Hacda Mekânların ve Zamanın Önemi
Zaman, Allah’ın üzerinde yemin ettiği, kulun israf etmemesi gereken, üzerine emanet olarak verilen ve “nerede harcadığı” kendisine sorulacak bir emanettir. Hac dönemi çok daha önemlidir.
Mekân, genelde bulunulan yerdir. Mekân insanlar tarafından güzelleştirilir, önemli hale getirilebilir. Bir de Allah’ın yeryüzünde kutsal olarak seçtiği, insanların bu mekânlarda daha dikkatli ve titiz olmasını istediği, ziyaret edildiğinde artı sevap kazanılacak mekânlar vardır. Bunlar, Allah’ın son olarak tamamladığı dini mubini İslam’da (Kur’an’da)kutsadığı mekânlardır. Mekke(Kabe) Medine ve Kudüs. Buraları Allah için ziyaret edenler ayrıca sevap kazanırlar. Bu üç mekândan Kâbe’yi ziyaret gücü yetene farz kılınmış ve ömründe burayı bir kez ziyaret etmek için Müslümanlar akın akın buraya geliyor. Zamanını ayırıyor, parasını harcıyor ve buraya (Kabe’ye) geliyor. Eskisi kadar olmasa da zor bir ibadet, ihtiyarlar için daha zor bir ibadet, nefis için çok daha zor bir ibadet. Çünkü söz verilecek ve alışkanlıklardan vazgeçilecek.
Alışkanlıkları terk etmek zordur. Einstein’in “alışkanlıkları yok etmek, atomu parçalamak kadar zordur” demiştir. O halde bu mekânların ve zamanın kıymetini iyi bilmek gerekiyor. 30-35 gün sonra bir daha görmeyecek ve yaşamayacaksın.
Burada geçen zamanı iyi değerlendirmek, mekânlardan feyz almak, kalbine ve beynine bir şeyler yerleştirmek için biraz merak, biraz araştırmak, biraz sabır gerekiyor. Elbette biraz da bilgi gerekiyor. Mekke ve Medine’de geçen hadiseleri, Peygamberimizin hayatını, Arap cahiliye döneminin yaşantısını, putperestliği, Hz. Âdem, Hz. İbrahim, Hz. İsmail’den haberdar olmak, Arafat dağının kutsallığına az çok vakıf olmak gerekir. . Bunun için de biraz hazırlıklı gelmek gerekiyor.
Mekânlarda neler vardır? Mesela, hazırlıklı olunmadığında Mekke’yi taş ve beton yığını olarak görürsün. Şu anki peygamberimizin evi olarak görülen binayı sarı bir bina olarak görürsünüz. Oysa orası Allah’ın en seçkin kulunun evi. Orada Hz. Hatice, Hz. Ebubekir, Hz. Hamza, Hz. Ali ve Ebubekir, Ebulehep ile geçirilen günler var. Orası insanlık âleminde en güvenilir, en emin insanın yaşadığı evdir. Orada ayetler inmiştir, ilk Müslüman orada iman etmiştir, orada ayetler yaşanmış ve hadislerin bir kısmı teşekkül etmiştir. Orası bir Müslümanın evindeki ilişkilerin nasıl olması gerektiğinin nüvesidir.
Mekke, Medine İslam dininin yaşam şeklini oluşturan mimarların ayak izlerinin bulunduğu mekânların başında gelir. Oraları kuru bir arazi olarak değil de her karışının mübarek olduğu yerler olduğunu, her adımımızın düşünerek geçmesi için peygamberimizin hayatını okuyarak buralara gelmek gerekir. Mehmet Akif’in dediği gibi “düşün altında binlerce kefensiz yatanı” gerçeği buralar için geçerli. Burada ölümler din için olmuştur. Hz Hamzalar, Hz Ali’ler, Hz. Osman’lar… Bütün bunlara hazırlıklı olunursa burada zaman dolu dolu geçer, feyzinden ve bereketinden azami derecede yararlanılmış olunur. Aksi halde hiç zevk almadığımız, feyzinden yararlanamadığımız, keşkelerle dolu bir ziyaret yapmış oluruz.
İsmet YALÇINKAYA