Sevgili Kızım,
Daha küçük yaşta olmana rağmen, okuldan eve gelince hemen derslerini yapman, bilmediğini hiç üşenmeden anne ve babana sorman, öğrenmen ve sonrasında da sana aldığım test kitaplarını da önemseyerek çözmen, soruların cevaplarından sadece birinin doğru olduğunu bilmen, bildiklerini hemen cevaplaman, bilemediklerin konusunda ise gene anne ve babandan, ağabeyinden hemen yardım istemen, sana her zaman hayatta da başarı ufukları açacak.
Sevgili kızım,
Hayat böyledir. Doğru bildiklerini hemen yapman, bilemediklerin konusunda ise hiç gurura kapılmadan, hiç üşenmeden, hiç zaman kaybetmeden bunu bilen en yakınından yardımcı olmalarını istemen senin sorunları hemen çözmeni ve hayata dair güvenini artıracaktır.
Canım kızım,
Senin daha küçük yaşta ilköğretimin ilk yıllarında bildiğini hemen yapman, bilemediklerini ise hemen çevrende bilene sorman, senin hayata başladığın yıllarda, hayatta ne kadar başarı göstereceğini göstermekte. Çünkü, bir iş nasıl başlarsa genelde öyle giderse, hayatta aynen öyle gider. Yani ilköğretimde soruları çözmen, soru çözmeyi sevmen, hayatta da sorunlarını bildiğin zaman senin çözeceğin, bilemediğin zaman ise çevrene danışacağın ve hayatının da rahat olacağını göstermekte.
Canım kızım,
Sen ilköğretimin ilk yıllarında soru çözmeye başlıyorsun, bilemediğin zaman çevrenden yardım istiyorsun ama ben öyle insanlara rastlamaktayım ki, üniversite okudukları halde, bizim gibi tecrübeli insanlara rastladıkları zaman “ben sorunlarımı kendi başıma çözerim, kimsenin yardımına da ihtiyacım yok” havasında, başkalarının kendilerine yardım etmesini küçümsemekteler. Bunu da yüksek özgüvenle yaptıklarının iddiasındalar. Ancak onlar farkında değiller ki, önlerine çıkan fırsatları, tepmekteler çok zaman. Çünkü herkesin önüne her zaman fırsat çıkmaz. Nasıl ki her insanın anne ve babasının, eğitimli ve bilinçli olmaması gibi. Sen bilinçli anne ve babanın kızı olduğuna göre, sen şanslısın.
Canım kızım,
Aşırı gurur, bilmediği halde biliyor görünmek ve bilenlerden yardım istememek, ilerde insanın en çok sıkıntı çekecek insanlardan birisi olduğunu göstermekte bence. Çünkü fırsatları değerlendiren, bir şeyler öğreneceği insan bulduğu zaman hemen yanlarına giderek saygı göstermek ve onlarla sohbet ederek, sorular sorarak onlardan bilgi edinmek sadece bilinçli ve farkına varan insanların davranışıdır. Senin de bu kimselerden olduğunu fark etmek bir baba olarak bana gurur vermekte. Umarım soru çözmek, sorun çözmek bir ömür boyu en zevk alarak yaptığın iş olur.
Sevgili kızım,
Henüz küçüksün, büyüdüğün zaman, başarılı insanların en temel özelliklerinden birisinin, önce okumayı sevmek, sonrasında sorular çözerek, alternatifler arasında en doğruyu bulmak olduğunu görürsün. Senin soru çözerken doğru cevabı bulduğun zaman sevindiğin gibi, onlarda alternatifler arasında en doğrusunu bulduklarına sevinirler. Daha sonra ellerine geçen her fırsatı değerlendirerek, faydalanacakları insanı buldukları zaman, onlardan faydalanmasını bilirler. Hatta başarılı şirketler en girişken insanları arar bulur ve çalıştırırlar. Sonrasında da okuduklarını uygulayan insanlardır. Sorunun değil, çözümün bir parçası olarak, sorunlara değil, sorunların çözümlerine odaklanırlar. Sen de soruları daha ilköğretimin ilk yaşlarında çözerek kendini buna hazırlamaktasın.
Canım kızım,
Hayatta ne insanlara rastladım. Benimle tanışınca mutlu olduğunu, bilgimden faydalandığını söyleyene de, bilgime değil fiziki yapıma bakan da, bana koşa koşa gelen de, benden kaçan da, benim dedikodumu yapan da, bana kibirli diyende oldu. Hepsinin bana bakış açısı farklıydı. Hepsinin de kültürü farklıydı. Hepsinin de sorun çözen veya sorunun parçası olan insan olma özellikleri vardı.
Canım kızım,
Dikkat ettim de, sorunun bir parçası olan insanların çoğu ailesinin aşırı koruması altına aldığı, maddi servetle şımarttığı, çocuklarına, iyi güzel örnekler göstermediklerini gördüm. Kıskançlıkları had safhada olan ailelerin, çocuklarını çözümün bir parçası olmak yerine sorunun bir parçası olmaya zorladıklarına üzülerek şahit oldum. Sorun sadece çocuklarda değil, en büyük sorumluluk ailelerde idi. Ama onlar bunun farkında bile değildi.
Canım kızım,
Ağabeyin de senin gibi küçük yaşta sorular çözmek, okumayı erken öğrenmek, anne ve babasına sorular sorarak, onların verdiği bilgileri iyi analiz etmek, ailesine ve kendisini hakiki manada seven yakın akrabalarını ciddiye alarak onlara da aynı anne ve babasına yaklaştığı gibi ciddiyetle, soru sorarak, sevgisini göstererek yaklaştığı için çok başarılı bir performans göstermekte. Bunların tesadüf olmadığını sen de bilmektesin. Tesadüf, tembellerin lügatinde olan bir kelime sende bunu bilmektesin.
Canım kızım,
Çok soru çözmekle mutlu olan öğrenci, hayatında çok sorun çözeceği için de sevilen, hayatta başarılı olan, maddi ve manevi olarak kimseye muhtaç olmayan insan olarak yoluna devam edecek, sadece kendisini değil, ailesini, çevresini de vereceği pozitif enerjilerle zirveye taşıyacaktır. Tabii ki onu anlamayan, ama çevresinde olduğu halde o ışıktan faydalanamayan çok insan da olacaktır. Benim çevremde olduğu gibi. Ama bilinçle, farkındalık ile sevgi ile hayata bağlananlar hiçbir zaman çevresindeki bilgi sahibi insanlardan faydalanmazlık edemezler. Sende çevrendeki ailen ve arkadaşların, öğretmenlerin dahil, seni aydınlatacak insanları iyi öğrenerek onların sorunlarının çözümünde de görev alan insan olmaya bakarsın.
Canım kızım,
Bunalımların, psikolojik hastalıkların çoğu, sorunlarını çözemeyen, daha doğrusu sen yaşta soru çözmek yerine, sorun çözmeyi öğrenmek yerine, cahil anne ve babaların etki alanından çıkamayan, anne ve babaların miras kavgalarından dolayı, kendilerini geliştirecek dayı, amca, hala veya onların çocuklarından uzak kalan insanların içine yerleşir. Zamanla göreceksin ki evleri, arabaları olan, ama huzur ve mutlulukları olmayan, konuşmasını bile bilemeyen ve sadece yemeye endeksli insanlarla dolu dünya. Çünkü sadece mal sahibi olmayı, tüketmeyi ve yemeyi öğrenmişler, sevgi, akraba, sorun ve soru çözme bilememişlerdir. Sonraki hayatta da öğrenemezler. Çünkü küçük yaşta öğrenilmeyen bu hasletler ileri yaşlarda hiç öğrenilemez. Sen soruları çözerek bunu küçük yaşta öğrenmektesin güzel kızım.
Canım kızım,
Bir baba, ders çalışmak istemeyen kızına harçlık vermek yerine demiş ki, “Kızım, bak şurada test kitabı var. Sana gelişmen için aldım. Bak bu kitaptan bir soru çözersen, sana her soru için 1 kuruş ödül vereceğim. Her 100 çözdüğün soru başına da sana yürekten bir öpücük vereceğim.” Amaç kızı motive etmek. Zaten adam harçlık vermekte. Kız bunun üzerine hemen işe koyularak testleri çözmeye başlamış. Her 100 test çözdükten sonra 1 TL yi, almış. O kadar zevkle soru çözmeye başlamış ki, sonunda önce sınıfında, sonra okulunda derece yapar hale gelmiş ve çok güzel meslek sahibi olmuş. Kendisini çalışmaya sevk eden babasını unutmamış ve kendi sorunları dışında hem kendi anne ve babasının hem de beyinin anne ve babasının da sorunlarını çözer hale gelmiş. İşte böyle 1 kuruşluk ödüller bazen hayat bile kurtararak insanı motive eder.
Canım kızım,
Bazen düşünüyorum da, ev ve arabaya çocuklarını karşılıksız boğan anne ve babalar bunu çalışmak şartı ile ve küçük küçük yapsalar hayat onlara da kolay gelecek. Anne ve baba olmak çocuğu tüketmeye alıştırmak değil, çocuğu sorular çözmeye, az ile yetinmeye alıştırmaktır. Akrabalarımızda çok çocuğu ile övünen o kadar insan vardı ki, çocuklarının çoğunu boş yetiştirdiklerini fark ettikleri zaman iş işten geçmişti. Sen boş yetişen değil, baş yetişen insan olmaya bak evladım. Sen ki, ilkokul birinci sınıfta bile sınıf başkanı olarak her zaman baş olacağının sinyallerini verdin bana. Sorun çözen, soru çözen insan her zaman baş olacak ve baş olmaya da layıktır. Sorunun bir parçası olan insan ise boş olmaya, hayat boyu boş kalmaya layık olacak öyle kalacaktır.
Muhabbetle kucaklamaktayım.