38°C
25 December 2024
Köşe Yazıları

SELDEN ÇOK KORKARIM

  • Nisan 26, 2019
  • 6 min read
SELDEN ÇOK KORKARIM

SELDEN ÇOK KORKARIM

 

Evin,  giriş kapısıyla iki penceresi sokağa bakıyordu. İki yanında ve arkasında sokak yoktu. Penceresi yoktu. Kapı kanatlı kapıydı. Duvarları çamur ve taşla örülmüştü. Dama serilmiş çorak pekiştirilmişti. Bu çorak hem damı, hem de duvarları yağmur sularından koruyordu. Damın suları bir noktadan, oluklardan sokağa akıyordu.

                Evin arkasındaki harman damın seviyesine yakındı.  Harman dolunca suyu damın oluklarından tahliye oluyordu. Bu tahliye, ev sahibi İbac’ı hiç rahatsız etmiyordu.  Suyun eve akmayacağından şüphesi yoktu. Pekişmiş çorağın sağlamlığına güveniyordu. İçeri su girmeyeceğinden emindi.

                Musa Ağut’un kanatlı kapısının öndeydi o harman. Dağdan inen derenin devamı evin ve harmanın sol yanından geçiyordu.  Derenin diğer kenarı da benim evime uzanan harmandı.  Musa dayı ile bir harman mesafede komşuyduk. Benim odamın penceresi bu harmana bakıyordu.  Pencereden komşumla konuşabiliyorduk.

                Evde yalnızdım. Akşam yaklaştı, gaz lambasının camını sildim. On dört numara lamba, camı silince iyi aydınlatıyordu.  Tahta masamın yanındaki tahta sandalyeye minder koydum.

                Masamın bir bölümünü lambayla kitap ve defterlerim kaplamıştı. Çalışıyordum.

                Bir ara ev aydınlandı. Büyük bir gürültü duyuldu. Şimşek ve gök gürültüsüydü bunlar. Korkmadım desem yalan olurdu. Korktum. Dışarı baktım.  Çok karanlıktı. Baksam da bir şey göremiyordum. Yağmur sesi  ile, rüzgâr sesi karışıktı.  Bardaktan boşalırcasına yağdığı belli oluyordu.

                Musa dayının sesi duyuldu. Camı açtım. Beş pilli el lambasının düğmesini ileri sürdüm.  Lamba yandı.Onu aradım.  Ellerini havaya kaldırmış  “ Allaaah, Allah.”  Diye bağırıyordu. Işığı görünce bana seslendi:

-Hoca Allah de, Allah de hoca.

                Harmanlar su ile dolmuştu. İçeri çekildim. Çıkmak çok tehlikeliydi. Perdeleri kapattım.

                Sabah kalkınca selin gücünü gördüm.  Tonlarca ağırlıkta  taşları harmanlara getirmişti. Bir şey bırakmadığı yerlerde derin oyuklar oluşmuştu.

DİKKAT!  Evde Kalıyoruz, Devletimize Yardımcı Oluyoruz!

                Evlerde hasar yoktu. Musa dayı elinde kürekle duvarını güçlendiriyordu. Yanına gittim.  Beni kızdırmak için:

                -Hoca bizi sel götürüyor. Kurtarmaya bile gelmedin.

                -Gel deseydin gelirdim. Allah de dedin. Ben de Allah dedim.

                -İyi ki gelmedin hocam. Seni de götürürdü sel. Evden çıkmamakta akıllı davrandın.

                -Sen çok korkmuştun. Bağırmandan onu anladım doğru mu?

                -Doğru, benim yerimde olsan sen de korkardın. Dedi. Gözleri doldu ve anlatmaya başladı:

                -Okulun karşısındaki bahçe benim. Kızımla orada çalışıyorduk. Aniden bir yağış başladı.  Hemen kaçmadık Yavaştan aldık. Yağmur devamlı artıyordu.  Ben kaçtım. Kız arkamdan geliyor sandım. Dönüp baktığımda bahçenin sular altında kaldığını gördüm. Kızımın acı çığlığını duydum Koşmak istedim. Koşup yanıma gelenler beni tuttu. Bırakmadı. Gözlüyordum. Akılıydı kızım. Ağaca çıkmak istedi. Çıktı.O ağacı da sel söktü.  Gözümün önünde sulara karıştı yavrum. Beni bıraksalar ben de onunla beraber gidecektim. Beni kurtardılar.On iki yaşındaki güzel kızım sel aldı gidiyordu. Bakakaldım ardından.Sel durdu. Yağmur dindi.  Kızımın cenazesini çok uzakta çamurlar içinde bulduk. O olaydan sonra yağmurdan, selden çok korkuyorum. Sen olsan korkmaz mısın hocam?

                Ben bunları dinlerken korktum. Gözlerim yaşardı. Ağlayan babanın karşısında duygularıma hâkim olamadım beraber ağladık.

                Allah böyle acıları kimseye göstermesin. 18.Mart.2018

About Author

Osman Kablan

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
tokat haberleri reseller tokat haberleri
kingroyal meritking meritking giriş kingroyal giriş madridbet