KOMEÇ

Uzun zamandır arzuluyordu. “Hep beraber Komeç’e gitsek de okulun bahçesinde bir çay içip Kazova’yı seyretsek. Masrafınız benden.”

Bu güne kısmetmiş. Mustafa Özcoşan, Mehmet Tapar, Osman Kablan’la sohbette iken, “Haydin Kömece gidelim.” Dedim. Biraz nazlanma niyazlanmadan sonra yola çıktık. Osman hariç diğerlerimiz, uzatmaları oynuyoruz. Birimizin gözü yumulsa geride kalanlarımız hayıflanacağız. “Keşke gitseydik” diye…

Köye girişten itibaren Mustafa Hocam, yapımına dahil olan yolu, okulu, okul bahçesindeki ağaçların dikimini somut örnekleriyle açıkladı. Okul bahçesinden Kazova’nın görünüşü muhteşemdi. Okul bahçesinde rastladığımız tek Kömeçliyi öğrencim diye tanıtınca “Hayır hocam, benim değil, babamın öğretmenisiniz” düzeltmesini duyduk.

Kısa bir seyirden sonra dönüş yolunda çeneler açıldı. Özcoşan’ın Merayı köye nasıl mal ettiğini anlatmasıyla mikrofon, Osman Kablan’a geçti:

“Henüz çocuklarımız doğmamıştı. Öğretmeni olduğum köyde elli tane kaz yetiştirdim. On tanesini kışın yedik. (Bu arada Tapar, Birer birer mi kestiklerini sordu) Osman devamla, kazların kırkının parasıyla danalı bir inek aldım. Bu arada kiraladığım bir tarlaya fii ektim. Samanı kıymetliydi. Sattım. Kış gelirken ineğin parasının yarısına karşılık kayın babamla kesip etini bölüştük ve kavurma yaptık. Kış boyunca ete para vermedik. Haa, ayrıca büyüyen danayı da sattım.”

Osman’ın başarı öyküsü, Özcoşan’ın tanıklarıyla anlattıklarını gölgede bırakmıştı. Tapar, Osman’ın öyküsünü daha başarılı ve kendine daha yakın bularak hayıflandı. “Yıllarca neden beklemişim, dağ başındaki köyde?“

Çünkü Tapar, seksenli yaşlarında üniversitenin hobi bahçesinde üç dört yıldır sebze yetiştirmeye çalışıyor. Dağ başında çalıştığı köyde yapmadıklarını mı ödünlüyor ne?

Bana gelince bu güzel sohbete bir de dinleyici gerek diye hem onların sürücülüğünü yapıyor, hem de yazmak için dinlediklerimden işe yarayanları aklımda tutmaya çalışıyorum.

Bu yaşta bu kadarını tutabilmişim. Unuttuklarım, ya da hatalarım var ise affola.

Rasim Canbolat:

This website uses cookies.