(Dünden devam)
Kilis halkı çok asil. Bir yer sorarsan daha orası demez. Hemen dükkanı kapatır, önüne düşer, seni götürür. “Babana rahmet” en güzel cümleleri, sakinken ve sinirli kavga hallerinde bile “BABANA RAHMET” cümlesi yükselir. Ne güzel terbiye…
Karakadı camiinin kangıran olmuş kanalizasyon sistemini yapan müteahhit Abdullah Şekeroğlu, aynı caminin taban tahtasını yapan aynı zamanda benden Kur’an öğrenen M. Rauf Öztin ustam… Bunlar gözü gönlü tok, hatır gönül insanları, babalarına rahmet…
Burada bir Kilis âdeti, komşumuz, ev sahibim Abdülaziz amca üst katta oturur, ben alt katta. Bir gün okuldan geldim, bizim kapının önünde kavun, karpuz, üzüm, domates, biber vs. koymuşlar. Düşündüm ki bunlar Abdülaziz amcaya gelmiş, yanlışlıkla bize bırakmışlar, yukarı kata taşıdım, amca dışarı çıktı. ‘Bunları yanlışlıkla bizim kapıya bırakmışlar, bunlar sizin olmalı” dedim. Gün görmüş Abdülaziz amca tebessüm etti ve ekledi: “Biz bağdan gelince komşularımıza da getiririz. Senin giden gelenin çok oluyor, ne koyarsak alınız. “HEM BİR KARPUZU, KAVUNU ELİNİZE VERİP DE SİZİ MAHCUP ETMEYİZ.” dedi. Gördünüz mü kültürü?
Yavaş yavaş günler, aylar, seneler geçiyordu. Yaz tatili yaklaşıyordu. Çeşitli okullarda öğretmen arkadaşlarımız vardı. Onlarla anlaştık, bir tatil günü (Cumartesi – Pazar) piknik için Ulupınar’a gittik. O zaman taksi filan çok zor. Büyük kamyon, belki bir iki kamyonetle kurbanlık koçumuzu da temin ettik. İlçe müftümüz, öğretmen arkadaşlarımız, Tahsin bey, Mazhar Bilgin hocamız, Cavit bey, Duran Karaoğlu, Cahit hocam epeyce vardık. Kurbanımız kesildi. Yemekler pişerken öğrencilerle top oynadık. Sonra bütün güzelliği ile ezan okundu. Allah’u ekber, Allah’u ekber… Allah en büyüktür, haydin namaza… Öğle namazı çimler üzerinde kılındı, yemekler yenildi. Müftü hocamız güzel bir konuşma yaptı. Tam zamanı sohbetin…
Sonra güreşler başladı. Komşum ve kardeşim Necmettin Şekeroğlu beyle güreş tuttuk. Ne güreşti… Herkes bizi ağlatan öğretmen olarak bilirdi, bir de güreşen öğretmen olarak gördüler, hey gidi günler hey…
O zamanlar 1980 ihtilali yeni olmuş, her sahada etkisi var. Öğrencilerime tavsiye ettiğim eserleri okula götüremiyorum. İzah edilemeyen bir baskı var. Evler aranıyor, öğretmenler G. Antep 1. Şubeye Ökkeşlere teslim. Okulun yakınında bir elektrikçi Salih Kutman abi vardı. Onunla konuştum. Bana 5 tane küçük kapaklı dolap tahsis etti. Ben de kitapları oraya koyar, öğrencilerime senin kitabın 2., 3. dolapta derdim. Okuyunca bitirdim, yerine koydum derlerdi. Azın bereketi bol ürün verdi, Elhamdülillah. Salih abiyi ve gönlü yüce Kilisli kardeşlerimi şükran ve dua ile yadedelim.
DEVAM EDECEK