Uzun zamandır dikkatimi çeken ama bir türlü yazıya dökemediğim bir konu vardı ki, olayı sıcağı sıcağına yaşamışken kaleme almak istedim.
Her şehrin olduğu gibi, bizim de şehir trafiği ile zaman zaman başımız dertte. Trafik kuralları dediğimiz başlı başına kurallar elbette var. Yeri geldiğinde trafik denetlemelerinde gayet güzel ciddiyet var. Hatta en son ki yapılan uygulamada, birçok sürücü kemersiz olduğu için ceza almış durumda. Ama gelin görün ki, bu kuralları denetleyenlerin bazıları, kendileri bile haberdar değil kuralların ciddiyetinden.
Geçen günlerde dikkatimi çeken, trafik polis aracının kural ihlaline bizzat şahit oldum. Sağ şeritten gidiyorum önde de giden bir trafik polis aracı var. Yalnız yolu tam olarak ortalamış durumda. Ne yolun sağına geçiyor ne de soluna. Hız seviyesi de oldukça düşük. Hal böyle iken, arkada da doğal olarak trafik sıkışmış oluyor. Trafik polis aracı bu şekilde yolu ortalamış giderken, bir anda direksiyonu sağa kırıp sinyalsiz bir sağa dönüş yapıyor. Şimdi o anda kontrolü koruyamayıp kazaya sebep olsak, yüzde yüz hatalı biz olacağız. Çünkü öndeki bir trafik polisi aracı.
Yine ayrı bir konu da trafik ışıklarına dikkat etmemeleri. Kırmızı ışık acaba trafik polis araçlarına dur işareti olarak görünmüyor mu?
Buradan seslenmek istiyorum; trafik kuralları sadece benim senin onun değil, herkesin uyması gereken kurallardır. Çok acil vakalarda durulmaması, tabii ki istisnai durumlardır. Fakat trafik polisi olmak ya da makam aracını kullanmak trafik kurallarına uymamayı gerektirmiyor. Kurallara uyarmayı biliyorsak, uymayı da bileceğiz…