Dün, Valimiz ve Belediye Başkanımız riyasetinde tertip edilen birinci Tokat Aşıklar buluşmasına katıldım. Tertip edenlere teşekkür ediyorum. 600 yıllık bir maziye sahip olan bu milli geleneğimizi yaşatma çok önemli. Zira bu modern çağda(!) diğer pek çok geleneğimizde olduğu gibi âşıklık geleneğimiz de yavaş yavaş unutulmaya başladı. Bu topraklar eski âşıkları çıkaramaz oldu.
Değişik yörelerden 14 aşkın çağrıldığı bu buluşma çok güzel geçti, kulaklarımızın pası silindi. Daha çok üniversiteli gençlerin, özellikle bayanların ağırlıktaki katılımı güzelliğe güzellik kattı. Atışmalar yapıldı, türküler söylendi, halk edebiyatından güzel örnekler sunuldu.
Ancak yeri gelmişken belirtmek isterim ki, kültür sarayının ses düzeni artık eskidi. Sesler çok uğultulu geliyor, söylenenler net olarak anlaşılmıyor. Ses düzeninin yeniden elden geçirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Âşıklık geleneği, kültür varlığımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Âşıklık çağlar süren deneyimlerden geçerek biçimlenmiş, kendine özgü icra töresi, geleneğe dayalı yapısı, âşık olmak, âşıklığı sürdürmek için uyulması gereken kuralları olan bir gelenektir. (Alıntı)
Âşıklık geleneğinde sazlı (telden), sazsız (dilden), doğaçlama yoluyla, kalemle (yazarak) veya birkaç özelliği birden taşıyan geleneğe bağlı olarak şiir söyleyenlere “âşık”, bu söyleme biçimine “âşıklık – aşıklıma”, âşıkları yönlendiren kurallar bütününe de “âşıklık geleneği” adı verilir.”(alıntı)
Âşıklar birer sanatçıdır. Âşık, irticalen şiir söyleyebilen, şiirlerini sazı eşliğinde ezgilerle okuyabilen bir insandır. Âşık’ın yetişmesi usta-çırak ilişkisiyle olduğu için bir tür manevi eğitim de bu geleneğin olmazsa olmazıdır. Âşıklar bir ustanın yanında yetişmiş, çoğu zaman gezgin sanatçılardır. Âşıklar, içinde yaşadıkları toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi olaylar karşısındaki duygu ve düşüncelerine her dönemde, her ortamda tercüman olurlar. Halkın, çeşitli olaylar karşısındaki his, duygu, düşünce ve tepkilerini uzun uzun cümleler yerine; öz, sade konuşma dilini ustalıkla kullanarak veciz sözlerle anlatırlar.
Der Sümmani tamam oldu muhabbet
Biz varalım, siz olasız selamet
Kalktı bu karyeden çekildi kısmet
Göründü gözüme yol yavaş yavaş
Eski âşıklardan bir kısmını izlemiş biri olarak günümüzde o âşıkları televizyonlarda göremiyorum. Eski âşıklar televizyonlarda canlı yayınlarda bize saatlerce Anadolu kültürünü aktarırlardı. Fıkralarıyla, hikâyeleriyle, türkü ve atışmalarıyla bize doyumsuz saatler yaşatırlardı. Kendilerini iyi yetiştirmiş, edebiyatımıza vakıf, bilgi ve görgü ile donanmış insanlardı eski aşıklar. Bir tür yerel kültürün taşıyıcısı konumunda idiler. Yeni aşıklarda da bu özellikleri dün müşahede ettik. Bu geleneği popüler kültüre kurban etmemek gerekiyor. Aşık Veysel Şatıroğlu, Muharrem Ertaş, Aşık Daimi, Aşık Reyhani, Ali Ekber Çiçek, Neşet Ertaş, Aşık Mahzuni Şerif… bizler için çok önemli kültür taşıyıcılarımızdır. Eserleri, günümüz şarkı sözleri gibi yanıp sönen yıllık eserler olmayıp asırlık eserlerdir. Barış Manço da aynı zamanda bir aşıktı. “Kol düğmeleri, dağlar dağlar, yol verin ağalar beyler”… hiç unutulur mu? Modern bir aşık olan, 7’den 77’ye hitap edebilen Barış Manço, hala en çok aranan müzik elçilerimizden biridir. Japon halkının gönlünü kısa bir sürede fethetmesi, insanlığın ortak dili olan gönüle, gönül diliyle hitap etmesinden dolayıydı.
Erzurum ve Kars yöresi, âşıkların neredeyse vatanı gibiydi. Mesela aşık Reyhani’yi çok izledim. Sohbetleri doyumsuzdu. Almanya’ya giden işçilerimiz için yazıp okuduğu şiir bir sosyal yarayı milletin önüne getiren şiirlerden biriydi. Televizyonda canlı yayın konuğu olduğunda hem esprileri hem hikaye ve fıkraları hem de sosyal yaraları ve çözüm yollarını şiirle açıklaması ile farklı bir âşıktı. Allah rahmet eylesin. Dünkü âşıklar şenliğimize de bir Erzurumlu aşık geldi. Adı, aşık Temel Turabi. Afrin destanı diye bir şiir okudu, millet ayakta alkışladı. Eseri, Köroğlun’nun Bolu Bey’ine türküsüne benzetmiş. Ancak çok hoş olmuş.
Atışma aşıklar için zor ancak dinleyiciler için zevk verev, coşku oluşturan bir bölümdür. Dünkü aşıklar buluşmasında birkaç sanatçıdan birkaç kez atışma dinleme zevkine vardık. Son atışmada ayak olarak “Tokat’a gitmek gerek” ayağı verildi. Âşıklarımızın Tokat’ın özellikleri ile ilgili bir birikimleri olmadığı ve beklemedikleri bir ayak olduğundan tam konsantre olunamadığı için güzel dörtlükler ortaya çıkmadı. Ama yine de iyiydi, en azından birilerinin buna kafa yorması için ateşleyici olmuştur. Umarım birileri bunun için güzel deyişler ortaya çıkarır. Bunun için ben bir başlangıç yapayım, arkasından işin profesyonelleri sazı eline alsın! Aşağıdaki şiirim bir ön açma olur inşallah.
Aşıklar buluşmasını gerçekleştirmeye vesile olan Sayın Vali Dr. Ozan Balcı Bey ve Sayın Belediye Başkanı avukat Eyüp Erol Bey’e, öğrencilerinin katılımını gerçekleştiren ve organizasyonda büyük emeği geçen Öğr. Gör. Dr. Muhammed AVŞAR Bey’e, Prof. Dr. Hayrettin Bilgin hocamıza, yazar Osman Baş Bey’e teşekkür ediyorum. Devamını da
GİDİLMELİ TOKAT’A
Hayde gidelim Tokat’a
Orda verelim mola
Hanları hamamları
Gitmek gerek Tokat’a
Kebapların hasına
Yiğitler harmanına
Bir de güzelim yaylalarına
Gitmek gerek Tokat’a
Ballıca Mağarası
Tokat, Zile kalesi
Şifalı kaplıcaları
Gitmek gerek Tokat’a
Onbeşliler diyarı
Tarih kokar her yanı
Güzelim yazmaları
Gitmek gerek Tokat’a
İsmet YALÇINKAYA
29/12/2019