız yetse de bedenen cılız kaldığımız, sesimizin kısık çıktığı olur. İşte bu anlarda fikrimizin de zikrimizin de güç kaynağı, duyanların, bilenlerin duymayanlara, bilmeyenlere iletmesiyle bağrında yeşerdiğimiz toplumdur.
Devam ederiz inşallah.