MEHMET ŞAHİN DİYOR Kİ

“Çocuk sevmelerimiz de değişti. Çocuğa hitabelerken, dedem, annem, babam, teyzem, halam, amcam, dayım, ağabeyim… Böyle sevmelere sinir oluyorum. Çünkü çocuk böyle diye diye adını unutacak. “Ben, Orhan mıyım, yoksa dede, anne, abla mıyım?”

Fizik tedaviye gidiyorum orada sağlı sollu araç bolluğu oluşuyor. Bir defasında birisi aracını yolun ortasına park edip gitmiş. Çıkmak isteyen çıkamıyor, girmek isteyen giremiyor. Bağırış çağırış, korna gürültüleri birbirine karıştı. Adamın biri vitesten attı başladı ulu orta en galiz küfürlere.

Derken bir bayan gelip direksiyona yöneldi. Başladı mı küfürcü adamla kadın arasında ağız kavgası… Biri der “buraya park edemezsin.” Öbürü “memlekette özgürlük var. İstediğim yere park ederim.” Biz nasıl çıkacağız o zaman?” “Bekleyin efendim sahibi gelir elbet. Aceleniz ne?”

Atışma devam ederken kadın aracına bindi. İleri yekiniyor araca çarpacak, geri vites, yine araç. Kadına yaklaşıyorum. “Hanımefendi. Sinirlisiniz. Bir kaza yapma ihtimaliniz var. İzin verin de ben çıkarayım aracınızı. Anahtarı veriyor. Aracını tereyağından kıl çeker gibi çıkarıp sahibine teslim ediyorum. Teşekkür ederek yoluna devam ediyor da diğer sürücüler rahatlıyor.

-Bunları yazsan hocam!

-Sen niye yazmıyorsun?

-Sen yumuşak yazıyorsun. Ben sert yazarım. Başım belaya girer diye korkuyorum. Ha bir de şu var. Okul adlarının çoğunu değiştirmişler. Arayıp bulmak ya da birine tarif etmek zor oluyor. Okulların eski adlarının neyi vardı sanki? Memleketimizi yeniden öğreniyormuşuz gibi hissediyor, zorlanıyoruz.”

Haklısın Mehmet Hocam, gecenin bir vaktinde acilden çıktık ki, aracımızın arkasına bir araç durmuş çıkmak imkânsız. Bu saatte anons da edilmiyormuş. “Trafiğe telefon edin aracı çeksinler.” Denildi. Sağa sola bakarken yanımdaki araç çıktı da ileri geri yaparak aracımı kurtardım.

Durum böyle maalesef. Kime ne diyeceksin. Sürücülük yalnız direksiyon tutmak değil ki başaklarına saygı göstermedikten sonra…

Rasim Canbolat:

This website uses cookies.