Mavi adam yeşil kız

“Mavi Adam Yeşil Kız kitabının kapağını hazırlayan Genç Ressam Hilal Suna Kır: ” Yapılan bir çalışmada beğenen de olacaktır beğenmeyende. Beş parmağın beşi bile bir değilken, insan davranışlarında farklılıklar ve zıtlıklar olması gayet doğaldır.”

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan ve  “Mavi Adam Yeşil Kız “ adlı Remiz Özkan kitabının kapağını hazırlayan lise öğrencisi Hilal Suna Kır ile sanat üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.

SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtırmısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

HİLAL SUNA KIR-Hilal Suna KIR. 17 yaşındayım. Tokat’ın Erbaa ilçesinde yaşıyorum. Erbaa Fatih Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisiyim.

SORU-Resme başlama hikâyenizi anlatır mısınız?

HİLAL SUNA KIR– -Resme olan merakım aslında küçük yaşlarımda başladı. Sürekli kafama göre anlamlı anlamsız bir şeyler karalamaya çok hevesli idim. Liseye başladığımda katılmış olduğum resim kursları ile kendimi geliştirdim. Özellikle, resim öğretmenim Sayın Serdar Koç’un bu konudaki katkıları unutulmaz. Kendisine müteşekkirim.

SORU-Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz? Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

HİLAL SUNA KIR– Bilgi sınırsız olduğuna göre, ben de hala bu sınırsızlığın bir ucundan tutarak yeni bilgiler ve yeni teknikler öğrenmeye devam ediyorum. Bu konuda almakta olduğum eğitimler devam ediyor. Daha ilerisi için nasıl bir boyut kazanır? Sonucu şimdiden kestirmek elbette zor.

Çalışmalarımdan bahsedecek olur isem; belirli bir konu yok aslında. Bu birden oluşan ve çizimlere yansıyan çalışmalar oluyor aslında. İki çalışmam, Tokatlı yazarımız Remzi Özkan’ın son kitabı olan “MAVİ ADAM YEŞİL KIZ” adlı kitabın ön ve arka kapağında yer aldı. Kitabın ön kapağında mevcut olan gözler ve arka kısımda yer alan doğa resmi benim çizimlerim.

Remzi ÖZKAN, her şeyin en iyisini arayan ve en iyiyi yakalamaya ve sunmaya çalışan bir kişiliğe sahip. Bu yüzden kendisi ile çalışmak hem çok zor, hem de çok keyifli. Sizi başarıya ulaşıncaya kadar zorluyor ve yalnız bırakmıyor. O gözleri defalarca yeniden çizdim. Samimi olmak gerekir ise ben pes ettim o pes etmedi. “O gözleri istiyorum” diye diretti ve uygun çizimi yakalayıncaya kadar da vazgeçmedi.

Bu kadar zorlu ve iyi niyetli bir insanla birlikte çalışmak; ister istemez sizi başarmak zorunda bırakıyor.

Bugün Avrupa’da bile benim kapak resimlerini çizmiş olduğum o kitaba rastlamak mümkün. Çünkü Avrupa’da da satışa sunuldu. Bu çalışma benim ilk ciddi deneyimim oldu.Gurur verici tabii.

SORU-Bir kitap için kapak resmi çizmek zor olmadı mı?

HİLAL SUNA KIR-Aslını isterseniz ilk başlarda çok korkuyordum. Sıradan bir çizim değildi. Kitap için kapak resmi çizecektim. Bir anda kendimi hayallerimin ötesinde bir dünyanın içinde buluverdim. “ Nasıl çizerim? Nasıl olacak?” şeklinde endişelerim çok oldu. Çünkü bu konuda hala toyum ve gelişim sürecindeyim. Kendimce korkmuştum. Ama yavaş yavaş bu korkuları ve endişeleri aşıyorum. Bu işin zevkine varmaya başlıyorum. Genç yaşta güzel bir tecrübe oldu benim için kitap kapaklarına konu olan bu çalışmalarım.

İnsan doğar, yaşar ve ölür. Önemli olan geride bıraktıklarınızdır aslında. Geriye baktığımda en azından beni yaşatacak çalışmaların altına imza atmış olmak,  güzel ve bir o kadar da anlamlı. Kitap kapaklarındaki resimlemeler ile bir anda binlerce insana ulaşıyorsunuz. Düşünsenize, hayatınızda hiç yüzünü görmediğiniz ve tanışma fırsatı bulamadığınız insanlar belki de aynı anda sizinle aynı resim üzerinde aynı duyguları, aynı düşünceleri paylaşıyor. Bu tarifi pek mümkün olmayan bir haz veriyor insana.

SORU-Bize ailenizden bahseder misiniz? Anne ve babanız ne iş yapar? Kardeşleriniz nerede okur? Onların sizin bu çabalarınıza bakışı nedir?

HİLAL SUNA KIR-Annem ve babam ayrı yaşamaktalar. Ben annemle birlikte yaşıyorum. Beşkardeşim daha var. Altı kardeşiz yani. Annem bir bankada personel görevlisi olarak çalışıyor. Annem; benim dünyamda çok ayrı bir öneme sahip. Hayatın her alanındatüm varlığıyla yanımda ve ben ondan çok büyük bir güç alıyorum. Pınar Ablam evlendi. İbrahim Ağabeyim TSK da görev yapmakta. Sebahat Ablam Üniversite son sınıf öğrencisi. Diğer Ağabeyim Hasan’da,  son sınıf öğrencisi ve lojistik okuyor. En küçüğümüz Göktürk ise sekizinci sınıfta öğrenimine devam ediyor.

Kalabalık bir aile olmamıza rağmen hepsi beni şaşırtacak derecede destek oluyorlar. Doğruya ulaşabilmek adına kalabalık bir aile ortamına sahip olmak bir avantaj benim için. Çünkü çok fazla farklı bakış açısı ve farklı düşünce sahipleri tarafından değerlendirmeden geçiyor yaptığım bir resim. Kendi aile fertlerim olmalarına karşın tamamen tarafsız değerlendirmeler de bulunuyorlar ve gerektiğinde en ağır eleştirileri bile yapıyorlar. Sonrasında da herkes bir çözüm önerisi sunuyor ve doğru çizilmiş resimlere yolculuk ediyoruz. Onların desteği olmasa sanırım kendi içimde bir yalnızlık patlaması yaşardım. Onların destekleri sayesinde o yalnızlık patlamalarını süpernova patlamalarına dönüştüreceğim inşallah.

SORU-Resim de nerelere gelmek istiyorsunuz?

HİLAL SUNA KIR- Resim yapma işi aslında hobi olarak başladı bende. İlerisi için bir planım olmadı. Hayatıma çok ani giren bir şey oldu ve nereye gideceğini izleyip göreceğim. Allah bu yolda ne takdir etmiş ise yaşayıp göreceğim yani.

SORU- Okul ve sanat hayatını birarada yürütmek zor olmuyor mu? Zorlukları nasıl aşıyorsunuz?

HİLAL SUNA KIR- Elbette çok zor. Hatta insana kafayı yedirtecek kadar zor. Ama hiçbir başarı kolay elde edilmez. Ben buna inananlardanım.

Öncelikle okul hayatım önemli tabii ki ama derslerimden ve okulun getirdiği stresten uzaklaşmanın bir yolu da resim çizmek. Bir sanat dalı ile uğraşmak. Tüm o hengâmeden uzaklaşmak için adeta bir kaçamak ve huzur arayışı benim için resim yapmak.

SORU- Sanatla ilgilenmenin ne gibi maddi ve manevi kazançları var?

HİLAL SUNA KIR-Manevi boyutu benim için çok yüksek. Hem de çok yüksek. İnsani değerlerimi yükselttiğini düşünüyorum. Daha farklı düşünmemi ve çevremde olup bitenleri anlamamı sağlıyor. Tüm bu olup bitenleri daha iyi gözlemlememi ve sanatı kullanarak bunları resim dili ile anlatmamı sağlıyor. İnsanlara hoş şeyler sunarak, resim dünyasına yeni katkılar sağlamak, sanatın diğer dallarındaki insanlarla tanışmak,  insana bir kazanım sağlıyor. Tüm bunları birleştirdiğinizde de, kendinizin de bir şeyler yapabildiğiniz ve değer kazandığınız sonucu çıkıyor ortaya. Bu da, insanı huzura ve mutluluğa götürüyor. Bir şeyleri başarmış olmanın ve yaptığınız çalışmalarla insanın yüreğine dokunabilmenin hazzı bir başka güzel.

SORU-Sanatla ilgilenmeniz öğretmen ve öğrenci arkadaşlarınızın nasıl tepkilerine sebep oluyor?

HİLAL SUNA KIR– Hem iyi hem de kötü. Bazen destek oluyorlar, bazen tepkisiz kalıyorlar bazen de yıkıcı olabiliyorlar. Bu olumsuzluklar bazen dengemi zorluyor. Eleştirinin de dozu olmalı yani. Eleştirir iken empati kurmuyorlar ve benim de kendileri gibi bir insan olduğumu ve benim de hatalarım olabileceğini unutuyorlar sanırım. Gerçi onların bu eleştirilerini, beni doğru yola götürecek bir rehber olarak telakki ediyorum. Eleştiri olacak ki, bu benim pişmeme yardımcı olsun. Ama herkesi hoş görüyorum ve herkesi seviyorum. Çünkü onların beğeni ve eleştirileri benim daha iyi çalışmalar yapmama vesile olacaktır.

Yapılan bir çalışmada beğenen de olacaktır beğenmeyende. Beş parmağın beşi bile bir değilken, insan davranışlarında farklılıklar ve zıtlıklar olması gayet doğaldır.

SORU-Bu konuda başka ne anlatacaksınız?

HİLAL SUNA KIR– Ben de bu yolda yeni yeni ilerlemeye çalışıyorum. Naçizane bir şeyler resimlemeye çalışıyorum. Kalkıp benim tavsiyelerde bulunmam kendimce doğru olmaz. Ancak, çok çok çizimler yapmalılar. Olumsuz eleştiri ve bakış açılarından etkilenip pes etmek yerine kendilerini ispat etmeye çalışsınlar. Mutlaka her konuda olduğu gibi eğitim, eğitim, eğitim.

Yapılan çizimlere anlamsızlık yükleyen çok oluyor. Anlatılmak isteneni anlamak yerine, yersiz eleştiriler yapan çok oluyor işin kolayına kaçarak. O yüzden, kalemleri ve fırçaları serbest olmalı, olumsuzluklardan etkilenmemeli. Özgürce çalışmalar yapmalılar. İçlerinden geldiği gibi çizmeliler ve aldıkları eğitim ve tecrübeleri ile donatmalılar çalışmalarını. En önemlisi de bu çalışmaları karşılık bekleyerek değil, sanat adına ve resim sanatına katkı sağlamak adına yapmalılar. Çünkü her şeyden önce sanat gönül işidir.

 

Nezdinizde tüm sevenlerime ve size sonsuz şükranlarımı sunuyorum.  Sizlerle sohbet etmekten ve tanışmış olmaktan onur duydum. Teşekkür ederim.

Turan Yalçın:

This website uses cookies.