SİYASET SAHNESİ
Şunu bilelim ki siyaset, toplum için özveriyle ve halkın teveccühünden başka bir karşılık beklemesizin yapılabilecek bir kamu hizmeti niteliğinde uğraşı alanıdır. Bu durumu bilgiye dayalı yaşam biçimi olarak algılamak gerekir. Maalesef bilgiye dayalı siyaset yerini popülizme bırakmıştır. Tek patron olan seçmeni doğru ve objektif olarak bilgilendirmek siyasetçinin temel görevidir. Bilgili siyasetçi ancak topluma değer katabilir. Halk tarafından ilgiyle izlenen siyaset kurumu, topluma ışık tutan, kamuoyu sahnesinde yer işgal eden lider ve kanaat önderleri yetiştirmektedir. İşte bu nedenlerle ülkemizin şiddetle ekonomide, bilimde, sanayide, eğitimde üst düzeyde bilgiyle donanmış entelektüel siyasetçilere ihtiyacı vardır. Siyaset, ciddi emek ve maddi güç gerektiren cazibesi yüksek bir uğraştır. Kamuda güç ve makam sahibi kişilerle, farklı mesleklere sahip bir çok (Doktor, Mühendis, Avukat, İş adamı vs..) kamu görevlisi , bunları bırakıp farklı amaç ve beklentilerle siyasete giriyorlar. Muhtemelen çok az uğraşı çok farklı noktalardaki , düşünce ve yaşam tarzına sahip insanların arzu ve isteklerine bu kadar çok hitap edebilir. Gerçekte siyasetle uğraşmak kişisel bir tercih olup, seçme ve seçilme özgürlüğünün en doğal uzantısıdır. Ancak bir grup var ki meslekleri , kabiliyetleri, makam ve mevkileri ne olursa olsun başka mecralara açılmak isterler. Bunlar çoğunlukla lider ruhlu girişimci ve atılgandırlar. Liderlik etmek ve yönetmek için sonsuz enerji sahibidirler. Onun için siyasete atılmak ve aday olmaktan çekinmezler.Hatta eğitimli insanlara karşı seçim kazanıp şehri yönettiklerini bile görmüşüzdür. Realist olan tek şey kişinin içindeki enerjiyi, eğitim seviyesi ne olursa olsun harekete geçirmesi ve sonuç odaklı bakış açısına sahip olmasıdır.Kısacası politika, büyük oranda temsil, kabiliyet, tecrübe, güç ve iletişim yani kalpten kalbe duygu temasını kurma ve devam ettirme meselesidir. Üretken politikacılar, tek seçici patron olan seçmeni, objektif vaatler ve heyecan verici projeler peşinde koşturmak için çok çalışmak ve rıza-i inşayı tesis etmek zorundadırlar.
Vizyon ve misyondan yoksun bilgisiz ve ilgisiz bir siyasetçi, az bir yakıtla uzun yola çıkan araca benzer. Vasıta ne kadar mükemmel olursa olsun, az bir yakıtla yolda kalmak kaçınılmazdır. Dolayısıyla her politikacı bilgi birikimini artırmak ve her daim kendini yenilemek durumundadır. Kış gününde kar lastiğini takmamak, yolda kalma olasılığını güçlendirir. Bu durum politikada da böyledir. Ez cümle, basit kuralları uygulamak hedefe varmayı kolaylaştırır. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde siyasetçiler, siyasal pazarlamanın bilgi ve verilerinden yararlanarak politik faaliyetlerini etkili ve verimli bir şekilde yürütmeye çalışmaktadırlar. Partiler ve adaylar, seçimde galip gelmek için entelektüel bakımdan üretken olmak zorundadır. Siyasette önemsiz bilgi yoktur. Rakipler karşısında hangi bilginin ne zaman fark oluşturacağı öngörülemez. Rakip adaylar bir televizyon programında bir araya gelerek kendilerini halka arz ederler. Geçmiş dönemlerde televizyon tartışmalarının birinde, bir adayın stüdyoda bulunan bir bebeğin yanına giderek onu kucağına alması karşısında, rakip aday “O an seçimi kaybettim” diyebilmiştir. Yani, şeytan detayda gizlidir. Siyasette de ince noktalar bu kadar büyük önem kazanmaktadır. Sahada seçmenle omuz omuza karşılıklı iş birliği içinde sorunlara çözüm üretmek için samimi çaba içinde olmak bence siyasette başarının altın anahtarıdır. Dolayısıyla politikacı, seçmenle arasında güven oluşturmalı; yapılan ve yapılamayan icraatlar konusunda güçlü ve sürekli bir iletişim kanalı tesis etmelidir. Kalite ve kesin sonuçlu başarı için seçmene karşı şeffaf olmak gerekir. Siyasette futbolda olduğu gibi birinciler hatırlanır, ikincileri kimse hatırlamaz.
O halde politikacı başarılı olmak istiyorsa; vizyon sahibi, ilkeli, adil, çalışkan, puro aktif ve hazır cevaplı olmalı; eleştiriye açık olmalı; kendini sürekli yenilemeli ve değişime açık olmalı; teknolojiyi takip etmeli ve etkin biçimde kullanmalıdır.
Nuri YILDIRIM
08.06.2018