Benim engellilere manevi olarak desteklerimi bilen okurlarımızzaman zaman engelli yakını, engelli olanlar, sosyal medyadan bize ulaşarak sohbet eder, mesajlaşırız. Genelde samimiyetle iletişim kuran ve engelli kardeşlerine, aile fertlerine gerçekten yardımetmek isteyenlere görüşlerimizi anlatırız.
Niğde Çamardı Mahmatlar Köyünde yaşayan,abisi işitmeengelli, ablası zihinsel engelli olduğunu söyleyen MahmutPeker’de Sosyal medyada beni bularak sohbet ettiğimiz bir kardeşimizdi.
Çamardı AnadoluLisesi son sınıfta okuyan Mahmut kitaplardan konu açılınca, fazla kitap ve dergileri yollamamı istedi. Severek yolladım. Beni Niğde’ye içtenlikle davet edip, misafir edeceğini, beraber Niğde’de engellilere moral vermemizin faydalı olacağını söyledi.Bende bir hafta sonu Niğde’ye geleceğimi söyledim. Hem ziyaret hem ticaret misali, hem dostlara moral verir, hem onların düşüncelerini alarak sohbet ederiz diyerek elimizde kitaplar dergiler ile bir gece yarısı Tokatseyahat ile yollara düştük. Amaç engellilere moral vermek, onlara kitap okumanın önemini anlatmaktı.
Gitmeden Niğde’de dostlarıolanlardan Niğde’de tanışarak sohbet edebileceğimiz insanları sorunca Çetin Oranlı, Süleyman tuzcu ile tanışmamızı tavsiye etti. Beden Eğitimi Yüksek Okulunda hoca olan Tuzcu, Niğde’nin eski Gazeteciler cemiyeti Başkanı olan samimi bir iletişimci. Onunla uzun uzun mesajlaştık. Görüşmeye karar verdik. Ama “evdeki hesap çarşıya uymaz” misali Mersin’e oğlunu tedaviye götürdüğü için görüşemedik. Ama tavsiye ettiği arkadaşları ile uzun uzun sohbetler ettik.
29. Eylül.2018 Cumartesi sabah4’te Niğde ‘de olunca boşcaddelerde gezmenin ve temiz Niğde havası solumanın keyfini yaşadık.
Mahmut ile sabah 9 da buluşmak için sözleşmiştik. Çünkü Çamardı’ndan ilk araba 7’ de gelecek ve 80 kilometrelik yol ancak 9 ‘da bitecekti.
Sabah gene Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi PDR Kulübü Başkanı Hataylı Ufuk Ateşile buluşacaktık. Kampüsten arabalar erken çıkmayınca kampüstekiyurtta kalan Ufuk’un gelmesi uzadı.
Çay evlerinde çay içerek,Niğde yerel gazetelerini okuyarak bekledik çay evlerinde. Niğde çay evleri, şehir yapısı ile Tokat’a çok benziyor. Ana caddenin durumu, kavşaklar cadde boyu sıralanmış dükkânlar. Ufuk’u ve Mahmut’u beklerken Niğde’yidaha iyi tanımanın da fırsatını bulduk. Gözlem yapmayı seven insan olarak gözlemledik Niğde’yi.
Ufuk gelince bir çay evinde O’na röportajı olan gazeteleri, kişisel gelişim dergilerini, kitapları sundum. “Sen de Kafadan Engellisin” kitabımıza teşekkür etti. Okulunun yanında kulüp faaliyetleri, satranç müsabakaları, hakemliği, engellilere sosyal yardımlar derkenUfuk’un günleri dolu dolu geçiyormuş. Çok samimi içten ve çok öğrencinin aksine bahane üretmeyenUfuk ile samimi sohbet ederek çay üstüne çay içtik. PDR kulübünün gelişmesi için önerilerde bulundum. Beraber Üniversitede etkinlikleryapmak için fırsat kollayacağını söyledi.
Mahmut 9’da gelince bizlerde kalacağımızöğretmenevinde kaydımızıyaptırarak dinlendik. Dinlenme sonrasında İşitme engelliler Dünya ve olimpiyat Şampiyonu olan Mahmut Kılıç Kardeşimiz gelerek sohbet etmeye başladık. Sonradan bu sohbete diğer işitme engelli arkadaşlar da katıldılar. Laf lafı açtı. Bayağı sohbet ilerledi. İnsan sevdikleri ile sohbeti ilerlettikçe zamanı unutuyor.
Bir de baktık ki, Sakatlar Derneği Niğde Şubesinde Bedensel Engelliler ile sohbet zamanı gelmiş. İşitme engelliler Mahmut Peker, Niğde de okuyan arkadaşları hep beraber Niğde Sakatlar Derneğinin Öğretmenler Parkının bitişiğinde, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğünün yanındaki binasına geçtik. Bedensel engelliler, görme engelliler merak ederek bizi bekliyorlardı. Dernek Başkanı Songül Hanım çok sıcak, çok içten insan. Kızı Tuğba Çalışkan Cam kemik hastası.Azimli. Niğde Belediyesinde çalışıyor.Baba MustafaÇalışkan EğitimFakültesinde hoca. Engellileri sevdirmeye çalışıyor öğrencilerine. Ailenin engellilere olan sevgisi ve engellilerin kalkınması ve gelişmesi için çabası ve Songül Hanımın hep güler yüzlü tavrı gerçektende bizlere de umut verdi. Onlara Üniversitede gençlere “engellilerin gelişimi, kitap okuyarak gelişen engelliler” konusunda etkinlikleryapabileceğimizi söyledik. Önerilerde bulunduk. Dikkatle not aldılar.
Aile ve sosyal politikalar İl Müdürü Harun Koç ile Hizmet-İŞ Sendikası Çorum il Başkanı Gökhan Demircioğlu da sohbete katılarak il Müdürlüğü olarak ve Sendika olarak engellilerin her zaman yanında olacaklarını söylediler. “Sen de Kafadan engellisin” kitabını alarakengellilere hediye etmeye çalışacaklarını söylediler. “Sen de Kafadan Engellisin” kitabını Şükrü Arpa ya hediye ettik. O da sırası ile okumayı seven engellilere verecek. Ama evde kitabı gören halası kitabı alarak “önce ben okuyacağım” demiş. Yani kitap elden ele dolaşarak okunacak. Bu bizi mutlu etti. Engellilere yanlış bakış açılarını yıkmayı hedefleyen bu kitabımızı okuyanlar gereken dersleri aldıklarını anlattılar. Yazmak bizim görevimizdi. Gazetede yayınlamakgazetenin, kitap yapmak yayınevinin ve okumak ve uygulamak da engelliler, aileleri ve engellileri seven insanların.
Sohbet uzadıkça uzadı. İşi olanlar sohbetten ayrılınca engelliler ile hatıra fotoğrafı çekinerek ayrıldık. Vakit akşam olmuştu. Öğretmenevine döndük.
Ertesi gün de Mahmut Kılıç ile buluşarak sohbet ettik. Süleyman Tuzcu bey ile Mahmut’ta tanışmayı çokistemesine rağmen, geleceğini belirtmesine rağmen Süleymanbey telefonlara dönüş yapmayınca bizde Tokat’a dönüş saatimiz geldiğinden Niğde ‘den mutlu ayrıldık.Mazeretini belirten Süleyman Hoca’ya saygı ve sevgimizi sunduk.
Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı olan Süleyman Tuzcu da arkadaşı Çetin Oranlı gibi çok iyi bir iletişimci ve yeni insanlarla tanışmaktan büyük mutluluk duyan insan, engelli çocuğunun eğitimi için bulunduğundanyanımıza gelemediğinibelirtince bizde anlayışla karşıladık. “Önce sağlık ve eğitim sonra sohbet ve muhabbet “ düsturuna inanan biz, ilerde buluşmayı temenni ettik.
Gezimiz boyunca yanımızdan ayrılmayan Mahmut Peker, iki engelli insanın kardeşi olaraksorumluluklarını bilen ve gelişen engellilerden faydalanmasını bilen insan olarak gücüoranında maddi ve manevi her türlü desteğini esirgemiyor. Sorumluluk bilincine hayran olduğumuzu söylemeden edemeyeceğim. Arkadaşlarını da seven Mahmut O’na hediye ettiğimiz kitapları okuduktan sonra arkadaşları ilepaylaşacağını ve ufkunu açtığımızı Üniversite sınavına daha gayretli çalıştığını söyledi.
Tokat’ta büfe işleten Kahraman ailesinin de uzaktan akrabası olduğunu öğrendiğimiz Mahmut, Tokat’ta senelerce tanıdığımız iş disiplinine ve kişiliklerine, okuyan üreten ve kimsenin dedikodusunu yapmayan Kahraman ailesi gibi dürüst insanlar olarak tanıdık ve takdir ettik.
Mahmut’ta, Tokat’ta özellikleBesyo okumak istediğini ve bunun için çalıştığını söyledi. Biz de O’nu Tokat’a davet ettik. O da Çamardı okullarında konuşma yapmamız için Belediye Başkanı veKaymakam ile görüşeceğini söyledi.
Mahmut ile “Recep Yazıcığlu’nun Liderlik Sırları” kitabımızı Çamardı Kaymakamı Muhammed Güzel’e yolladık.
Kayseri otogarında tanıdık bir simaya rastladık. Okulunun ilk yılı tanıştığımız ve Gaziosmanpaşa Üniversitesi Siyaset Bilimi mezunu ve eski İktisat ve işletme Kulübü Başkanı Hasan Baykal Aydemir. Tokat’a İşletme okuyan yeğenive Siyaset Bilimi okuyan arkadaşı Uğur’u yolcu etmeye gelmişti.İlk sene anlattıklarımızı ilgi ile dinleyen sonrasında kulüpfaaliyetlerinden dolayıyanımıza gelemeyen Aydemir’in yanında da babası vardı. “Ağabey keşke sizden daha fazla faydalansaydık” dedi. İnsanın isteği kadar ve ilgisikadar bizdenfaydalanabileceğini anlattık. İstek olmayan insana anne vebabası bile faydalı olamıyor maalesef.
Hasan Baykal Aydemir ve babasına veda ederek Hasan’a da yanımızda bulunan “ Sen de Kafadan Engellisin” kitabını hediye ettik. Yanımızda kalan son “sen kafadan engellisin” kitabını da Hasan’ın arkadaşı Uğur Göksu’ya hediye ettik. Artık okumak onların görevi. Yazmak ve hediyeetmek bizim görevimizdi. Evren (Yaradan) onlara bir torpil yaparak onlara faydalı olacak kitabı onlara benim aracılığım ile hediye etmişti. Bakalım anlayacaklar mıydı?