OKULLAR MI HAYAT? HAYAT MI OKUL?

Kalemim bu kez değişik bir konuya yöneldi. Yazmayı çok seviyorum ya, yerinde konuşmayı da çok sevdiğim için, güzel bir fikir alışverişi diye düşündüm.

Yazı başlığındaki soru cümlelerini zaman zaman kendi kendime de sorar, üç aşağı beş yukarı cevaplar bulurum kendimce. Çünkü her ikisi de çok kıymetli değerleri, olguları, oluşumları yaşatarak öğreten ve insanoğlu için de büyük, önemli, hayata dair aşamalar kaydeden zaman akışlarıdır. İşte bu akış içerisinde “Okullar mı hayat? Hayat mı okul?” sözlerini beyin fırtınası kapsamında sorgulamak istedim.

Evet “Okullar mı hayat? Hayat mı okul?” diye sordum on dört yaşındaki torunuma. Düşündü… “Hımm güzel bir soru” dedi kafasını kaşıyarak. Ve devam etti. “Okullar olmasa da hayat devam eder lakin hayat olmasa okullar neye yarar ki!” cevabını verdi. Cevap hoşuma da gitti. Elbette onun bu düşüncesi madalyonun bir yüzüydü. Oysa diğer yüzü vardı ve felsefi gerçeklerle donanımlıydı.

Okullar, okullarımız! Oralar yalnız pembe dünyalarımızın kırmızı kiremitli çatılarıyla, beyaz badanası, beton bacalarıyla, kerpiç duvarları, topraktan damlarıyla görünen yerler değillerdir. Bazen orman, bazen doğa, bazen yaylalar ve bazen de bozkırlar okuldur. Öğreten, eğitendir. Buralardan öğrenemediğim “KISSA” ‘ları hayat okulu senin “HİSSE” hanene kayıt yapar ve zaman içerisinde sana yaşatarak öğretir. Bu yüzden okullar toplumların yaşam kalitelerini etkileyen ve bu süreçlerdeki iletişim ve davranış biçimlerinin lokomotifleridir. Bu süreçler katılıp katılmama arz talep serbestliği nedeniyle de mecburiyeti yoktur. Öğrencilerini, görevlilerini okul hayatı çoğunlukla yetkili kişilerce seçer. Ve kaçan fırsatların, pişmanlıkların değişik zamanlarda, zaman aşımlarında telafisi, tekrarı vardır hep. Daima öğreten, öğütleyendir. Plan ve program dâhilinde çalışmaları çok daha üretkendir. Hayatın zaman dilimindeki karanlıklarında Kutup Yıldızı’dır okullar.

Amma velakin öğrettiklerini de zaman zaman seni sınav yaparak test eder ki… İşte bu sınavlar okulların hayata açılan kapılarından en güvenli çıkış yoludur.

Burada sormak lazım! Hayat okul mudur?

Adına yaşam da denilen hayat süresiz bir okuldur. Ve bu sistemde devamlılık esastır. Lakin bu devamlılık içerisinde “ÖMÜR” denilen zaman dilimleri vardır ki, bu dilimler insanlığa altın tepside sunulmuş ilahi bir süreçtir.

Üstelikte bu sürecin ne okulu, ne eğiticisi, ne öğretmeni, ne akademisyeni nede planı projesi vardır. Bu görevleri tek başına üstlenmiştir hayat okulu.

Şöyle ki; Canlıların organizmalarına, nefes alan her yaratılmışa onlarca güzelliği veren ilahi güç, devasa özellikleriyle ve de güzellikleriyle sunum yaptığı bu sürece KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ elbette koymuştur. Adına KADER dediğimiz bu çizgilerin yönetimini, verdiği akıl ışığında da insanoğluna bırakmıştır.

Hayatın akışı denilen bu yaşam sürecindeki oluşumları aklın yoluyla mücadele ederek aşmaktan başka çaresi yoktur insanlığın.

Öyle ki bu süreç içerisinde yaşadıkça öğrendiği veriler insanları bilgi, beceri, tecrübe, deneyim sahibi yaparken hayat okulu da öğretim görevini sürdürecektir sonsuzluğa dek.

Burada diyebiliriz ki, hayat okulu denilen süreç, insanoğlunda ÖMÜR dediği zaman diliminde günlük baktığı aynasıdır. Gördüğü her görüntü gerçek ve net kendi görüntüsüdür. Bu görüntüler zaman zaman bilgi, bazen istemediği çehre, bazen de sevecen mutlu, mesut yüzlerle haşır neşir eder seni.

Bu, hayat okulunun kısır bir döngüsüdür. “Ektiğini biçmek” derler ya anlamı da bu olsa gerek. Bir kitapta okumuştum.

“Disiplin, saygı, eğitim, çalışmak… Hayat okulunun en önemli ders saatleridir…” diyordu. Çok doğru.

Eğer ki okul hayatını aklını kullanarak, bilimsellik ışığında, hak hukuk, adalet sistemiyle yürütürsen, hayat okulu da seni sevgiyle saygıyla kucaklayacaktır.

Zira hayat okulu diğer okullara asla benzemez. O,acımasız, katı ve insafı yoktur. Yanlışlıkları asla affetmez. Gözyaşlarına hiç aldanmaz. İhanetlere tahammülü yoktur. Seni hemen yargılar.

Bazen ödül verir seni mutlu eder. Bazen de ceza vererek canını acıtır. O en güçlü uyarıcıdır çoğu zaman.

Ve en ilginç olan nedir bilir misiniz?

Okullar hayattır deriz ya hep. Doğrudur çünkü o hep öğretendir ve öğrettikten sonra da sınav yapar daima. Öğrettiğini senden ister.

Lâkin, hayat okulu acımasız dedik ya. Çünkü O, önce sınav yapar, sonra öğretir.

Dileğim odur ki, hayat okulları sınavını sabır, özveri, sevgi, saygı içerisinde, hoşgörü ve barış dolu günlerle aşabiliyorsak ki, zorlanıyoruz galiba. Ne mutlu bizlere o vakit…

Esen Kalın

Şerare Kıvrak:

This website uses cookies.