Nasıl okumalıyız 4
Nasıl okumalıyız 4
“Abi, insan hatasını nasıl tamir eder? Hatalarımızı tamir etmek mümkün mü?”
“Umutcan Kardeşim, tabii ki, makineler nasıl arıza yaptığı zaman tamir olursa, insanlar da hata yapabilir ve bunu da tamir etmek mümkündür. İnsan bir başkasına karşı hata yapınca özür dilemelidir tabii. Ama çok insan hata kabul etmediğinden dolayı özür dilemez. Çoğu insan da özür dilemeyi bir küçüklük olarak kabul eder. Hâlbuki özür dilemek büyük bir erdemdir. Bunu çoğu kere gençler yapar. Özür dilemeyi sevmezler.”
“Evet, abi bende çevremde gençlerin özür dilemediklerini, hep çevrelerini suçladıklarına şahit oluyorum çok zaman. Buna üzülüyorum ama elimden bir şey gelmez. Ben özür dilemeyi çok severim. Ben de insanım hata yaparım. Hata yapmışsam sizden de özür dilerim” dedi.
İkimizde gülmekle yetindik. Ciddi ciddi konuşurken arada da espriler yapmak insanı rahatlatıyordu. Ama espriyi de her iki tarafında anlaması şartıyla.
“Umutcan Kardeşim kitap okumayı sevmek için boş konuşan insanlardan uzak durarak, kitap okumayı seven insanların neyi, nasıl okuduklarını öğrenmek ve bizim hayatımıza uygulayabileceklerimizi de uygulamaya çalışmak bize artı değerler katar. Bizlerin hayatını kolaylaştıracak şeyler okumak, mesela dini öğrenmek istiyorsak önce Kur’an meali, peygamberin hayatı, ilmihal gibi kitaplar okumak bize artı değer katar. Dil öğreneceksek yabancı dili daha önce öğrenmiş insanlardan nasıl öğrendikleri konusunda bilgiler alarak hayatımıza uygulamaya bakmak bizlere gerçek manada artı değerler katar. Kişisel Gelişim okuyacaksa önce kişisel gelişim alanında hangi konuları okuyarak öğrenmek istiyoruz onlara bakmak lazım. Mesela özgüven, hafıza teknikleri vb. bu konuda kitapları okumak lazım.”
Umutcan konuyu anlamış olmanın sevinci ile mavi gözleri ile “anladım “ der gibi bana bakıyordu.
“Abi, gerçekten okumak ve okuyarak öğrenmek bilgiye giden en kolay yol. Buna bir de sizin gibi tecrübeli yazar ağabeylerimizin desteği de eklenirse o zaman gerçek manada okumayı sevmenin önemi ortaya çıkıyor. Nasıl okumamız gerektiğini de sizin konuşmanızı dinleyince ve kendi görüşlerimi ve öğrendiklerimi de ekleyince ortaya gerçek manada okumak için yol haritası çıkıyor ”
Gülümsedim ve bu öğrenmeye aşık gence bir kere daha hayranlıkla baktım. Konuyu anladığım halde şaşırmış gibi bakarak:
“Nasıl bir yol haritasıymış bu?” diye yarı şaka yarı ciddi sordum.
“Abi ben PDR öğrencisiyim.4 yıllık bir plan yaptım kafamdan. Öncelikle Özgüvenimin yerinde olması lazım. Şükür ki bu özgüveni sizinle tanıştığım zaman biraz olsun edindim ve bu konuşmaları yapmayı teklif ettiğiniz zaman “Allah isteyene böyle yardım eder. Şükürler olsun” demiştim. Bu duam kabul olarak sizin benimle daha çok ilgilenmeniz benim gayretli olmam konusunda azmime de artı değer kattı. Sizin verdikleriniz kitap ve mektupların boş şeyler olmadığını görünce daha çok okumaya başladım. Ama bu sefer anlayarak okuyor ve anladıklarımı da gücüm yettiği şekilde uygulamaya bakıyorum. Bu da özgüvenimi gerçekten artırıyor. Bir şeyi daha fark ettim. Sizinle bir iki görüşmeden sonra her şeyi öğrenip de faydalanamazdım. Sizinle devamlı olarak bir iletişim ve etkileşim içinde olmam lazımdı. O yüzden de size daha çok saygı göstermeye ve daha değer vermeye karar verdim. Bu saygı bana bilgi olarak geri döndü. “
Umutcan bunları söylerken bilginin ve sevginin gerçek manada anlaşılması ve insanlar tarafından gerçek sevgi ve bilginin hayatlarına uygulanması halinde bir gencin nasıl değişebileceğini görebiliyordum Umutcan’a bakınca. O ise gayretle anlatmaya devam ediyordu:
”Abi, şuna da karar verdim ki, hocalarımın, arkadaşlarımın ve çevremin beni olumsuz etkilemesine gene ben müsaade ediyorum. Bu yüzden artık çevremin beni olumsuz etkilemesine müsaade etmeyerek doğru bildiklerimi yapmaya karar verdim.”
“Maşallah Umutcan Kardeşim, Zaten kitap okumaktan zevk almak verimlilik kazanmanın amacı da bu. Başkalarının ne dediğine fazla takılırsak kendimizi inkar eden bir yabancı oluruz. Ama ne yazık ki günümüzde insanların çoğu başkalarını memnun etmek için çaba harcadıklarından dolayı mutlu olamıyorlar. Ben kendim için yaşadığımdan dolayı başkalarının beni olumsuz etkilemesine müsaade etmem.”
Konuyu anlamış mı diye Umutcan’ın yüzüne dikkatle baktım. Konuyu iyi anladığını gösteriyordu bana bakışı. Ben de konuşmaya devam ettim:
“ ikimizin aynı fikirde olması değil güzel olan sevgili Umutcan, farklı fikirlerde olsak bile önemli olan birbirimize olan sevgi ve saygımız ve senin öğrenmek için, benim öğretmek için ve her ikimizin de planlı olarak ve devamlı olarak bir araya gelmemiz. Gençler genelde planlı olarak insanlardan faydalanamadıkları için de hem tam manası ile mutlu olamıyor, istedikleri başarıyı da yakalayamıyorlar. Senin benden öğrenme isteğin ile buraya devamlı geliyor olman, bana saygılı olman ve aynı zamanda da bizim tavır ve davranışlarımızdan rahatsız olmadığın gibi memnun olman benim de sana öğretme isteğimi kamçılıyor”
Bu söz üzerine Umutcan :
“İstek yiğidin kamçısıdır” dedi.
Rahmetli 9. Cumhurbaşkanı Demirel’i hatırladım. O da bir konuşmasında espri olsun diye aşırı borçlanan vatandaşlar, için “borç yiğidin kamçısıdır” demişti.
“Umutcan sanırım “Nasıl okumalıyız” konusunu yeterince anladın ve nasıl okuyacağın konusunda, nasıl okursan faydalı olacağı konusunda bilgi sahibi oldu. Bugün gelerek beni dinledin. Anlamadıklarını sorarak öğrendin. Bunun mükâfatı olarak da sana Doğan Cüceloğlu üstadın “Başarıya Götüren Aile “ kitabını hediye edeceğim. Burada nasıl okumalı, aileler çocuklarının sınav başarısı konusunda neler yapabilir? Sorularına cevap aranmış. Ailenle ilişkilerinde faydalı olacağını sanıyorum. Bu yaşta ben okuyarak faydalandım ve çocuklarıma uygulayınca başarısının artacağına inandım. Bu kitaptan artık senin nasıl faydalanacağına da sen karar vereceksin”