Bir ürünün, uygun olmayan koşullarda kurallara aykırı olarak üretilmesidir.
Bu tür üretim her devirde yapılmıştır. İnsanlar suç olduğunu bilerek bu yola başvururlar. Sonunda yakalanıp cezasını çekenler olduğu gibi, haksız kazanç sağlayanlar da olmuştur.
Birileri mecbur oldukları için bu yolu seçerler. Bazıları da kazancıyla yetinmez, daha çok para kazanmak için.
Ülkede istikrarın olduğu zaman daha çok zengin olmaya kalkışanlar, işini kaybedip ekmek parası için çalışmak zorunda olanlar bu yola başvurmak zorunda kalırlar.
Öğrencilik yıllarında kuaförde çalıştı. Liseyi bitirdi. Yüksekokuldan mezun oldu. İş için sınavlara katıldı. Kamu personel sınavını kazandı bir türlü işe giremedi. Bir dükkân açtı. Kuaför oldu.
Kısa sürede başarısı büyüdü. Daha çok müşterisi oldu. Arabasını aldı. Müşterileriyle iyi ilişkileri her geçen gün arttı. Herkes onu seviyordu. Sokağa çıkma yasağı geldi. Dükkân kapandı. Nermin’de eve kapandı. Kapanmak zorunda kaldı.
Terzi Ömer, işini seviyor, gece gündüz çalışmaktan yorulmuyordu. Sırada bekleyen kesilmiş kumaşları vardı. Provaya hazır halde bekleyen elbiseler vardı. Yeni siparişler almaya devam ediyordu. Kumaşın yetmeyeceğini düşünerek takviye kumaşı kargoda yola çıkmış geliyordu.
Bir gün dükkâna kilit vurdu. O da eve kapandı.
Müşteriler telefondan arıyor, onlara tek kelime cevap veriyordu: Kapalıyız.
Sabah erken saatte bağırmaya başlayan Kadir’inde sesi kesildi.
Ezandan önce bağırmaya başlardı:
“Kaynar yağlı, gevrek simit, kaynar kaynar. Gevrek gevrek gevrek. …” Güneş ufuktan çıkarken sesledim yağlı alıyordum.
-Doğru fırından mı geliyorsun, sıcak mı?
-Geksi yi dolandım geldim amca..
-Bu saatte mi?
-Evet, amca ezan okunmadan evden çıkıyorum ben…
Bugün yirmi gün oldu. Simitçiyi göremiyorum Yağlı alamıyorum. O da evine kapanmış. Karantinada yaşıyor.
İçlerinde en rahat olan Kadir, üzgün ama diğerleri kadar değil. Daha rahat. Neden mi?
Kadirin kira, elektrik parası, vergisi yok. Geçimini ayarlamış çay simit parasına. Çayını yapıyor. Simit bulamasa da ekmeğini çaya banıp doyuruyor karnını.
Fırın açılınca karşılarım diye avutuyor kendini.
Nermin, dükkân masrafını karşılamak zorunda. Her müşterisi kendine ulaşabiliyor. Aradıkları zaman ev adresini verip, saçlarını evinde yapıyor. Onlar da daha çok müşteri göndereceklerini söyleyerek ayrılıyorlar yanından.
Ömer, prova olacakları eve sesliyor. Biten elbiseleri evinde teslim edip parasını alıyor. Yeni müşterilerle buluşursa pazarlığını yapıp işine başlamayı da ihmal etmiyor.
İşte bu işlerin dükkân da değil de evde yapılması bir merdiven altı kazançtır. Yasal olarak suçtur. Buna korona neden oldu.
Korona için bir önlem olur mu? Hayır.
Kazandıkları ile belki aç kalmıyorlar ama iş yeri giderleri her geçen gün daha çok birikiyor. Evdeki çalışmalarını korkuyla yapıyorlar. Yakalanma sonunda ceza alacaklarını biliyorlar.
Korona bulaşmasa da stres onları hasta ediyor. Ülkemize ve milletimize Coronasız günler dilerim. 31- 03 -2020