-Sakar mısın be çocuk, anca düşüyorsun? Geçmiş olsun.
-KOR ÂŞIK KORRR
– Aaa, ne zaman büyüdün de âşık oldun? Daha dün leblebiye guguk diyordun. Arkadaşlarla oynamaya giderken “Ben de geleceğim“ diye peşimize koşuyordun da seni avutup sıvışıncaya kadar ne çekiyorduk. Demek büyüdün de âşık oldun ha! Şairin “Dün mü buradaydın / Bu gün mü geldin? / Ötme garip garip bağrımı deldin” dediği gibi ben de Dün mü büyümüştün bu gün mü geldin? Ağlama be çocuk bağrımı deldin” diyesim geliyor.
Nedir senden çektiklerimiz? Bi bakıyoruz merdivenden düşüp bir yerlerini kırıyor, bi başka zaman yine merdivenden düşüp kolunu kırıyorsun. İkisi de merdiven ama birincisi ahşap, ikincisi beton. Demek ki merdiven sana iyi gelmiyor. Umarım artık uzak durursun merdivenlerden. Gittiğin evler asansörlüyse gir, merdivenliyse sakın girme, izinin üstüne geri dön. N’oluuur n’olmaz! Sosyal mesafeyi de unutma. Merdivenlerle bile…
Bir de tutmuş, yasak masak dinlemeden bahçeye gitmiş. “Yirmi yaş altındakiler dışarı çıkmayacaklar” demediler mi? Hükümet emrinde de kutsallık vardır. Ulu sözü dinlemeyen n’olur? Sen dinlemedin. Başına neler geldi, gördün mü? Hele yakınım diye şımarıyor, bizim sözümüzü dinlemiyorsun. Koskoca devletin sözünü niye dinlemedin?
Böyle giderse seninle daha çok uğraşacağız çok. “Hadi evlendirelim” desek “Ben daha küçüğüm” diye itiraz etmezsin.
Büyüdün artık, aklını başına al da kendine mukayyet ol. Bi daha kırarsan bir yerini beni arama ha! Dönüp bakmam. Sızım sızım sızılanırsın. Ona göre.
Sağlıcakla…