Türk Kardiyoloji Derneği vatandaşları kalp ve damar hastalıklarına karşı uyardı: “COVID-19 kaparım korkusu ile hayatınızı riske atmayın, kalp krizi belirtisi yaşıyorsanız hemen 112’yi arayın”
Türk Kardiyoloji Derneği 29 Eylül Dünya Kalp Gününde ‘Kalp Damar Hastalıklarını Yenmek İçin Kalbi Kullan’ kampanyasını başlattı. Pandemi döneminde kalp krizi geçiren hastaların yaklaşık yarısının hastaneye başvurmadığına dikkat çeken Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, “Göğüs ortasında beş dakikadan uzun süre yaygın yanıcı ve sıkıştırıcı ağrı yaşayan ve diğer kalp krizi belirtilerini gösteren vatandaşlarımızdan, hemen 112 ambulansı arayıp yardım istemelerini rica ediyoruz. COVID-19 kaparım korkusu ile hayatınızı riske atmayın, tedavi için altın değerinde olan vakti kaybetmeyelim” diye konuştu.
COVID-19 pandemisi kalp ve damar hastalıklarında farkındalığın önemini daha da artırdı. Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, “Mesleki ve toplumsal eğitimi ve araştırmaları destekleyerek Türk halkının kalp damar sağlığını korumayı temel amaç olarak benimseyen Türk Kardiyoloji Derneği olarak her yıl 29 Eylül’de çeşitli aktiviteler ile halkımızın kalp damar hastalıkları konusunda bilinçlendirilmesi için çalışıyoruz. 2020 yılı, maalesef COVID-19 pandemisi nedeniyle özel bir yıl oldu. COVID-19 salgını döneminde kalp ve damar hastalıklarının önemi daha da arttı. Bu nedenle özellikle salgın döneminde ciddiyetini koruyan kalp damar sağlığı risklerine karşı vatandaşlarımızı bilinçlendirmeyi en önemli görevimiz olarak görüyoruz” diye konuştu.
Pandemi döneminde kalp krizi geçiren hastaların neredeyse yarısı hastaneye gitmiyor
Türk Kardiyoloji Derneği tarafından ülke genelinde yapılan TURKMI-II çalışmasının pandemi döneminde ülke genelinde hastaneye başvuran kalp krizi hastalarının sayısında anlamlı sayıda azalma olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, “TURKMI-II Çalışması’nın bulgularına göre pandemi döneminde kalp krizi gerekçesiyle hastaneye başvuran hastaların sayısında pandemi önceki dönemde yapılan TURKMI-I çalışmasına kıyasla yüzde 47,1 oranında azalma bulunuyor. Bu oran kalp krizinin ağır formlarında yüzde 32 iken daha hafif formlarında yüzde 56 olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Bu çalışma verileri, pandemi döneminde kalp krizi geçiren hastaların neredeyse yarısının hastaneye başvurmadığını gösteriyor” dedi.
Tedavide altın değerindeki süre kaybedilmemeli
Kalp krizinin ağır formunda özellikle ilk saatlerin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, damarın süratle açılması gereken ilk birkaç saatlik sürede hastaların yaklaşık üçte birinin hastaneye hiç gelmediğinin altını çizdi. Türkiye’de hasta şikayetlerinin başladığı andan itibaren 112 Acil’in aranmasına kadar geçen sürenin, pandemi öncesinde ortalama 53 dakika iken pandemi döneminde 90 dakikaya kadar çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, “Hastaların COVID-19 bulaşması korkusu ile 112’yi aramadıklarını ya da aramakta geç kaldıklarını görüyoruz. Oysa ambulansın ulaşması, hastanın hastaneye nakli ve hastanede hastanın kateter laboratuvarına alınıp damarının açılması için geçen süreler değişmiyor. Ambulansın zamanında çağırılmaması nedeniyle tedavide altın değerindeki zaman kaybediliyor. Bu nedenle hastaneye ulaşamadan evlerinde kaybettiğimiz hastalarımız da oluyor” dedi.
COVID-19 kaparım korkusu ile hayatınızı riske atmayın, 112’yi arayın
Pandemi döneminden kalp krizi riskinin öneminden bahseden Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol kamuoyuna çağrıda bulundu: “Kalp krizinde koroner arterler dediğimiz kalbi besleyen damarlarda plak yırtılması sonrası üzerine pıhtı oturması ile ani tıkanma meydana geliyor, tıkanan damarın beslediği bölgede kalp kası 20 dakika içerisinde ölmeye başlıyor ve 12 saat içinde tamamen ölüyor. Kas ölümü özellikle ilk 1-2 saatte çok hızlı ve yüksek miktarda oluyor. Bu nedenle kalp krizi belirtileri başlayan hastanın süratle 112’yi arayarak ambulans ile en yakın koroner anjiyo yapabilecek merkeze nakledilip, damarının bir an önce açılması gerekiyor. Göğüs ortasında beş dakikadan uzun süre yaygın yanıcı ve sıkıştırıcı ağrı yaşayan ve diğer kalp krizi belirtilerini gösteren vatandaşlarımızdan, hemen 112 ambulansı arayıp yardım istemelerini rica ediyoruz. Geçer diye beklemeyin, COVID-19 kaparım korkusu ile hayatınızı riske atmayın, altın saatlerinizi hastane dışında geçirmeyin.”
Ani gelişen nefes darlığı ve göğüs ağrısı kalp krizi belirtisi olabilir
Kalp krizi ağrısının alt çene ile mide bölgesi arasında herhangi bir yerde olabileceğini hatırlatan Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, şu ifadeleri kullandı: “Ağrı, en sık şekilde iman tahtası dediğimiz sternum kemiği altında kravat bölgesinde olmakla birlikte, sırtta, mide bölgesinde, kollarda özellikle sol kolda da olabilir. Bu bölgelerde ağrısı, ani gelişen nefes darlığı veya bayılması olan hastaların vakit kaybetmeden ambulans ile hastaneye yönlendirilmeleri gerekiyor. COVID-19 kaparım korkusu ile altın saatlerimizi evde geçirmeyelim. Maske, mesafe, temizlik kuralına uyulduğu sürece COVID-19’dan korunabiliriz. Pandeminin gelecekte nasıl bir yol izleyeceğini tam olarak bilemiyoruz, ancak şu anda kalplerimizi korumanın her zamankinden daha önemli olduğunu biliyoruz. Sağlık çalışanlarının gayreti yanında vatandaşlarımızın da toplumsal sorumluluğa uyması; maske, mesafe, temizlik kurallarının tatbiki bu pandemiyi yenmede ana silahımızdır.”
Dünya Kalp Gününde “Kalp Damar Hastalıklarını Yenmek İçin Kalbi Kullan” seferberliği
Dünya Kalp Federasyonu tarafından her yıl 29 Eylül Dünya Kalp Gününde kalp damar sağlığına yönelik yeni bir slogan belirlendiğini hatırlatan Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, “Bu yılın sloganı ‘Kalp Damar Hastalıklarını Yenmek İçin Kalbi Kullan’ olarak belirlendi. Hepimiz sağlıklı beslenerek, tütün kullanmayarak, egzersiz yaparak, aşırı kilo almayarak, tansiyon, kolesterol ve şekerimizi kontrol ederek çocuklarımıza ve sevdiklerimize iyi örnek olarak kalplerimizi koruyabiliriz. Pandemi döneminde karantinalar hareketsizlik ve kötü beslenmeye, kontrolsüz kilo almaya yol açmasın. Pandemide kalp damar hastalıklarından korunmayı ihmal etmeyelim. Kalp damar hastalıklarının dünyada birinci ölüm sebebi olduğunu unutmayalım.
Pandemi döneminde karantinalarda geçen günlerde hareketsizlik kalp damar sağlığı için risk arzetmekte, bu dönemde ev içinde de olsa hareketimizi aksatmayalım, aldığımız kaloriyi artırmayalım, aşırı kilo almayalım diyetimize dikkat edelim. Pandeminin yarattığı olumsuz ortamın kalp damar sağlığımızı bozmasına izin vermeyelim.
Halkımızı kalp damar hastalıkları hakkında bilinçlendirme aktivitelerimiz yıllardır devam ediyor. Bunlardan biri de geçen yıl Yandex iş birliği ile yaptığımız ve bugüne kadar 5.5 milyona yakın görüntülenme sağlayan ‘Kalp Krizi DurAKSatmasın’ projesidir. Bu proje ile Yandex navigasyon kullanan kişilere trafikte duraklamalar esnasında kalp damar hastalıklarının önemi, korunma yolları ve kalp krizi hakkında aydınlatıcı bilgi verilmektedir. Başarı ile süren bu projemizi de tekrar TURKMI-II çalışma verilerinden yararlanarak canlandırmayı planladık.” şeklinde konuştu.