PAYLAŞMAYI DOĞRU ANLAYAN DOSTLUK
Sevgili dostum,
Senin en sevdiğim özelliklerinden bir tanesi de paylaşma kurallarını en doğru şekilde uygulaman. Yani adil ve doğru paylaşımı bilmen. Bu mektubumda sana adil ve doğru paylaşımda iyi niyeti suiistimal edenler ile senin gibi bu kuralı doğru uygulayanları anlatacağım.
Sevgili dostum,
Biliyorsun kitaplar yayınlıyorum ve bu kitapları maddi durumu iyi olanlara anlatarak, onların toptan alıp çevrelerine hediye etmesini tavsiye ediyorum. Bazen bizi seven ve güvenenlerde “sen dağıt benim adıma” diyerek bize olan güvenlerini yeniliyorlar. Ben de o kitabı okuyan ya da yazan bir insan olarak, okuyup da faydalanacağına inandığım insanlara hediye ediyor ve “bunu okuduktan sonra da başka arkadaş ve dostlarınıza da okutun ki faydalı olsun” diyorum. Çoğu zaman verdiklerim insanların da okumadıklarını ya da “elimde başka kitaplar var sonra okurum” dediklerini görüyorum. Okumakta gevşek davrandıklarını görünce de içimizden çoğu zaman” keşke buna vermeseydim de gerçekten okuyacak başkasına verseydim” diyorum. Maksat kitabın okunması ve okuyup faydalanacak olanlara devredilerek “okuma halkası” oluşturulması. Ama çoğu insan bizim niyetimizde olmadığından bu halkada kırıklıklar oluyor işte.
Değerli dostum,
Kimi insan da “bu kitaplardan varsa bana biraz ver de çevreme hediye edeyim” diyerek işin kolayına kaçıyorlar. İyi niyetli insan ise senin gibi hediye edilen kitabı okuduktan sonra ya başkasına hediye eder ya da kitapçıdan satın alarak hediye eder. “ver de hediye edeyim” diyenlerin çoğunun öğretim üyesi veya öğretmen olduğunu görüyoruz. Onlarda gerçekten hediye etmek isterseler bizzat kitabın yazarı ile öğrencilerini tanıştırarak öğrencilerinin kitabı yazarının elinden almasını sağlaması öğrencilerin yazarlarla tanışması konusunda etkili olur. Bakarsın bilinçlenmek isteyen bir iki öğrenci yazardan ilham alırlar. Sana da kitabı hediye edersem, sen kitabı başkalarına hediye etmek istersen satın alarak hediye edersin. Sen bilirsin ki yazarın kitabı ne kadar çoksatar da yayınevine para kazandırırsa yazarın yeni kitabı o kadar çabuk yayınlanacak ve o kitaptan da daha çok insan faydalanacaktır. Bu kadar geniş düşünür, engini görür ve adaleti gözeterek hem kendini mutlu edersin hem de gerçek sevdiğini gösterdiğin ve dostunu sevindirdiğin için iki kere mutlu olursun. Adaleti gözeten ve emeğe saygılı olanlar da her zaman mutlu olur zaten.
Değerli dostum,
Toplumda hediyeleşmek dediğimiz zaman çoğu zaman aynı aileden iki veya 3 kişinin geliri varsa da “hep bana hediye gelsin” zihniyetindeler. Tek geliri olan ve hediye etmeyi seven insanlar için de “madem hediye etmeyi seviyor hep hediye etsin hep ayağımıza gelsin” mantığındalar. Yani bu da iyi niyeti suiistimal sınıfına giriyor. “Sen neye gelmiyorsun?” dersen hemen ağlamaya sızlamaya “ benim zamanım yok” demeye başlarlar. Sanki onunki zamanda benimki saman. Bu bencillik ve ukalalıkları sen yapmadığından dolayı da sana olan sevgim her zaman artıyor. Tabii saygım da. Çünkü değer üretenler ve bu değerleri toplumun faydasına sunanlar bu saygı ve sevgiyi iyi anlar ve onlarda karşısındakine daha çok saygı ve sevgi sunmaya gayret ederler. Elini cebine atmak istemeyenler de zaten ne saygı bilir ne de sevgi onlar için saygı ve sevgi de sadece dillerinin ucundadır. Bilinçli insan ise saygı ve sevgiyi tepeden tırnağa kalbinin her hücresinde ve kanının her damlasında hissederler ve bunu da cebine de yansıtır. “Oku” emrini veren Yaradan da okuyan ve okutana ve onlara maddi ve manevi destek olanlara da er ya da geç desteğini esirgemez.
Değerli dostum,
Hem iyi insan, hem dindar insan, hem milli ve manevi değerlere bağlı insan imajı vermek isteyip de okumayı yazmayı aşk derecesine seven bunun içim çaba harcayan insanlara akraba, komşu ve iş arkadaşlarının canla başla ve maddi manevi olarak destek olması gerekirken bunu sadece lafta yapıp sonra da onaylamalarını beklemeleri ne kadar da komik ve ironik bir şey. Ama bizde insanlar yalan söylemeyi alışkanlık haline getirdikleri için da yazan ve okuyan bunu lafta söyleyeni eleştirene “sen yanlış düşünüyorsun, biz gerçek manada seni ve okumayı yazmayı seveni severiz de sana öyle geliyor, anlamıyorsun” diyerek hep suçlamak insan nefsine daha kolay eğliyor. Çünkü böyle davrananları hem eğitimsiz ve okumayı sevmeyen ebeveynleri, hem okumayı sevene savaş açan şeytan ve yardımcıları hem de insanın egosu topyekûn destekliyorlar. İnsanlarda işte bunların baskısında kaçamıyor. Tabii ki dostlukta örnek dost olan sen ve senin gibi düşünenler hariç. Bunu anlasak ve harekete geçsek hayatımız bugün olduğundan daha mutlu olacak halbuki.
Sevgili dostum,
Ben artık sadece lafta seven ve saygısını da lafta gösteren ama bizlere maddi ve manevi destek olmayan insanlardan uzak duruyor “ değer vermeyene değer verilmez” kuralını daha katı uyguluyorum. Çünkü biliyorum ki “hep bana değer verilsin “ diyenlerin zihniyeti “ ben insandan üstünüm” diyen şeytan kibirlenmesinden daha küstahça bir kibir değil mi sence? Başkasının bizden zengin olması, mevki makama sahip olması veya sağlam olması bizden üstün olduğunu değil, farklı olduğunu gösterir. Tabii ki bunu manevi körlük içinde olanlar fark edemez. Üstün olmak ile farklı olmak çok ayrı şeylerdir. İnsanın kendini Üstün olarak görmesi zillet farklı olarak görmesi nimettir. Senin gibi dostlarımın bu farkı görebilmesi bana en büyük mutluluğu tattırıyor işte.
Sevgili dostum,
Paylaşmayı bilmek, emeğe saygı göstermek, gerçek manada sevmek ve saymak ne demek bunu bilen ve hayata uygulayan insanların farkını yaşadığı çağda ve çevrede insanlar anlamasa da başka çevreden ve çağdan insanlar anlayacaklardır. Bu yüzden ikimizde sabırlı olmalı sabrı da herkese tavsiye etmeliyiz. Mağarada olsak da peygamberimiz gibi “Oku emrini veren Yaradan okumayı sevenlerle beraberdir” diyecek ve buna candan inanacak ve sabırla bekleyeceğiz. Sabırdan daha büyük zenginlik kitap hediye etmek kadar büyük cömertlik olur mu?
Sevgili dostum,
Biz her şeye rağmen okuyacak, okumayı sevenlere kitap hediye edecek bunu bizden başka kimse yapmasa da yapacağız. Bizim de farkımız bu olsun. Farklı güzellikler ilerde daha farklı güzelliklerin doğmasına ve yapılmasına sebep olacaktır. İnanmayanlar çağında anlaşılmayan ama sonrasında kahraman olanların hayatına baksın. Maddiyatça Zengin olup da ölünce çocukları tarafından unutulmaktansa, “kitap hediye eden adam” olarak 40 sene sonra bile hatırlananlardan olmaya devam edelim. Olabilir ki zaman bizlere gereken değerimizi verecektir. Anlamak istemeyen ve bunda ısrar edenlerde ne kadar ısrar ederse etsinler adil paylaşımlara ve bizi anlayana daha çok sevgi saygı göstererek hayatta zorluklara sabırla devam edelim çocuklarımız anlamasa da belki torunlarımız, onlar anlamasa da belki onların çocukları ve torunları anlar ve bizden ileri olmaya bakar.