38°C
24 December 2024
Köşe Yazıları

STRES HASTALIKTIR

  • Şubat 27, 2020
  • 4 min read
STRES HASTALIKTIR

Stres bir hastalıktır. Bence her hastalığın da sebebidir. Kişi onunla mücadele etmelidir. Onu yenmelidir. Eğer ona yenik düşerse ağır faturasını öder. Her yaşın ayrı sorunları vardır. Bunlarla başa çıkmak da kolay değildir. Aslında hayat kolay değildir. Yaşamak güzeldir. Yaşamayı bildiğimiz sürece güzeldir.  Bilmeyen, zaten yaşarken ölmüştür. Olaylar karşısında soğukkanlı olduğumuz zaman her sorunu çözeriz. Ama kızgın, hırçın, sinirli tutumlarımızdan daha sorunlar oluşur. Bir olayı, önce kendimizle konuşmalıyız.

 Konuşurken de onun olumsuz yönlerini yargılamalıyız.

 Onları olumlu ve mantıklı hale getirmeliyiz. Olumsuzluklar için nedenleri sorgulamalıyız. Mantıklı yönleri kafamıza iyi işlemeliyiz.

Stresin çeşitli etkenleri vardır. Bunlar üç gurupta toplanır:

1-      Fiziki çevreden kaynaklananlar.

2-      Kişisel etkiler. Kendi çevresinden kaynaklananlar.

3-      Psikolojik sosyal öğelerden kaynaklananlar.

 Benim için en önemli etken, birinci etkendir.

 Ankara’da yaşıyordum. Meşeli yaylasından şehrin üstündeki kirli havayı anlatmıştım. Çevrenin hava kirliliği ve gürültüsü çok önemlidir.

İkincisi de benim yeni iş kurma ve kurulan işte başarma çabalarımdı. Bunlar bir araya gelince stres beni ezme derecesine geldi. Kötülükler düşünmeye başladım. Ülke ve dünya çapında olacak kötülükleri sanki ben önlermişim de ilgisiz kalıyormuşum gibi kafa yormaya başladım. Dünyada olası bir kötülüğün hedefinde ben varmışım gibi düşüncelere dalıyordum.

Kafama ABD nün Irak’ı vurması takıldı. Haftalarca düşündüm: “ABD, Irak’ı vurursa, ülkemiz de savaşa katılırsa, ülkede sıkıntı olur. Devlet maaşlarımızı veremez olursa nasıl geçiniriz?” Bu soru haftalarca benim stresim oldu. Bu duruma düşmemek için yapılacakları düşündüm. Böyle bir durum için alternatifler ürettim. Bir türlü bu soruyu kafamdan atamadım. Şimdi düşününce içimden gülmek geliyor. Sanki emekli maaşı ile geçinen tek kişi benim. Herkes ne olursa ben de öyle olurum. İşte bu mantık bende bir türlü kendini gösteremedi. 1991 yılı Nisan ayının ilk haftasında, Amerika Irak’ı vurdu.

DİKKAT!  KENDİ OLAN KENDİ KALAN OĞLUM

Acımasızca vurdu. Çok can kaybı oldu. Saddam, Petrol kuyularını ateşe verdi. Petrol, denize boşaldı.

Tüm canlılar zarar gördü. Haberlerde kuşların görüntüsü içler

acısıydı. Ağlayıp, sızlayanlara dayanmak mümkün değildi. Savaşın ne kötü bir şey olduğunu gördük. Ama bu yangın ülkemize sıçramadı. ABD ye sadece yardım ettiler. Bunu yapmaları da yanlıştı. Ülke yöneticilerine ve Amerika’ya kızıyordum. Bu durum stres kaynağı oldu. O stresle şunları yazdım:

KÖRFEZ

Kimi şahin uçuruyor, kimisi arı

Baykuşlar kapar mı, koca kartalı?

Barışın sembolü, tek zeytin dalı,

Bulunmazsa kan olur, tüm Ortadoğu.

Washington, Ankara, Bağdat üçgeni,

Gün boyu karamsar haber bülteni,

Saddam’ın düşmanı, Bush’un yeğeni,

Düşünmezse kan olur tüm Ortadoğu.

11.01.1991

Stres olan kişide üretkenlik azalır. Zevk almama durumu olur. Gülmeyi neşelenmeyi unutur. İçine kapanmıştır. Hayata küsmüştür. Herkese sıkıntısını söylese de boşuna. Ona verilen tek öğüt vardır. “Kafayı takma.” Bunu söylemek çok kolaydır. Evet, aslında en güzel öğütür.

 Kafayı takmamak gerekir. Ama kimsenin buna gücü yetmez. Kafayı takmamak istediği halde kafayı takarlar. Yanlış düşünüyor olabilirim deyip de toparlanma çabası göstermezler Gösterseler de başarılı olamazlar.

 Bu düşüncelerin gerçeğe uygun olmadığı aklından geçer.

Sıkıntıyı atamaz. Gerçek dışı şeyleri boşuna düşündüğüne kendisi karar veremez. Bir yanlışa saplanmıştır. Uykuları kaçmıştır. Hasta olmuştur. Yanlışın da farkındadır. Bir türlü kendini kurtaramaz. İşte o yıllarım bu nedenle kâbus oldu. Doğru olanı, hayatı acısıyla, tatlısıyla sevmektir.

Ahşap işleri, çok okumak, çok yazmak ve Hobi bahçem benim ilaçların oldu.23 – 02 – 2020

About Author

Osman Kablan

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Oliver
Oliver
4 yıl önce

..Cok onemli bir konuya temas etmissiniz. Tebrikler..Stressiz hayat olmaz.Butun mesele boylesi durumlarda ne yapilacagi ve nasil giderilir konusudur. Evet, mental olarak devamli pozitif dusunmekdir.Uzulmekle,kafayi yormakla stress giderilmez.Daha kotusu “hormonal imbalance” hastaliga sebeb olur/olabilir.Bence en kolay caresi bol bol fitness-walking yapmak/yaklasik her gun 3-4 Km. yol yurumek ve temiz hava almakdir…”Walking is a stress buster” olarak tarif edilir. Gurultulu olan yerlerden kacinmak,sakin bahceli/park yerleri tercih etmek cok sihhatli olur kanaatindeyim.Buyuk sehirler kalabalik olmasi nedeni daha cok noise-pollution/gurultulu olunca stress seviyesi yuksek olan ve insanlarda daha mutsuzluk emareleri mevcuttur. Istatisklerde bilinenen goc-dalgasi/urban-dwellers sakin /kucuk kasabalari tercik ederler. Kafayi dinlemek icin tek care odur.Ayrica kucuk koy/kasabalarda adli meseleler daha az/gunluk olaylardir.Easy come,easy go! tabiri..Yavas hayat…Baska bir hususda,stress altinda olunca derin nefes alip/verme teknigini,visualization vs.,gibi seylerin yararli oldugu cok iyi bilinir.Stress zararli oldugu gibi bazen de faydali olabilir!..Bazi insanlar stress altinda daha cok uretken ve verimli olduklarini soylerler.Aynen okul yillarinda stress altinda talebeler daha cok calisir ve basarili olduklarina inanir..Tabii boylesi, kisinden kisiye degisen bir normdur.Kaidedir diyemeyiz.Ne derler, renklerin ve zevklerin munakasi olmaz…Iyi gunler.

tokat haberleri reseller tokat haberleri
kingroyal meritking meritking giriş kingroyal giriş madridbet