POLEMİK
Tarık ve Murat mahalle komşusuydu. İkisi de ülkenin değişik bölgelerinden gelmişlerdi. Karşılaştıkça selamlaşırlardı ama birbirini pek de sevmezlerdi. Tarık, bağcılıkla geçinirdi. Bir konuşmasında Ahmet’ten şikâyet ediyordu.
“Her yerde diyordu. Benim ürünlerimi kötülüyor. Ne imiş efendim, cevizlerim çürük, üzümlerim kalın kabuklu, bağım bakımsızmış. Sana ne kardeşim benim üzümümden cevizimden? Beğenmiyorsan alma. Almazsan alma. Bir alan bulunur elbet. Bitli baklanın kör alıcısı vardır. Resmen, beni kıskanıyor”
Günün birinde Tarık, Ahmet’i bağ budamaya çağırmış.
Bunu duyan Murat, “Bu ne iş Tarık demiş. Dün şikâyet ettiğin Ahmet’e bu gün iş veriyorsun? Hem de bağ işi?”
Bu soruya sinirlenen Tarık, açmış ağzını yummuş gözünü:
“Sen ömründe bağ gördün mü? Görsen görsen bir arkadaşının davetiyle gezmeye gitmişsindir. Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur. Ya da Bağa git izin olsun, üzüm yemeye yüzün olsun sözünü duydun mu? Bağ arasında hiç güzel sevdin mi? Sevgilini bağa, bostana çağırdığın oldu mu? Bağa gittin mi yaprağa, elin değdi mi toprağa?
Bağ kiim, sen kimsin? Bilmediğin konularda konuşma.”
Buna karşın susma hakkını kullanan Murat, kendi kendine düşünüyordu: “Ben ne kastettim, o ne anladı? Polemik dedikleri, böyle bir şey mi acaba?”