İlkokul üçüncü sınıf öğrencileri derste “sevgi” konusunu işliyordu. Sınıf Öğretmeni Mehmet beyin bir ara aklına geldi, sınıfa şöyle bir soru sordu:
-Çocuklar biliyorum, en çok anne ve babanızı seversiniz. Peki anne ve babanız dışında yakın akrabalarınızda en çok kimi seversiniz?
Çocuklar düşünmeye başlamışlardı ki, sınıfın en hazır cevap ve esprili öğrencisi Ümit hemen parmak kaldırdı. Ümit’in hazır cevap tutumunu bilen Mehmet Öğretmen her zamanki gibi gülümseyerek Ümit’e söz verdi.
-Öğretmenim ben Tombul Eniştemi severim, dedi.
Sınıftaki çocuklar gülüşmeye başladılar. Bunu gören Mehmet Öğretmen:
Çocuklar gülünecek bir şey yok. İnsanın anne ve babasından sonra aile yakınlarından sevdiği insanlar vardır. Bu insanlarda sizlere belki de hayatınızı değiştirecek şeyler veriyorlardır. Mesela ben bugün öğretmen olmamı eniştemin çocukken bana hediye ettiği kitaplara ve eniştemin “öğretmen ol, saygı ve sevgi gör” diye bana ümit vermesine borçluyum. Ümit’te tombul eniştesini seviyorsa bir nedeni vardır. Sıralım bakalım. Ümit neden tombul enişteni seviyorsun? Tombul ne demek?
Arkadaşlarını gülüşmesi ile biraz bozulan Ümit, öğretmeninin bu güzel konuşması ile tekrar ümitlendi ve anlatmaya başladı:
-Tombul eniştem benim halamın kocası. Ağabeyimle biz onların eve gidince çok mutlu oluyoruz. Bir kere eniştemin koskocaman kütüphanesi var evlerinin bir odası duvardan duvara kitap dolu. Kitapların içinde güzel çocuk kitapları var. Ağabeyim Ömercan o çocuk kitaplarını okuyarak okumayış evdi. Ben de okula başlamadan önce “ Bu kitapları bende okuyacağım” derdim. Bizim evde böyle kütüphane yok. Eniştem bana kalem verir, takvim verir, okuduğu gazetelerin çocuk derilerini verir. Benim de daha çok okuyasım gelir. Halamın kızı Ebrar ablam da bizlerle oyunlar oynar ve bize okumayı sevdirir. O yüzden ben en çok halamı ve tombul eniştemi severim, dedi.
Ümit’in böyle severe k anlattığı hikayeye gülen çocuklar, dikkat kesilerek Ümit’i dinliyorlardı. Hatta Ümit’in yanında oturan Ayşe’nin:
-Keşke bizimde tombul ve sevimli bize kitap hediye edecek eniştemiz olsa gerek, deyiverdi.
Bunun üzerine Mehmet öğretmen, sınıfa dönerek :
-Çocuklar işte bize böyle kitap hediye eden enişte, teyze ve dayı gibi insanların evlerinde kendimizi mutlu hissederiz. Bende aynen bana kitap hediye eden teyzem ile eniştemi çok severdim. Teyzemin kocası okuduğum okulun Müdürüydü ve beni okumaya teşvik etti. Ben de O’nun gibi öğretmen olmaya karar verdim ve oldum. Güzel örnek olan akrabalarımızı sevelim sayalım ki biz de gelişelim, dedi.
Aradan 30 yıl geçmişti.
Ümit’in sıra arkadaşı Orhan avukat olmuş ve bayağı da ün yapmıştı. Bir gün Orhan evde yemek sonrası gazetesini okurken okumayı yazmayı yeni öğrenen oğlu bir kitapla gelerek kitabın iç kapağında yazan “Orhan Kardeşime büyük adam olması dileği ile…” yazının ne manaya geldiğini sordu.
Kitabı görünce Orhan duygulandı, gözleri nemlendi. Dokunsan ağlayacaktı. Derin bir iç çektikten sonra yukardaki hikayeyi anlattıktan sonra Orhan bey şöyle anlattı:
-“Sıra arkadaşım Ümit bu konuşmayı yaptıktan birkaç gün sonra sınıfa kapkara gözlüklü ve hafif şişman adam geldi yanında bir genç koskoca bir koli taşıyordu. Meğer bu Ümit’in “Tombul eniştem” dediği adammış. Hem avukat hem yazar imiş ve Ümit’in bu konuşmayı anlatması üzerine hepimize kitaplar defterler ve kalemler getirmişti. Çok güzel Türkçesi ile bize kısa bir konuşma yapmıştı. Okumayı sevmemizi, meslek sahibi olmamızı ve çevremize de kitaplar hediye etmemizi söylüyordu. Avukatın adı UMUT’tu.”
Orhan beyin oğlu Ahmet kitabın kapağına baktı “ Sakın Umudunu kaybetme” yazıyordu kitabın kapağında. Orhan bey oğlunun saçlarını okşadı. Benim 30 yıl önce halimsin sen yavrum dedi. Gözlerinden yaşlara hakkim olamıyordu. O gün Umut Avukatı görünce bende okumayı seveceğim ve avukat olacağım dedim ve oldum. O GÜNDEN SONRA Ümit ile sıkı arkadaş olduk Avukat Umut ağabeyi hep ziyaret ettik ve hep umudumuz oldu Ümit ile bana, dedi.
Orhan beyin oğlu Ahmet de “Umudunu Sakın Kaybetme” kitabını okudu ve Avukat Umut ile tanıştı. O’nun kitaplarını babasının kütüphanesinden bulup okudu ve okumayı severek başarılı insan oldu.
Ümit dolun insanlar Umut dolu inanları örnek alınca hayat Umutvar insanlarla doluyor ve insanlar başarılı oluyor işte hayatın özeti….