38°C
22 November 2024
Köşe Yazıları

Yaşadığım Anılardan

  • Ağustos 7, 2019
  • 3 min read

İnsan boş durmuyorsa, radarlarını çalıştırıyorsa!, meraklıysa (hayırda) anılarının olmaması mümkün değildir. Zaten hayatın anlamı biraz da anılara bağlıdır. Anıların oluşturduğu kültür ve onlarla yaşanan hayat çok daha dolu ve zevkli geçer, ilişkiler güzel yaşanır. Anısı olmayanların gardıropları boştur, giyecek elbise bulamazlar.

Mekke’de hizmet sektörünün çalışanları genellikle fakir ülkelerin gençleridir. Düşük ücretle çalıştırılırlar ve sosyal güvenceleri yoktur. Hakları bir Arap kefilin iki dudağı arasındadır. Diyanetin kiraladığı otobüsleri onlar kullanır, otellerdeki işleri onlar yürütür. Otobüs otelin önüne geldiğinde şoför iner, lobide çayını veya nescafesini içer, şöyle bir kendine gelir (dirilir) ve yolcuyu bindirdikten sonra ver elini Haram’a (Kabe’ye).

Bir seferinde Sudan’lı 30 yaşlarında Şirin ve sempatik şoför bardağına doldurduğu suya atmak için üçü bir arada nescafe aldı. Tam bardağı boşaltacakken Hacı dedim, “Mafiş, petrol zarar”, bana döndü ve gülerek, “petrol!” Arapça bir iki kelimeden sonra “Petrol!”, bardağa bir nescafe daha boşaltıp gülerek “Petrol” dedi. Ardından aynı bardağa bir de sallama çay koydu. Ardından bardağa üç paket şeker döktü, karıştırdı ve “petrol” diye gülümsedi. Hacı dedim. Atom oldu booooommmm olacak dedim. Puumm uçacaksın dedim. Her iki elini yukarıya kaldırıp direksiyon işareti yaparak pummm pummm diyerek gülmekten yere yattı neredeyse. Bu sevimli Sudanlı ile her karşılaştığımda “ Petrol, pumm “ seremonisi yaparak arabaya biniyorum. Adama 10 riyal bahşiş verdim. Türki Türki diyerek sevinç çığlıkları attı.

Bir başka Sudanlı şoförün kullandığı otobüs ile Kabe’den otele dönüyorum. Bir iki kelime Arapça bir iki kelime İngilizce ile hal hatır soruyorum ve memnun kalıyorlar. Yolda biraz kestirdiğim için uykulu gözlerle otelin önüne geldiğimin farkında değilim. Otobüsün kapısı açıldı ve bir Türk ile Arapça konuştuğunu gördüm. Tercüman bulmuşum, fırsatı kaza eder miyim? Hemen sordurmaya başladım. Nereli, kaç yıldır burada, hayatından memnun mu, kaç para alıyor, günde kaç saat çalışıyor? El-Beşir’e ne oldu, iyi bir yönetici miydi? (Burada şunu da ifade edeyim; soru sormak çok güzel bir şeydir ve birikim ister). Bu arada otobüs de yoluna devam ediyor. Etrafa bir baktım otelle Kabe arasındaki yolu yarılamışız. Meğerse Kabe’den dönenleri otelde indirmiş ve Kabe’ye geri dönüyor. Hacı müşkülat, otel… diyorum, o gülüyor. Durumu anlamış. Haci mafiş, mafiş diyor. Arkaya bir baktım, hanım ve arkadaşı otelden otobüse binmiş ve bizi izliyorlar. Kız niye haber vermediniz diyorum, olayı anlamadık diyorlar. Olsun dedim, bir anı yakaladık ve değerlendireyim dedim. Hiçbir şey olmamış gibi koltuğuma oturdum, çantamı açtım ve Kur’an’ı Kerim’i çıkardım. Ötele gelinceye kadar epeyce Kur’an okudum. Zira arafa gününe kadar hatmi bitirmeyi planlamıştım.

DİKKAT!  Yazar Nurgül Yakın ile söyleşi
About Author

İsmet Yalçınkaya

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
tokat haberleri reseller
kingroyal meritking meritking giriş kingroyal giriş madridbet