HER ŞEY DAHA ÇOK DEĞİŞECEK

Emekli olduktan sonra, Ankara’ya yerleştim. Kırk altı yaşında emekliydim. Cumhuriyet dönemi sanayisi Ankara’da toplandığını gördüm.

Ancak, yarım asırlık ömrümü doğduğum yerde geçirdim. O büyük şehre alışmam kolay olmadı. Daha çok şehir dışına çıkma ihtiyacım olduğunu biliyordum.

Çubuk ilçesinin Meşeli köyüne gittim. Köyün rakımı Ankara’dan fazla. Yaylanın rakımı da köyden fazla.

Ankara’ya yüksekten bakıyorum. Meşe ormanı içindeyim. Selvi kavak gibi meşeler var. Doğal üç tane göl var. On beş hane oraya yerleşmiş. Doğal güzelliği emsalsiz. Adam oraya villa yapmış. Milyonluk (o zaman milyarlık) villa.

Doğayı ve yürüyüşü sevenler için ideal bir yerdir Meşeli Yaylası.

Sahip olduğu manzara ve doğal yapısıyla Ankaralılara ve Çubuklulara yaz, kış günübirlik, piknik ve dinlenme imkânı sunmaktadır. Yayla tepelerle çevrili olduğundan, gürültüden ve kirlilikten uzaktır.

Ankara’ya seksen kilometre uzaklıkta olan bu yayla, mavi gökyüzü, soğuk kaynak sularıyla mis gibi bir yer. Rakımı 1100 metre.

Günün en güneşli ve sıcak saati. Üstümüzde gökyüzü mavi. Hiç esinti yok. Meşeler, esinti varmış gibi ses çıkarıyor. Yapraklar kendiliğinden oynaşıyor. Onların sesi duyuluyor.

Gökyüzünün uzaklarına (Ankara’nın üstüne) bakıyorum. Yerleşim merkezi kadar genişlikte gökyüzünde sarı kapak, şehrin üstüne kapanmış. Hava kirliliğinden olan bu katman, sürüklenmiyor, temizlenmiyor.

İmalat sanayi, stratejik sanayi, Üretim merkezi olan üniversiteler Ankara’da. Trafiğin taşıyamadığı kadar araçlar, trenler, uçaklar, Fabrika bacaları, Büyük şehir, başkent Ankara. İçinde yaşayanların farkında olmadığı kirli bir havası var.

Hepsinde kirlilik var büyük şehirlerimizin.

Anlattığım görüntüler yirmi yıl öncesinin Ankara görüntüsü. Bu sürede yirmi kat arttı, daha çoğaldı kirlilik.

2020 yılıyla beraber ülkemize korona belası geldi.

Şurası kesin, korona virüsle birlikte artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ne sosyal ilişkiler ve alışkanlıklar, ne de ekonomi…

Avantajlar ve dezavantajlar olacak.

Toplum daha kolay aydınlanıyor, bilgileniyor. İletişim hızlı.

Nüfus fazla. Kalabalık şehirlerde yalnızlaşan insanlar, hastalığın bulaşıcılığını artırıyor.

Artık kırk bin, elli bin kişilik statlar tıka basa dolmayacak.

Gol atıldığında taraftarın eski çılgınlığı yaşaması olanağı ortadan kalkacak.

İnsanlar farklılıklara hazırlıklı olmak zorundalar.

Fabrikaların kapasitelerini azaltma, toplu taşıma ve trafiğin azalması, insanlığın doğa üzerindeki yıkıcı etkisi, ormanların yok edilmesi ekonomiyi olumsuz etkileyecek.

Bugün çok ilgi çekici durumları görmek mümkün. Karantina uygulanan şehirlere, orman hayvanları korkusuzca inebiliyor.

Ülkemizi tehdit eden bu acımasız salgından, en az zararla kurtuluyorsa, cumhuriyetin kazanımı olan eğitim, yetişmiş sağlıkçılar ve bilim adamları sayesinde olduğunu unutmayalım.

Onları alkışlarken lütfen “ Sizin hakkınız ödenmez.” Demeyelim de ödensin.

25.05.2020 

Osman Kablan:

This website uses cookies.