SES’TEN ENFLASYON TEPKİSİ

TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının temel tüketim ve ihtiyaç maddelerinde yaşanan gerçek enflasyonu yansıtmadığını belirten SES Tokat İl Başkanı Tayyar Özcan, "Maaşlarımızda hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmalıdır." ifadesini kullandı.

            Dünyanın neresinde olursa olsun çarşıda, pazarda fiyatlar sürekli artarken, resmi enflasyon rakamlarının sürekli düşmesinin mümkün olmadığını belirten Özcan, "Buna rağmen TÜİK,  Türkiye’de hayat pahalılığının, döviz kurunun, faizlerin rekor üstüne rekor kırdığı bir ortamda enflasyonun düştüğünü iddia etmiş,  emekçilerin temel tüketim ve ihtiyaç maddelerinde yaşanan gerçek enflasyon en az %50 civarında olmasına rağmen ne yapıp edip resmi enflasyonu %20,3’te tutmayı başarmıştır.

Bu TÜİK’in ilk başarısı değildir. Aynı TÜİK daha önce enflasyon hesaplama sepetine yazın soba borusu ve patinaj zincirini, kışın mayoyu ve bikiniyi ekleme başarısı göstermiştir. Pinpon topu, ördek eti, deve eti gibi ürünlerin enflasyon sepetine eklenmesini  ‘ağırlıklarını çok düşük tutuyoruz’  diyerek savunabilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

            KESK'in başından beri ülkeyi yönetenlerin asıl hedefinin enflasyonu düşürmek değil, enflasyonu düşük göstererek çalışanların maaşlarını, ücretlerini baskılamak olduğunu belirttiğini ifade eden Özcan, şunları kaydetti:

            "5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine verilmesi gereken enflasyon farkını düşük tutmak için her yolun deneneceğini söyledik.

Üzülerek ifade ediyoruz.  Ne yazık ki biz haklı çıktık.

Daha beş, altı ay öncesine kadar, ‘IMF’ye borç verecek hale geldik’ diye övünenler IMF’nin reçetesine sarılmıştır. IMF’nin çalışanlara hedeflenen enflasyona göre ücret verilmesi, enflasyon hedeflenenden yüksek çıktığında ise mevcut fark verilmesi uygulamasından vazgeçilmesi tavsiyesine harfiyen uyulmuştur. Enflasyon farkının hesaplanmasında YEP enflasyon hedefinin temel alınacağına dair bir algı oluşturularak fiili durum yaratılmıştır.

Böylece hazırlanan ortamda iktidara enflasyonu düşürmek değil, belirlenmiş hedefe uygun olarak düşük gösterecek yöntemleri bulmak kalmıştır. 

Bunun için ilk adım Ekim ayı enflasyonunu hükümetin beklediği oranın üzerinde açıklayan TÜİK’in Genel Müdür yardımcısının görevden alıp yerine Hazine ve Maliye Bakan’ın Enerji Bakanlığı döneminden mesai arkadaşının getirilmesi ile atılmıştır.

Ardından “enflasyona topyekün mücadele“ adlı altında,  sadece enflasyon sepetindeki 50 ürünü kapsayan iki buçuk ay süreli  %10 indirim kampanyası ilan edilmiştir.

            Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Bugün ‘hedefleri tutturduk, hatta YEP ile hedeflenen enflasyonun altına indik’  söylemlerinin inandırıcı hiçbir yönü yoktur.  Çünkü ortada olan şey hedef tutturma değil,  yıllardır oynanan türlü Oyunlarına yenileri eklenerek bulunan rakamları enflasyon diye yutturma çabasından ibarettir. Ancak işçiler, emekçiler yıllardır oynanan bu oyunları bugün çok daha net görmektedir.

Bugün kamu emekçileri olarak elimize geçen maaşlarımızı gösteren bordrolarımız da bu oyunları açığa çıkarmakta, artan yoksulluğumuzu belgelemektedir.

Buna rağmen,

•Yıla yüzde 7 enflasyon hedefiyle başlayıp, yılsonunda gerçekleşen yüzde 20.30 oranlı enflasyona sevinmek,

•Yılın başında 1 dolar 3,76 TL iken yılın sonunda1 doların yüzde 41 artışla 5,30 TL’ye çıkmasını ‘döviz frenledik’ diye yorumlamak 

•Yine yılın başında % 1,2 olan ihtiyaç kredisi faiz oranı yılın sonunda neredeyse iki katına çıkmasına rağmen “hedefleri tutturduk” nutukları atmak halkın aklıyla dalga geçmektir.  

Yaşanan kayıpların telafisini istemek yerine “Kamu Görevlilerinin 2019 Yılı Ocak Ayı İtibariyle Maaşları % 10.70 arttı” gibi suya sabuna dokunmayan garabet açıklamalara imza atmayı tercih etmektedir.

Bizler, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak insanca yaşama yetecek bir ücret, güvenceli çalışma, güvenli bir gelecek mücadelemizi sürdüreceğiz."

Yaşanılan kayıpların telfisi için taleplerini ileten Özcan, şöyle devam etti:

"•Yaşanan gerçek enflasyon bir yana, Yeni Ekonomi Programı’nın 2019 yılı enflasyon hedefi olan %15.9 karşısında bile   %4 + %5 artış oranı ile hükmünü çoktan yitiren 2017 tarihli toplu sözleşme derhal yenilemelidir.

•Maaşlarımızda hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmalıdır.

•Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar tamamen geri alınmalı, temel tüketim ürünlerine hiçbir şekilde zam yapılmamalıdır.

•Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine ve vergi dilimi soygununa son verilmelidir.

•Toplumsal yararı, vergide ve gelir dağılımında adaleti sağlayan, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, emekten yana,  katılımcı –şeffaf- hesap verebilir demokratik bir bütçe hayata geçirilmelidir.

•OHAL KHK’leri ile herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan işinden ekmeğinden edilen tüm kamu emekçileri işine iade edilmelidir.

•Kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam tipine ve esnek çalışma, performans gibi güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmelidir.

•Kariyer ve liyakati yok edip torpilin kapısını sonuna kadar açan mülakat, sözlü sınav ve güvenlik araştırması-arşiv kaydına son verilmeli, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmalıdır.

•Tüm kamu emekçilerini kapsayan, adil bir ek gösterge sistemi hayata geçirilmelidir.

Sıraladığımız bu talepler sadece bizim değil, tüm kamu emekçilerinin talepleridir. Sendikalı olsun ya da olmasın tüm kamu emekçilerini kendi temel talepleri için birlikte mücadele etmeye, KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenmeye çağırıyoruz."

 

Tokat Haber:

This website uses cookies.